Logo

1. Hukuk Dairesi2023/24 E. 2024/1065 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz devrinin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın taşınmaz devrinde mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakma amacıyla hareket ettiği, satış bedeli ile gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğu ve devrin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1634 E., 2022/1842 K.

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/519 E., 2019/568 K.

Taraflar arasındaki muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının harç yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların babası ...’in 23.11.2015 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçıları olarak eşi ..., kızları ... ve ... ile oğlu ...'in kaldığını, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmak amacıyla ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 11491 ada 2 parsel sayılı taşınmazı dava dışı ... isimli şahsa satış yoluyla temlik ettiğini, ...'nin de bu taşınmazı mirasbırakanın mirasçısı ...’in eşi olan davalı ...’e satış yoluyla devrettiğini, mirasbırakanın davacıları miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla dava konusu taşınmazı ... aracılığıyla davalıya devrettiğini, söz konusu işlemin muvazaalı olduğunu ve geçersiz olduğunu, mirasbırakanın yıllardır ticaretle uğraştığını, maddi durumunun son derece yerinde olduğunu, vefat etmeden önce üzerine kayıtlı yedi adet taşınmazı ve bir adet aracı bulunduğunu, mirasbırakanın maddi durumu göz önüne alındığında söz konusu taşınmazı satma gibi bir gereksiniminin olmadığını, dava konusu taşınmazın dava dışı ...'ye 05.05.2009 tarihinde, ...'den ...'e ise 20.05.2009 tarihinde temlik edildiğini, devirlerinin çok kısa aralıklarla yapıldığını, dava konusu taşınmazın satış bedelleri ile gerçek bedeli arasında orantısızlık olduğunu, dava dışı ...'nin taşınmazı satın almaya elverişli geliri ve malvarlığının bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacıların miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin müvekkiline tebliğinin usulüne uygun olmadığını, cevap dilekçesinin süresi içinde sunulduğunun kabulünü talep ettiklerini, davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmazın mirasbırakan ile tüm ailesinin özellikle yazları sıkça kullandıkları bağ evi olduğunu, mirasbırakanın bu taşınmazı ...'ye rayiç bedel üzerinden satış yoluyla temlik ettiğini, davalı ve eşinin temliki duyduklarında üzüldüklerini ve taşınmazı devralmak için ... ile temasa geçtiklerini, ...'nin müvekkilinin uzaktan akrabası olması nedeniyle dava konusu taşınmazı, bedeli ve taşınmazın üzerinde yaptığı masraflar karşılığında devretmeyi kabul ettiğini, mirasbırakanın söz konusu taşınmazı satma ihtiyacının olduğunu, vefat etmeden önce yaklaşık 35 yıl önce iş hayatından çekildiğini ve kalan ömrünü daha önceki birikimlerini tüketerek geçirdiğini, ölmeden önce son beş yılını ciddi hastalıklar içinde geçiren mirasbırakanın vefat etmeden önce otomobil istediğini ve parasının olmaması nedeniyle istediği otomobilin davalının eşi tarafından satın alındığını, devrin kısa aralıklarla yapılmış olmasının yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı muvazaaya delil ya da karine teşkil etmeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mirasbırakanın maliki olduğu dava konusu 11491 ada 2 parsel sayılı taşınmazı 05.05.2009 tarihinde dava dışı ...'ye , onun da davalı ...'e 20.05.2009 tarihinde devrettiği, dinlenen tanık beyanları ve toplanan deliller dikkate alındığında mirasbırakanın taşınmazı devretmesini gerektirir herhangi bir neden bulunmadığı, devir için herhangi bir maddi zorunluluk veya ihtiyacının olmadığı, devir tarihinde taşınmazın devrini gerektirir herhangi bir neden olmadığı halde mirasbırakanın taşınmazı devretmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, devir işleminden sonra mirasbırakanın elde ettiği herhangi bir paranın da bulunmadığı, devir bedeli olarak taşınmazın 87.500,00 TL ve 91.900,00 TL bedeller ile satılmış olduğu, ancak keşif sonrası alınan hüküm kurmaya yeterli ve elverişli bilirkişi raporunda taşınmaz bedelinin devir tarihi olan 2009 yılı Mayıs ayı itibari ile 242.300,42 TL olduğunun tespit edildiği, tapudaki devir bedeli tek başına davanın kabulü için yeterli olmasa da diğer deliller ile birlikte değerlendirildiğinde kanaat açısından önemli bir veri olduğu, satış tarihi ve devir tarihleri arasında kısa bir zaman aralığı olduğu dikkate alındığında satış işleminin tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığı, devrin şekil koşullarından yoksun bulunduğu, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın yasa ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, mirasbırakanın vefat etmeden yaklaşık 35 yıl önce iş hayatından çekildiğini, tüm birikimlerini tüketerek hayatını devam ettirdiğini, lüks ve rahat bir yaşam sürdüren ve hesapsızca para harcayan ve birikimlerini sarfeden mirasbırakanın dava konusu taşınmazı satmaya engel olunmaması amacıyla yakınlarına devirden söz etmediğini, mirasbırakanın ölümünden önceki beş yılını ciddi hastalıklar içinde geçirdiğini, vefat etmeden önce otomobil istediğini, parası olmaması nedeniyle davalının eşi tarafından mirasbırakana otomobilin alındığını, mirasbırakanın taşınmazı satmaya ihtiyacı olduğunu, taşınmazın satış tarihindeki değeri ile bilirkişiler tarafından tespit edilen değeri arasındaki farkın alınan bilirkişi raporunun hatalı olmasından kaynaklandığını, itiraz dilekçesinin dikkate alınmadığını, tapudaki değer ile bilirkişi tarafından belirlenen değer arasındaki farkın tek başına muvazaayı ispatlamadığını ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2022 tarih ve 2020/1634 Esas, 2022/1842 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın 23.11.2015 tarihinde ölümü ile kızları davacılar ile dava dışı eşi ... ve oğlu ...’in mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazı önce akrabası ...'ye, ondan da gelini davalıya satış suretiyle devrettiği, taşınmazın yenileme işlemine tabi tutularak yeni ada ve parsel numarası aldığı, eşine ve kendisine ait ayrı ayrı emekli maaşı olan, başka taşınmazları ile inşaat şirketi mevcut olan mirasbırakanın satışa ihtiyacının olmadığı, satış bedeli ile gerçek bedel arasında fahiş fark olduğu, ara malikin elden ödeme savunmasına satış bedeli miktarı dikkate alındığında itibar edilemeyeceği, mirasbırakanın maliki olduğu taşınmazı ara malik kullanmak suretiyle gelini davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, anılan temlik işlemi bakımından 01.04.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı anlamında muris muvazaasının söz konusu olduğu, davacıların muris muvazaasına yönelik iddiaların dosya kapsamı ve toplanan deliller dikkate alındığında ispat ettikleri, davalı savunması ile elden ödemeye ilişkin tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, davalı tarafın satış tarihinde gerçek bedeli ödediğini iddia ve ispat edemediği dikkate alınarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasının kural olarak doğru olduğu, davalının bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, davalının diğer istinaf sebepleri açısından, mirasbırakanın ara malik kullanmak suretiyle davalıya temlik ettiği dava konusu taşınmazın çekişmeye konu edilen pay değerleri dikkate alınarak tespit edilecek olan dava değeri üzerinden harcın hüküm altına alınması gerekirken Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere yüksek harcın tahsili yönünde hüküm tesis edilmiş olmasının doğru olmadığı, hal böyle olunca, açıklanan nedenlerle davalının istinaf başvurusunun harç yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının harç yönünden kaldırılmasına, hükmün harç yönünden düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili süresi içinde temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili İlk Derece Mahkemesi'nin kararı ve gerekçesi ile dosyadaki delillerin örtüşmediğini belirtip istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 11.665,57 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

...