Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2351 E. 2024/4531 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera olarak tescil edilen taşınmazın, kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak tapuya kayıt ve tescilinin istenmesine ilişkin mera sınırlandırmasının iptali davasında, mahkemenin bozma kararına uyularak verilen ret kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın kadim mera vasfında olduğuna dair tespitinin yerinde olduğu, bozma kararına uygun davrandığı ve usul/yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, tereke temsilcisinin temyiz itirazları reddedilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/52 E., 2023/36 K.

TEREKE TEMSİLCİSİ : ... vekili Avukat ...

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen mera sınırlandırılmasının iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı Tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., mevkii ve sınırlarını açıkladığı 114 ada 89 sayılı parselin mera olarak sınırlandırıldığını açıklayarak mera sınırlandırmasının iptaliyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, 26.05.2010 tarihli yargılama oturumunda ise; “…dava konusu yerin eskiden beri babası ...’e ait olduğunu, yıllarca babası tarafından kullanıldıktan sonra ölümü ile mirasçılarına kaldığını, tapularının bulunmadığını, dava konusu yerin tapu kaydının iptali ile babası ... mirasçıları adına tespitinin yapılmasını…” istemiş ve beyanı altına imzası alınmış, ... terekesi adına tescil talep edilmesi üzerine mirasbırakan ...’in terekesi için davacı ... tereke temsilcisi olarak atanmıştır.

II. CEVAP

1.Davalı köy temsilcisi davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

2.Davalı ... temsilcisi 31.03.2010 tarihli cevap dilekçesinde; taşınmazın mera olarak sınırlandırıldığını, meraların zamanaşımı ile kazanılamayacağını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.05.2011 tarihli ve 2010/65 Esas, 2011/259 Karar sayılı kararıyla, uyuşmazlık konusu taşınmazın davacının miras bırakanı ...’den kaldığı, veraset belgesi ile nüfus kaydına göre başka mirasçılarının da bulunduğu, bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 23.12.2011 tarihli ve 2011/5201 Esas, 2011/7544 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece, dava koşulundan davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde; 114 ada 89 sayılı parsel içerisinde sınırlarını açıkladığı taşınmaz bölümü bakımından mera sınırlandırmasının iptaliyle adına tesciline karar verilmesini istemiş ise de, bu isteğini 26.05.2010 tarihli duruşmada verdiği imzalı beyanı ile ıslah ederek miras bırakan ...’in tüm mirasçıları adına iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.Islah yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. Davacının yargılama tutanağına geçen beyanı ile dava dilekçesini ıslah etmiş ve tüm mirasçılar adına mera sınırlandırmasının iptaliyle tescilini istediğine göre ıslahın yöntemin uygun bir biçimde yapıldığının ve tüm mirasçılar adına iptal ve tescile karar verilmesi istenildiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle istek ve savunma doğrultusunda tüm delillerin toplanması gerekmektedir. Uyuşmazlık konusu 114 ada 89 sayılı parsel, 143 hektar 7241 m² (1.437.241 m²) yüzölçümü büyüklüğünde bir yer olup 24.10.2002 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında mera niteliğiyle belgesizden ve 1937 tarih 184 sıra nolu vergi kaydının uygulaması sonucu ... Köyü orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Kadastro tutanağı 26.12.2002 tarihinde kesinleşmiştir. Mera sınırlandırmasının iptali istenildiğine göre taşınmazın sınırları içinde bulunduğu ... köyüne ait tahsisli ve kadim mera kayıtlarının İl, İlçe Özel İdare, İlçe Tarım Müdürlüğü, Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden istenmesi, varsa kayıt ve belgelerle birlikte meraya ilişkin haritaların getirtilerek dosya arasına konulması, dava konusu taşınmaza komşu 114 ada 2, 3, 4, 5, 9, 10, 11, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 14 ve adası belirlenemeyen ancak Doğubeyazıt Kadastro Müdürlüğünün 22.04.2010 havale tarihli 205/605 sayılı yazısı ekinde gönderilen kroki üzerinde saptanan 1, 2, 3, 4, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33 ve 34 sayılı parsellere ait kadastro tutanağı ve ekleri ile bu parsellere kadastro sırasında revizyon gören tapu ve vergi kayıtları da bulundukları yerlerden getirtilerek, dosyaya eklenmesi, meradan yararı bulunmayan yerel bilirkişilerin mahkemece yöntemine uygun bir biçimde belirlenmesi, yine meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yeri ve yöreyi bilen yaşlı tanıklarını bildirmeleri için taraflara süre ve imkan tanınması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK'nın 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiye ile çağrılmaları, davetiyeye uymamaları halinde aynı kanunun 245. maddesi gereğince işlem yapılması, HMK'nın 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın meraya ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların keşifte dinlenmelerinin sağlanması, kadim ve tahsisli meraya ait kayıt ve belgeler ile komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, dava konusu tescili istenen yerin tahsisli ve kadim mera kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, sözü edilen kayıtlar kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde kadim mera araştırmasının yapılması, dava konusu taşınmazın içerisinde bulunduğu kadim meradan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığının saptanması, aynı şekilde dava konusu yerin kadim meradan açılarak kültür arazisi haline getirilip getirilmediğinin yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla dava konusu taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı bir bütün olarak incelenmek suretiyle tescili istenen taşınmaz bölümünün kadim meradan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığı konusunda tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık rapor alınması gerekmektedir.Bundan ayrı 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca muris Ahmet ve tüm mirasçıları bakımından miktar araştırmasının yapılması, belgesizden edinilen taşınmaz olup olmadığının Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, tescil davalarına ait dosyaların ise ait oldukları mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden göz önünde tutulması, belgesizden edinilen taşınmazların aynı kadastro çalışma alanı içerisinde edinilmesi gerektiğinin gözetilmesi, kadastro tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduklarının düşünülmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır...” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 31.01.2023 tarihli ve 2016/52 Esas, 2023/36 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların 24.10.2002 tarihinde mera vasfı ile tapuya tescil edildiği, taşınmazın öncesinde mera olarak tahsisine ilişkin bir karar bulunmamakla birlikte dosya kapsamına celp edilen 184 sıra nolu vergi (mera) kaydının yapılan keşifte yerel bilirkişilerden sorularak mahallinde uygulanmasından dava konusu taşınmazı kapsamış olması, taşınmazın bir bölümün eğimi nedeniyle tarıma uygun olmaması, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün geven, sığır kuyruğu, sütleğen gibi mera bitkilerininden oluşması, teknik bilirkişi raporu ile örtüşen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ve 184 sıra nolu vergi kaydı dikkate alınarak taşınmazın mera vasfında olduğu ve kadimden beri ... köyü halkı tarafının kullanıldığı sonucuna varıldığı, mera olan taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Tereke temsilcisi vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile hüküm verildiğini, hava fotoğraflarının incelenmediğini, dava konusu yere sınır duvarı örüldüğünü bu nedenle tanık ve mahalli bilirkişilerin dava konusu alanı net olarak göremeyip, net bilgi veremediklerini, dava konusu alanın eklemeli zilyetlikle davacıya kaldığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi zilyetliğe dayalı mera sınırlandırmasının iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 16 ncı ve 17 nci maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı,

6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun 190 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. 2002 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu; Ağrı ili, ... ilçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 89 sayılı parsel sayılı taşınmaz, 143 hektar 7241 m² (1.437.241 m²) yüzölçümü ile belgesizden ve 1937 tarih 184 sıra nolu vergi kaydının uygulaması sonucu mera niteliği ile ... Köyü orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Kadastro tutanağı 26.12.2002 tarihinde kesinleşmiştir.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Tereke temsilcisi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden tereke temsilcisinden alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

02.07.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.