Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2634 E. 2023/3489 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan ve sonradan Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının imar ve ihya yoluyla kazandığı iddia edilen zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunması.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının, toplulaştırma sonrası oluşan yeni parsel durumunu dikkate almaması, davalı belediyenin husumet yönünden davada yer almaması, kısmi ret kararı verilmesine rağmen davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gibi hususlar nedeniyle usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ihdasen oluşan tapu kaydının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar; Hazine temsilcisi, ... vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olması sebebi ile sair yönler incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili Merkez İlçesi Örencik köyü çalışma alanında bulunan ve 1971 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan dava dilekçesinde mevki ve hudutları yazılı yaklaşık toplamda 60 dönüm olan 3 parça taşınmaz bölümüne davacının zilyet olduğunu, davacının taşınmazdaki taşları temizlediğini, taşınmazı tarım arazisi haline getirerek imar ve ihya ettiğini ileri sürerek, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu bölümlerin davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

Yargılama sırasında dava konusu taşınmaz bölümlerinin dava tarihinden önce ihdasen Hazine adına kaydedilen 386 ve 422 parsel sayılı taşınmazlar içerinde kaldığı anlaşılmıştır.

II. CEVAP

Davalılar; Hazine vekili, ... vekili ve ... vekili cevap dilekçesinde ve yargılama sırasında, dava konusu taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, davacının yasada aranan zilyetlik şartlarını taşımadığını, sürenin yeterli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.07.2016 tarihli ve 2014/709 Esas 2016/605 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 422 parsel sayılı taşınmazın 26.01.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 12.644,91 metrekare yüz ölçümündeki kısmı ile (B-1) harfiyle gösterilen 8.298,17 metrekare yüz ölçümündeki kısmının tapu kaydının iptali ile son parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı adına tapuya tesciline, çekişmeli 386 parselde kayıtlı taşınmazın aynı raporda (C) harfiyle gösterilen 17.446,11 metrekare yüz ölçümündeki kısmının tapu kaydının iptali ile son parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı adına tapuya tesciline, (B-2) harfiyle gösterilen 14.968,89 metrekare yüz ölçümündeki kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan )16. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarihli 2016/17574 Esas 2020/2229 Karar sayılı kararı ile “... Mahkemece 14.07.2016 tarihinde duruşmada tefhim edilen kısa kararda, fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü hakkında bir hüküm kurulmamış, aynı tarihli bir diğer duruşma tutanağında ise hüküm kurulan diğer taşınmaz bölümleri aynı kalmakla birlikte bu kez (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü de eklenmek suretiyle karar verilmiş ve gerekçeli karar da bu kısa karara uygun düzenlenmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 298/2. maddesi gereğince; “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” Mahkemece tefhim edilen kısa karar değiştirilemeyeceği ve dava dosyasında iki farklı kısa karar olamayacağı gibi, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olmasının da isabetsiz olduğu..." belirtilerek sair yönler incelenmeksizin karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.2020 tarihli ve 2020/609 Esas, 2020/951 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların davacı tarafından taşları temizlenmek suretiyle emek ve masraf yapılarak öncesi kuru tarım, daha sonra ağaç dikmek suretiyle tarım arazisi haline getirdiği, dava konusu taşınmazlardan ... A, C ve B1 harfleriyle gösterilen kısımlarda imar-ihyanın tamamlanmış olup böylelikle ekonomik tarım alanı özelliği kazandığı ve bu kısımlar yönünden davacı lehine imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 422 parsel sayılı taşınmazın 26.01.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 12.644,91 metrekare yüz ölçümündeki kısmı ile (B-1) harfiyle gösterilen 8.298,17 metrekare yüz ölçümündeki kısmının tapu kaydının iptali ile son parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı adına tapuya tesciline, çekişmeli 386 parselde kayıtlı taşınmazın aynı raporda (C) harfiyle gösterilen 17.446,11 metrekare yüz ölçümündeki kısmının tapu kaydının iptali ile son parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı adına tapuya tesciline, (B-2) harfiyle gösterilen 14.968,89 metrekare yüz ölçümündeki kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı ... Başknlığı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, bilirkişi raporunda imar ihyanın başlangıç ve tamamlanma tarihlerinin açıkça gösterilmediğini, imar ihyanın nasıl yapıldığı hususlarının açıklanmadığı eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, kabul kararı verilebilmesi için taşınmazın tamamen kültür arazisi vasfı haline getirilmesi gerektiğini, kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ve resen görülecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun ve mahkeme araştırmasının eksik ve yetersiz olduğunu, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığını, belediyeye karşı açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, mahkemece orman araştırmasının yapılmadığını, hava fotoğrafları incelenmesinin yetersiz olduğu belirterek ve resen görülecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldıktan sonra idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların tapu kaydının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. 17 ve 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713. maddeleri uyarınca iptali ile tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanununun; 14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

(Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır."

17. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir."

4721 sayılı ... Medeni Kanununun; 713. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “...hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 326/1. maddesine göre; Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.

HMK'nın 323. maddesine göre, karar ve ilam harcı, vekalet ücreti, tebligat ve keşif giderleri yargılama giderlerindendir.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, bozma ilamına, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı Hazine vekilinin ve davalı ... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.

Ne var ki, çekişme konusu 386 ve 422 parsel sayılı taşınmaz yargılama aşamasında toplulaştırma işlemi sonucu 101 ada 15,127 ada 2 ve 2 130 ada 9, 132 ada 6 ve 134 ada 3 parsel olarak değişmiş olup infazda tereddüt yaratacak şekilde ve doğru sicil oluşturma ilkesine aykırı olarak kapanan sicil kaydı üzerinden karar verilmesi doğru olmamıştır.

Öte yandan tapu iptali ve tescil davalarında davanın iptali istenen tapu malikine yöneltilmesi gerekirken, davacı tarafından davanın tescil davası olarak nitelendirilip tapu kayıt maliki Hazinenin yanında, yasal hasım olarak kabul edilen ... ile ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının da husumet yöneltilerek dava açılması isabetsiz olduğu gibi, mahkemece yargılamaya devam edilip yargılama sonunda bu davalılar yönünden bir ayrım yapılmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin tüm davalılardan alınarak davacıya ödenmesi şeklinde hüküm kurulması da isabetsiz olmuştur.

Yine yargılama giderinden sayılan vekalet ücreti yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesi uyarınca vekille takip edilen davalarda kabul edilen miktar yönünden davacı yararına, reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalıdır.

Hâl böyle olunca, hükmü temyiz eden davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi, gerekirse uzman bilirkişiden rapor alınarak dava konusu edilen kısımların toplulaştırma sonucu hangi ada ve parsel içinde kaldığının belirlenerek bu yeni duruma göre tapu kaydı iptal edilen taşınmazın ada ve parsel numarası belirtilerek infaza elverişli bir hüküm kurulması ve kısmen ret kararı gereği davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar Hazine vekilinin ve ... vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın temyiz eden Haliliye Belediye Başkanlığına geri verilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.