"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/560 E., 2023/349 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/147 E., 2021/119 K.
Taraflar arasındaki inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının kardeş olduğunu, davacının dava konusu İstanbul İli Küçükçekmece İlçesi ... Mahallesi 116 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 payını babasını kaybettiği, hastalık ve stresle uğraştığı bir dönemde taşınmazın kendisine geri devredileceği inancıyla kardeşi davalıya 06.12.2007 tarihinde devrettiğini, aradan geçen sürede taşınmazdaki payın davacıya devredilmediğini ileri sürerek davacı tarafından devredilen 1/4 payın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazdaki payın davalı tarafından davanın açılmasından 12 yıl önce bedeli ödenmek suretiyle satın alındığını, o tarihten beri de davacı ile davalının görüşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca inançlı işlemin yazılı delil veya delil başlangıcı niteliğinde belge ile ispatlanması gerektiği, davacı tarafça herhangi bir yazılı delil sunulmadığı, hal böyle olunca davacı tanıklarının dinlenmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafın yemin deliline dayanmayacakları yönündeki beyanı birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, inançlı işlemin yazılı delille ispatlanması gerektiği husunda bir kanun hükmü bulunmadığı, dava konusu sözleşme kardeşler arasında yapıldığından senetle ispat zorunluluğunun istisnaları arasında kaldığını, tanık dinletme taleplerinin haksız olarak reddedildiğini, taşınmazın geri alınmak üzere davalıya devredildiğinin tanıklarca bilindiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların kardeş olduğu, davacının mirasbırakan babasından intikal eden 1/4 taşınmaz payını 06.12.2007 tarihinde davalı kardeşine satarak devrettiği, davacının o dönem kardeşinin zor durumda olduğunu, bu sebeple taşınmaz hissesinin geri verileceği inancı ile devredildiğini iddia ettiği, taraflar kardeş olsa da 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereği inanç sözleşmesinin tanık ile ispatının mümkün olmadığı, bunun için yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge sunulmasının gerektiği, davacının yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı sayılabilecek bir belge sunmadığı, karşı tarafa yemin de teklif etmediği, bu haliyle davacının iddiasını ispatlayamadığından davanın reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun (2797 sayılı Kanun) 45 inci maddesi uyarınca içtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar. Bu yasal düzenleme gereğince, içtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurulları, Daireleri ve adliye mahkemeleri için gerekçeleri ile açıklayıcı, sonucu ile bağlayıcı olduğunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 27.09.2023 tarihli ve 2023/12-680 Esas, 2023/858 Karar sayılı kararı,§ 6).
3. İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Uygulamada mesele, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ilişkilendirilip bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir. Anılan İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği, şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.
4. Dava konusu İstanbul İli Küçükçekmece İlçesi ... Mahallesi 116 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki davacı ve davalının babası ...'e ait 1/2 payın 04.12.2007 tarihinde 1/4'er payla davacı ve davalıya intikal ettiği, davacının 1/4 payını 06.12.2007 tarihinde davalı ...'e satış suretiyle devrettiği anlaşılmıştır.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.