Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2228 E. 2023/3217 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, taşınmazın bir bölümünün sığınak olduğunu bilmediğini, davalıların kendisini kandırarak bu bölümü devraldığını iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Vekil sıfatıyla hareket eden davalının, sözleşmenin kurulması aşamasında bulunması ve hile yaptığı sabit olduğundan, sözleşmenin karşı tarafının hileyi bilip bilmediğinin aranmasına gerek olmaksızın, davacının iradesinin fesada uğratıldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kısmen Kabul Kısmen Ret

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince önceki kararda direnilmiş, karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Hukuk Genel Kurulu tarafından direnme kararının yerinde olduğu ancak davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

I. DAVA

Davacı, dava dışı ... adına kayıtlı davaya konu 823 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 1 no.lu bağımsız bölümü, müteahhit ...'den 78.000 TL karşılığında satın aldığını, kredi kullanarak satış bedelini davalı ...’ya ödediğini, taşınmazın tamamı adına kayıtlı iken davalı...'nın aldatması sonucu 1/2 payını haksız ve hukuka aykırı bir şekilde diğer davalı ...'ye devrettiğini ileri sürerek, davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde uğramış olduğu zararın haksız fiil kapsamında işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... cevap dilekçesinde; iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının çekişmeli bağımsız bölümü eşi ...’ya sattığını, bedelini de satış sırasında nakden aldığını, gerçek bir satış olduğunu, aksinin yazılı ve kesin delillerle kanıtlanması gerektiğini, bu nedenle tanık dinletmeye onay vermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.03.2017 tarihli ve 2015/396 Esas, 2017/98 Karar sayılı kararıyla; dinlenen tanık beyanlarına göre, davacının dava konusu zemin kat bir numaralı daireyi davalı yüklenici...'dan satın aldığı, dairenin alt katında bir sığınak bulunduğu, davalı yüklenicinin bu sığınağı daireye çevirdiği, kiraya verebilmek için elektrik-su bağlatması gerektiği, davacının anılan sığınağın satın aldığı daireye dahil olduğunu sandığı, davalıların bu sığınak için çekişmeli payın kendilerine devrini istedikleri, davacının da bağımsız bölümün 1/2 payını davalı ...’ya devrettiği, yapılan keşif ile bağımsız bölümde davacının ikamet ettiği, alttaki ... katın onaylı mimari projesinde binanın ortak yeri olarak gözüktüğü, ancak davalılar tarafından kiraya verilerek kullanıldığı, çekişme konusu 1/2 payın davalı tarafın aldatması sonucu temlik edildiğinin kanıtlandığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalı ... yönünden davanın kabulü ile dava konusu 823 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı ½ payın tapu kaydının iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2017 tarihli ve 2017/1044 Esas, 2017/1385 Karar sayılı kararıyla; yazılı şekilde karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davalı ...’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 22.05.2019 tarihli ve 2018/2817 E., 2019/3208 K. sayılı kararıyla; dava, hile (aldatma) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir...Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu 823 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 1 no.lu bağımsız bölümünün ½ payını 11.05.2015 tarihinde satış yolu davalı ...’ya temlik ettiği, söz konusu resmi senette davalı ... adına vekaleten diğer davalı ...’nın işlemi yaptığı, davacının taşınmazın ½ payını sığınak zannettiğini, davalı...’nın kendisini bu şekilde kandırarak taşınmazı devretmesini sağladığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır...Somut olaya gelince; çekişme konusu taşınmaz bir bağımsız bölümdür. Bağımsız bölümde sığınağın (ki sığınak binanın ortak alanıdır) taşınmaza dahil olmayacağı herkesçe bilinen bir durumdur. Tapu memuru önünde işlem yapılırken de 1 no.lu bağımsız bölümün ½ payının temlikinin yapıldığı davacıya okunmuştur. Bu durumda sığınağı temlik ettiği zannına kapılması dinlenebilir bir iddia değildir. Yukarıdaki ilkeler ve somut olgular birlikte değerlendirildiğinde hile iddiasının kanıtlanamadığı açıktır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...'' gerekçesiyle oy çokluğuyla karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile önceki gerekçe yanında, çekişmeli 1/2 payın 30.000,00 TL’ye davalı ...’ya satıldığı, keşfen 1/2 pay değerinin 75.000,00 TL olarak saptandığı, satış senedinde belirtilen 30.000,00 TL dışında kalan 45.000,00 TL’nin davacıya ödendiğine dair bir savunmada bulunulmadığı, ayrıca davacının ikamet ettiği dairenin yarı payını aradan yedi yıl geçtikten sonra tekrar satın aldığı yükleniciye devretmesi ve 1/2 pay karşılığı kullanım bedeli ödememesinin hayatın olağan akışına uygun düşmediği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

C. Hukuk Genel Kuruluna Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 10.03.2021 tarihli ve 2021/660 E. 2021/1349 K. sayılı kararıyla; direnme kararının incelenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Hukuk Genel Kurulu Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.02.2023 tarihli ve 2021/1-335 E.- 2023/21 K. sayılı kararıyla; "...Yukarıda yer verilen açıklamalar ile bilgi ve belgeler bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde; binanın müteahhidi olan davalı ...'nın dava konusu bağımsız bölüm (daire) altındaki ortak kullanım alanını kiraya verebilmek amacıyla daireye çevirdiği, kat irtifaklı binada sonradan daire yapılan yere abonelik kaydı alabilmek için davalı ...'nın davacıdan 1/2 payın devrini istediği, bu istek sırasında alt kattaki daireye ait payın dava konusu bağımsız bölüm içinde yer aldığını söylediği, davacının da bu söyleme inanarak çekişmeli 1/2 payı diğer davalı ...'ya devrettiği, davacının 2008 yılında edindiği ve ikamet ettiği dairesinin 1/2 payını aradan yedi yıl geçtikten sonra müteahhide (eşine) değerinin çok altında devretmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, kaldı ki davalı ...'nun da pay maliki olarak davacıdan kira talebi olmadığı gibi haksız kullanıma dayalı el atmanın önlenmesi veya ecrimisil davası da açmadığı, bir başka ifadeyle dava konusu bağımsız bölümü sahiplenmediği, temlik sırasında davacının iradesinin fesada uğratıldığı ve dava konusu bağımsız bölümün 1/2 payının elinden alındığı, bu hususun davacı tarafça ispat edildiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan somut olayda çekişmeli pay devri, sözleşmenin karşı tarafı olan alıcı-davalı ... tarafından değil vekili olan davalı ...'nın hilesi sonucunda yapılmıştır. Yukarıda değinildiği gibi üçüncü kişinin hilesi ile sözleşme yapan kişinin sözleşmenin iptalini isteyebilmesi için lehine hile yapılan karşı tarafın, sözleşmenin yapıldığı sırada hileyi bilmesi veya bilecek durumda olması TBK’nın 36/2 nci maddesinin gereğidir. Hileyi yapan kişinin sözleşmenin tarafı mı yoksa üçüncü kişi mi olduğu hususu Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.03.2015 tarihli ve 2013/19-1707 Esas, 2015/1072 Karar sayılı kararında vurgulandığı gibi sözleşmenin hazırlık, müzakere ve kurulma aşamalarına katılıp katılmadığına göre saptanacaktır. Sözleşmenin bu üç aşamasından birine veya bir kaçına katılan kişi artık o sözleşmede TBK’nın 36/2 nci maddesi anlamında üçüncü kişi sayılmayacaktır. Diğer taraf ile beraber ya da onun ad ve hesabına veya başka herhangi bir şekilde sözleşmenin kurulmasına katılmamış olan kişiler üçüncü kişi konumundadırlar. Bu açıklama uyarınca vekil tarafından yapılan sözleşmelerde vekilin üçüncü kişi sayılması söz konusu değildir. Vekilin hilesi de üçüncü kişinin hilesi olarak değil karşı tarafın hilesi olarak değerlendirilecektir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.02.2021 tarihli ve 2017/1-1216 Esas, 2021/60 Karar sayılı kararında da aynı esaslar benimsenmiştir. Davalı ..., Devrekani Noterliğinin 04.05.2015 tarihli vekâletnamesi ile davalı ...'yı yetkili kılmış ve tapuda bizzat vekili tarafından gerçekleştirilen işlem sonucunda dava konusu bağımsız bölümün 1/2 payını temlik almıştır. Böyle olunca taşınmaz satış sözleşmesini vekil sıfatıyla bizzat yapan bu kişinin hilesi, hileyi bilmesi veya bilecek durumda olması koşulu aranmaksızın akidin hilesi olarak kabul edilecektir. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, dava konusu 1 numaralı bağımsız bölümün zemin katta bulunduğu, yönetim planında alt katındaki bodrumun sığınak olduğu, bu durumun da herkes tarafından bilinebileceği, davacı tarafın bu konuda kandırılmasının mümkün olmadığı, resmi akitte satış bedelinin ödendiğinin de sabit olduğu, böyle olunca davanın reddine karar verilmesi için Özel Daire bozma kararındaki nedenlerle direnme kararının bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. Hâl böyle olunca, ilk derece mahkemesince davalı ... yönünden tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne dair verilen direnme kararı yerindedir. Ne var ki Özel Dairece bozma nedenine göre diğer yönlerden bir inceleme yapılmadığından diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir..." gerekçesiyle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı tarafın isteği ve iradesine uygun olarak satışın gerçekleştiğini, satış bedelinin tapu memuru ve kameralar önünde elden davacıya ödendiğini, davacının binanın sığınak kısmını devrettiği zannı ile hareket ettiği kabul edildiğinde akitte yazılı satış bedelini neden aldığını açıklayamadığını, sığınak kısmının kendi dairesine ait olduğunu düşünmesinin mümkün olmadığını, 2008 yılında dairesini satın alırken diğer daireler ile aynı bedeli ödediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 3.969,02 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.