Logo

1. Hukuk Dairesi2023/197 E. 2024/529 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Elbirliği mülkiyetine konu taşınmaz üzerindeki tapu kaydının iptali ve tescil davasının mirasçılardan sadece bir kısmı tarafından açılması nedeniyle davanın aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Elbirliği mülkiyetine konu taşınmazlar üzerinde tasarrufi işlemlerin tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması gerektiği, bu nedenle mirasçılardan sadece bir kısmı tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/11 E., 2021/44 K.

DAVALILAR : ...,... vekili Avukat ...,...,...

ASLİ MÜDAHİLLER : ..., ..., ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM : Usulden ret

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ve asli müdahiller vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dilekçesinde; ... ada 3 parsel sayılı dava konusu taşınmazın müvekkili ve davalıların ortak mirasbırakanı ...'ten intikal etmesine rağmen miras hukukuna aykırı olarak davalılar adına tespit edildiğini, ekte sundukları 11.03.1960 tarih, 84 cilt, 92 sahife, 23 sıra numarasında kayıtlı tapu senedinin de taşınmazın ortak mirasbırakan ...'ten intikal ettiğini belgelediğini, davalılar ...,...,...'un taşınmazda mülkiyet hakkı olan müvekkil ve diğer mirasçıların açacağı davayı bertaraf etmek üzere dava konusu taşınmazı ...'e devrettiklerini, bu devir işleminin muvazaalı olduğunu, ...'in diğer davalılarla yakın akraba olup davalı ...'un ise oğlu olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... mirasçısı olan müvekkili adına miras hissesi oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... süresinde sundukları cevap dilekçelerinde; dava konusu taşınmazın yaklaşık 8 yıl önce ...'in babası, ...'in ise dedesi olan ... adına kadastrodan tespit gördüğünü, ... adına tespit ve kayıt edildikten sonra askıya çıkarıldığını ve yapılan tespitlerin kesinleştiğini, davacı tarafın yapılan tespitlere süresi içinde hiçbir itirazda bulunmadığını, daha sonra bu taşınmazın ... mirasçıları olan eşi ... ile çocukları ..., ... adlarına devir ve intikalinin yapıldığını, tüm mirasçıların paylarını davalılardan ... oğlu ... adına 29.08.2013 tarihinde devrettiklerini ve tapuda herhangi bir hisselerinin kalmadığını, davacının iddialarının bir dayanağı olmadığını, dava konusu olan taşınmazın taraflarına ait olduğunu, babadan ve dededen kendilerine intikal ettiğini davacının bildiğini, hatta taşınmaz üzerinde babası ve davalılardan ...'in dedesi olan ... tarafından yapılmış olan kargir-ahşap bir bina mevcut olduğunu, dava konusu taşınmazın eski 84 cilt, 92 sahife, 23 sıradaki taşınmaz kaydı ile örtüşmediğini, taşınmazın eski tedavül kayıtları getirildiğinde bu durumun anlaşılacağını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

İliç Asliye Hukuk Mahkemesi, 24.06.2015 tarih ve 2014/363 Esas, 2015/704 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın kendisine ait olduğunu iddia ettiği yerlerin tespiti açısından mahallinde kadastro bilirkişisi, mahalli bilirkişi ve tespit tanıkları marifeti ile keşif icra edildiği ve keşifte davacıların kendilerinin de haklarının olduğunu belirttiği ve talep ettiği taşınmaz sınırlarının tespit olunduğu, mahalli bilirkişi beyanlarına göre tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaza mevkii ve hudutlar itibari ile birebir uyduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle fen bilirkişilerinin raporlarına ekli krokilerinde belirtmiş oldukları bilgilere göre davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 25.12.2020 tarih ve 2018/5721 Esas, 2020/6413 Karar sayılı kararıyla;

Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tarafların kök mirasbırakanı ...’den kaldığı ve taksim edilmediği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verildiği, davanın miras hakkına dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu, davacı ...’in kök mirasbırakan ... oğlu ...'in kızı; asli müdahiller ... ve ...'in, kök mirasbırakan ... oğlu ...'in oğulları; asli müdahil ...'ın kök mirasbırakan ... kızı ...'ın oğlu; davalılar ..., ..., ... ve ...'un kök mirasbırakan ... oğlu ...'ın mirasçısı ve diğer davalı ...'in ise, kök mirasbırakan ... oğlu davalı ... mirasçısı olduğunun anlaşıldığı, davalı ...'in, babası ...'in hayatta olması nedeniyle kök mirasbırakan ... terekesine göre üçüncü kişi konumunda olduğu, davacı ve asli müdahiller iştirak (elbirliği) halinde mülkiyet hükümlerine tabi olan kök mirasbırakan ...'in terekesine dahil olduğunu iddia ettikleri taşınmazlara ilişkin miras payları oranında adlarına tescili istemiyle diğer mirasçılar aleyhine dava açabilirlerse de, terekeye karşı üçüncü kişi durumundaki kişiler aleyhine miras payına yönelik olarak dava açmalarının hukuken mümkün olmadığı, elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 640 ve 702 nci maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği, bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de bu şekilde açılan bir davada tüm mirasçıların katılımının sağlanmasının zorunlu olduğu, ancak elbirliği mülkiyetinin sözkonusu olduğu hallerde bir mirasçı, payına yönelik olarak tek başına dava açamayacağı gibi sonradan diğer mirasçıların muvafakatlarının alınmasının da hüküm ifade etmeyeceği; somut olayda davanın, taşınmazların terekeye döndürülmesi, başka bir deyişle kök mirasbırakan ...’in tüm mirasçıları adına tescili istemine ilişkin olmayıp miras payına yönelik olduğu; Mahkemece davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi isabetsiz olduğu gibi kabule göre de, davalılardan kök mirasbırakan ... oğlu ... mirasçısı ... tapu kayıt maliki olmadığına göre adı geçen hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmemesi dahi isabetsiz bulunduğundan davalılar ... ve ...’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İliç Asliye Hukuk Mahkemesi 20.05.2021 tarih ve 2021/11 Esas, 2021/44 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin, dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...'e ait olduğu iddiasıyla miras payı oranında taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini istediği, kök mirasbırakan ... vefat etmiş olup ölüm tarihine göre TMK'nın 701 inci maddesi gereğince terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu, mirasbırakanın davacıdan başka dava dışı mirasçıları olduğunun dosyada mevcut veraset ilamı ile sabit olduğu, davalı ...'in davacı mirasbırakanı ... terekesine karşı üçüncü kişi konumunda olduğu, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkının ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunduğu, TMK'nın 640 ve 702 inci maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği arandığı, yani tasarrufi işlemlerin tüm mirasçıların katılımıyla yapılabileceği, kural olarak, dava açmanın da tasarrufi bir işlem olduğu, miras bırakandan intikal ettiği iddiasıyla üçüncü kişilere karşı açılan davalarda, uyuşmazlık konusu taşınmazın taksim, bağış vb. şekilde mirasçılardan birine veya bir bölümüne bırakıldığı iddia edilip kanıtlanmadığı sürece mirasçılardan bir veya bir kısmı adına tescil istenemeyeceği, terekeye dahil taşınmaz için bir veya birkaç mirasçı adlarına tescil istemiyle dava açamayacağı, bu istekle açılan davada tüm mirasçılar adına (tereke adına) tescil istenilmediğinden dava dışı diğer mirasçıların davaya katılımlarının sağlanması veya miras şirketine temsilci tayin edilmesi yoluyla dava şartının sağlanması ve davaya devam edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesi'nin 25.12.2020 tarih ve 2018/5721 Esas, 2020/6413 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve asli müdahiller vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı ve asli müdahiller vekili temyiz dilekçesinde; ... ada 3 parsel sayılı taşınmazın, müvekkil ve davalıların ortak mirasbırakanı ...' ten intikal ettiğini ancak kadastro sırasında mülkiyetinin yalnızca bir kısım davalılar adına tespit edildiğini, bilahare davalıların, açılacak davaları bertaraf etme amacıyla bu taşınmazı muvazaalı olarak ...'in oğlu ve diğer davalıların yeğeni davalı ...'e devir ettiklerini beyan ve iddia ile mevcut davayı açtıklarını, Yerel Mahkemenin kabul kararı sonrası Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 25.12.2020 tarihli ve 2018/5271 Esas 2020/6413 Karar sayılı kararı ile davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verildiğini, bilahare bozmaya uyan Yerel Mahkemenin de aktif dava ehliyeti yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verdiğini, 10.06.2014 tarihli dava dilekçelerinde iki temel vakıa bildirdiklerini, bunlardan birincisinin taşınmazın kök mirasbırakan ...'ten intikal ettiği, ikincisinin de taşınmazın kadastro tespiti sonrası muvazaalı yollardan son tapu kayıt maliki ... üzerine geçirildiğine ilişkin olduğunu, dava dilekçesindeki muvazaa iddiasının gerek Yargıtay 16. Hukuk Dairesi gerekse temyize konu edilen bu kararda yok sayıldığını, muvazaa iddialı davaların pay oranında açılabileceğini, bu durumun da Yargıtay içtihatlarında da ifade edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı ve 702 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı ve asli müdahiller vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ve asli müdahiller vekilinin temyiz itirazının reddi ile usul ve kanuna ve bozma gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Alınması gereken 368,30 TL onama harcının temyiz eden davacı ve asli müdahillere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...