"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen yıkım davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu 9, 10 ve 17 parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmaları nedeni ile tapu kaydından terkin edildiğini, davalı ... tarafından dava konusu alanda bulunan yapıların 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve bu kanunun uygulanmasına dair yönetmelik esaslarına uygun hale getirilmediklerini ileri sürerek dava dilekçesine ekli raporda gösterilen 11 adet yapının yıkımına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, dava konusu dolgu sahası alanı ile ilgili imar çalışmalarının devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.05.2012 tarihli ve 2011/109 E. 2012/171 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.03.2018 tarihli 2017/15708 E. 2018/9427 K. sayılı kararıyla“...somut olaya gelince; dava konusu olan yapıların bulunduğu alan ile ilgili olarak 1995 tarihinde onaylanan imar planında söz konusu alanın "çocuk bahçesi, gezinti alanları, gösteri alanı" fonksiyonları ile tanımlandığı, 2006 tarihli imar planı revizyonunun henüz bakanlıkça onaylanmadığı, dosya arasında mevcut 02.03.2012 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu ... 10 ile gösterilen katlı otoparkın bina niteliğinde olup, sökülüp takılabilir yapıda olmadığı, ... 8 ile gösterilen... halka açık olmadığı, ... 5 ile gösterilen ... Kafenin 1995 yılında onaylanan imar planında otopark olarak gösterilen alanda bulunduğunun belirtildiği görülmüştür. Saptanan bu olgular karşısında; dava konusu yapıların 3621 sayılı Kanun'un 6., 7. ve 8. maddelerinde belirtilen nitelikte bulunmadığı, büyük bölümlerinin sabit nitelikte yapılar olduğu, gazinonun herkesin girebileceği halka açık yer olmadığı gibi onaylanmış geçerli bir uygulama imar planının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, UYAP üzerinden yapılan incelemede, davacı Hazine tarafından aynı yerde bulunan "yeni ... 1", "yeni ... 2" olarak gösterilen diğer 2 ... hakkında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/335 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, Mahkemenin 2010/402 Karar sayılı kararı ile eldeki davada gösterilen gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, yapılan temyiz incelemeleri üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2013/12258 Esas, 2013/15175 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmesi gereğine işaret edilmek suretiyle hükmün bozulduğu ve Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle davanın kabulüne karar verildiği belirlenmiştir. O halde; Mahkemece, davaya konu yapılar hakkında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Her ne kadar ... 10 ile gösterilen katlı otopark hakkında yıkım kararı mevcut olduğundan hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş ise de, dava konusu yapının yıkılmamış olduğunun tespiti halinde bu yapının da yıkımına karar verilmesi gereklidir...” gerekçesiyle bozulmuş, davalı vekilinin karar düzeltme isteği Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.10.2019 tarihli ve 2018/13116 E., 2019/9580 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu yapıların 3621 sayılı Kanun'un 6., 7. ve 8. maddelerinde belirtilen nitelikte bulunmadığı, büyük bölümlerinin sabit nitelikte yapılar olduğu, gazinonun herkesin girebileceği halka açık yer olmadığı gibi onaylanmış geçerli bir uygulama imar planının da bulunmadığı, imar planına uygun olarak inşa edilmeyen dava konusu taşınmazların denizden dolgu yoluyla elde edilen alanda oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, 6360 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesi ile husumetin değiştiğini, ... Belediye Başkanlığının Büyükşehire bağlı ilçe Belediyesi statüsüne girdiğini, davacı Hazinenin dava dışı Balikesir Büyükşehir Belediyesi ile protokol yaptığını, dava konusu alanın tasarrufunu bu kuruma devrettiğini, Büyükşehir Belediyesine davanın ihbarı gerektiğini, davacı ile aralarındaki kira ilişkisinin 2011 yılında sona erdiğini, davacının ecrimisil ihbarnameleri göndererek yıllar boyunca tahsilat yaptığını, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı olmadığını tahliye ve yıkım süreci başlatabileceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, denizden dolgu yapılan alanda inşa edilen yapıların yıkımı isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere; 3621 sayılı Yasanın 6. maddesinin ilk fıkrasında; kıyılarda ne gibi yapılanmanın mümkün olmayacağı belirtilmiş, 2. fıkrasında ise bu yerlerde uygulama imar planı gereğince iskele, liman, barınak, yanaşma yeri, rıhtım... gibi sayılan ... ve tesislerin yapılabileceği kabul edilmiştir. Anılan madde hükmünden de anlaşılacağı üzere sözkonusu yapılanmanın hukuken korunabilmesi, kıyıda uygulama imar planının karar altına alınması ve uygulamaya geçilmesi ile olanaklıdır.
Diğer taraftan aynı Yasa'nın '' Doldurma ve kurutma yoluyla, arazi ve bu araziler üzerinde yapılabilecek yapılar'' başlıklı 7. maddesinde; denizden doldurma ve kurutma işlemleri belirli prosedüre ve bir takım izinlere bağlanmış, yine aynı Yasa'nın 8. maddesinde ise;'' Uygulama imar planı bulunmayan alanlardaki sahil şeritlerinde, 4. maddede belirtilen mesafeler içinde hiçbir ... ve tesis yapılamayacağı, uygulama imar planı bulunan yerlerde de duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamayacağı, moloz, toprak, cürüf, çöp gibi kirletici ve çevreyi bozucu etkisi olan atık ve artıklar dökülemeyeceği, kazı yapılamayacağı belirtilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.