"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/211 E., 2023/120 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince onanmış, davalının karar düzeltme istemi üzerine sair itirazlar reddedilerek infaza elverişli rapor alınması gereğine değinilerek Dairece hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili, asli müdahil Hazine vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... Köyü Tüzel Kişiliği vekili dava dilekçesinde; dava konusu 176 ada 27 parsel sayılı 24.300,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın, 10.100,00 metrekare yüzölçümündeki tapu kaydı uyarınca davalı adına tespit edildiğini, tapu kaydı miktar fazlasının köyün merası olduğunu, ayrıca ... Köyünün ... Kasabası ile olan bağlantısını sağlayan kadim yolun da tespit sırasında kapatıldığını ileri sürerek taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydının iptali ile ... Köyü adına tescili, bunun mümkün olmaması halinde ise Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Yargılama sırasında Hazine vekili; dava konusu taşınmazın bir bölümünün davalı tarafından kullanılmadığını, bir bölümünün ise fiilen yol olarak kullanılan yer olduğunu ileri sürerek, taşınmazın davalı tarafından kullanılmayan bölümünün tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili, fiilen yol olarak kullanılan bölümün ise yol olarak terkini istemiyle davaya katılmıştır.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kadim kültür arazisi vasfında olup, tapu kaydı uyarınca müvekkiline ait olduğunu ve bu yerin mera ile ilgisi olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu ve eki krokisinde (D2) harfi ile gösterilen bölümünün dere yatağı vasfında olduğu, bu bölümün verimsiz kum ve çakıl taşlarından oluştuğu, taşınmazın kalan bölümünün ise tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu 176 ada 27 parsel sayılı taşınmazın, 30.03.2011 tarihli teknik bilirkişi raporu ve eki krokisinde (D2) harfi ile gösterilen 5.306,00 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile dere yatağı vasfında olması nedeniyle tescil harici bırakılmasına, kalan 18.994,00 bölümün davalı ... adına aynı ada parsel numarası ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı ... Köyü Tüzel Kişiliği vekili, müdahil davacı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.06.2014 gün ve 2014/ 3708 Esas, 7968 Karar sayılı ilamıyla; “ Dava konusu taşınmazın tespiti sırasında uygulanan ve tescil ilamıyla oluşan tapu kaydının haritasının zemine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca uygulanması yetersiz olduğu gibi tapu kapsamı dışında kalan bölüm ve dere yatağı yönünden yapılan araştırmanın da hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı belirtilerek, Mahkemece tespit tarihinden geriye doğru en az 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının dosya arasına alınması, ardından taşınmaz başında üç kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşturulacak bilirkişi heyeti ve 3 kişilik ziraat mühendisi ve jeoloji mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılması, tespit sırasında taşınmaza uygulanan 31.12.1991 tarih ve 2 sıra numaralı tapu kaydı ve 5.04.1978 tarih ve 13 sıra numaralı tesis kaydının dayanağı ilam ve tescil haritası ölçeği kadastro paftası ölçeği ile eşitlenerek ve çakıştırılmak suretiyle zemine uygulanması, teknik bilirkişiden tapu kaydı haritasının kapsamını, miktarını ve kapsam dışını gösterir, ölçülü ve krokili rapor alınması, bu şekilde tapu kapsamının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca tereddüte düşülmeyecek şekilde kesin olarak belirlenmesi, tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölüm yönünden ise keşif sırasında dinlenilecek yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kadim dere yatağı olup olmadığı, bu bölüm üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınması, fotogrometri ve jeodezi uzmanı bilirkişi kurulundan, belirtilen hava fotoğraflarının stereoskop aleti ile incelenmesi suretiyle hava fotoğraflarının çekildikleri, Kadastro Müdürlüğünden gelen paftaların ise düzenlendikleri tarihlere göre, dava konusu taşınmaz bölümünün kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, ziraat mühendisi ve jeolog bilirkişilerden ise taşınmazın niteliği, dere yatağı niteliğinde olup olmadığı konusunda ayrıntılı rapor alınması, ayrıca teknik bilirkişinin krokisinde, taşınmaz içerisinde gösterilen ve fiilen yol olarak kullanılan bölüm yönünden davalının keşifte alınan ve “yolun kullanımını 1995 yılında düzenlenen taahhütname ile yola bıraktım, 4 metre eninde tarlanın doğu ve kuzey hududundan geçmek suretiyle bedelsiz olarak yola terk ettim,
itirazım yoktur” şeklindeki beyanının kendisini bağlayacağının düşünülmesi, davalının beyanında geçen taahhütname ve yol olarak bırakılan bölümün araştırılıp belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle karar bozulmuştur.
3.Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda D1 ve D2 harfleri ile gösterilen bölümlerinin dere yatağı ve taşlık niteliğinde olduğu, E, Y1 ve Y2 harfleri ile gösterilen bölümlerin fiilen kullanılan yol niteliğinde olduğu, taşınmazın kalan bölümünün ise tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu 176 ada 27 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişinin 03.06.2016 tarihli kök ve 20.07.2017 tarihli ek rapor ve krokisinde (D1) ve (D2) harfleri ile gösterilen ve sırasıyla 3.119,98 metrekare ve 1.152,84 metrekarelik bölümünün dere yatağı ve taşlık niteliğinde olması nedeni ile tescil harici yer olarak tespitine, aynı raporda (E) harfi ile gösterilen 338,66 metrekare, (Y1) harfi ile gösterilen 615,37 metrekare ve (Y3) harfi ile gösterilen 658,94 metrekarelik bölümlerin yol olarak terkinine, geriye kalan 18.512,07 metrekarelik bölümün ise davalı ... adına aynı vasıf ve aynı ada parsel numarası ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükme karşı müdahil davacı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
4.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.02.2021 gün ve 2018/2054 Esas, 2021/1446 Karar sayılı ilamıyla onanmış, karara karşı davalı ... vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
5.Dairenin 10.01.2022 tarihli ve 2021/2892 Esas, 2022/45 sayılı kararıyla; sair itirazlar reddedilmiş, 6100 sayılı HMK'nın 297 nci maddesi uyarınca hakimin doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde bir karar vermek zorunda olduğu, hükme esas alınan 03.06.2016 ve 20.07.2017 tarihli teknik bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmaz bölümlerinin ölçü değerleri bulunmadığı, bu raporların infazının mümkün bulunmadığı, dava konusu taşınmaz 24.300,00 metrekare yüz ölçümünde olduğu halde raporda taşınmazın (D1), (D2), (E), (Y1) ve (Y3) harfleri ile gösterilen bölümleri ile 18.512,07 metrekarelik bakiye bölümümün yüzölçümünün toplamının 24.397,86 metrekare olduğu, yine Mahkemece tapu kaydının iptaline karar verilmeksizin taşınmaz bölümleri ile ilgili hüküm kurulduğu belirtilerek Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümlerinin ayrı ayrı yüzölçümlerinin gösterildiği koordinatlı, krokili ve infaza elverişli rapor alınmaksızın hüküm tesisi isabetsiz olduğu açıklanarak karar düzeltme talebinin ile kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; bozma kararı doğrultusunda yeniden rapor alındığı , alınan raporun olaya uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, taşınmaz bölümlerinin ayrı ayrı yüzölçümlerinin gösterildiği belirtilerek koordinatlı, krokili ve infaza elverişli rapor doğrultusunda esasa ilişkin bozma öncesindeki gerekçeler ile davacının davasının kısmen kabulüne, çekişmeli 176 ada 27 parsel numaralı taşınamzın davalı ... adına olan tapu kaydının bilirkişiler tarafından tanzim edilen 28.06.2022 tarihli 20.12.2022 tarihli ek raporlara ekli rapor ve krokide D1 ve D2 le gösterilen sırası ile 3119,98 m2 ,1152,84 m2 lik kısmın iptali ile dere yatağı, taşlık olması nedeni ile tescil harici yer olarak tespitine, E harfi ile gösterilen 338,66 m2 lik kısım, Y1 harfi ile gösterilen 615,37 m2 lik kısım ve Y3A harfi ile gösterilen 131,05 m2 lik kısım, Y3B harfi ile gösterilen 553,07 m2 lik kısımın tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine, B harfi ile gösterilen 15.222,65 m2 lik kısmın, Y2 harfi ile gösterilen 524,62 m2 lik kısmın ve C harfi ile gösterilen 460,53 m2 lik kısmın tapu kaydının iptali ile 43600635388 TC kimlik numaralı davalı ... adına aynı vasıflar ile 176 ada 27 parsel numarası ile tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, asli müdahil Hazine vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; çekişmeli taşınmaz bölümünün mera niteliğinde olduğunu, davalının taşınmazını mera aleyhine genişlettiğini, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin Belediye adına tescil edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
Asli müdahil Hazine vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup, eksik inceleme ile karar verildiğini, bozmaya uyulduğu halde gereklerinin yerine getirilmediğini, Mahkemece dere yatağı ve yolda kalması gereken alanları açısından eksik hüküm kurulduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; hatalı , yetersiz ve çelişik bilirkişi raporlarının hükme esas alındığını, taşınmazın yüzölçümlerinin farklı tespit edildiğini, bozmaya uyulduğu halde gereklerinin yerine gelmediğini, gerekçeli hükümde araştırma ve inceleme ve hukuki tartışma yapılmadığı ve sadece bilirkişiye bağlı kalındığı için aleyhlerine hüküm kurulduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci, 18 inci, 20 nci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 176 ada 27 parsel sayılı 24300 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Somut olayda; Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.01.2018 tarih, 2015/221 Esas,2018/50 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, anılan kararın asli müdahil Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edildiği, 16. Hukuk Dairesinde hükmün onandığı, bu defa davalı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunduğu ve davalı vekilinin talebi ile kararın bozulduğu, bozma sonrasında aynı doğrultuda verilen hükme karşı davacı ... Başkanlığının temyiz
isteminde bulunduğu anlaşılmakta olup, Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin önceki kararını temyiz etmeyen ...'nın bozma sonrasında verilen hükmü temyiz edemeyeceği kuşkusuzdur. Bu durumda, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmelidir.
3.Asli müdahil ve davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece yazılı şekilde karar verilmişse de bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; Mahkemece bozma sonrasında dosya arasına alınan raporun infazı kabil olmadığı , taşınmazın yüzölçümü ile bilirkişi raporunda gösterilen taşınmaz bölümlerinin uyum sağlamadığı, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda D3 ve D4 olarak belirtilen taşınmaz bölümleri hakkında hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır.
4.Hal böyle olunca; Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümlerinin ayrı ayrı yüzölçümlerinin gösterildiği, dosya arasında bulunan eski bilirkişi raporları ile çakıştırmalı, koordinatlı, krokili ve infaza elverişli rapor alınmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı ... vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
2. Asli müdahil Hazine vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin “j” bendi gereğince temyiz eden asli müdahil Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının talep halinde davacıya ve davalıya iadesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.