"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/375 E., 2022/1600 K.
DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ..., ...
DAHİLİ DAVALI : ... mirasçısı ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/566 E., 2021/471 K.
Taraflar arasında hile ve muvazaa hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 524 ada 20 parsel sayılı taşınmazda bulunan bağımsız bölümünü 200.000,00 TL karşılığında davalı ...'e satmak için anlaştığını, 30.10.2017 tarihinde tapuda resmi işlemlerin yapıldığını, taşınmazın davalı ...'in eniştesi olduğu belirtilen diğer davalı ... adına satış suretiyle devredildiğini, taşınmaz bedelinin davacının banka hesabına ödeneceğinin belirtilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, yalnızca teminat amaçlı bono verildiğini, taşınmazın 30.10.2017 tarihinde devrinden sonra sık aralıklarla iki kez daha devredildiğini, tüm bunların tarafların kötü niyetini ortaya koyduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalının tüm satış bedelini ödediğini, taşınmazın üzerindeki 24.000,00 TL'lik kredi borcunun da davalı tarafından ödendiğini, taşınmazın bu şekilde satışa elverişli hale geldiğini, davalı tarafından davacıya verilen herhangi bir bono olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı ... cevap dilekçesinde; hayvan ticareti işiyle uğraştığını, davalı ...'e arkadaşlarıyla birlikte 200 kadar hayvan sattığını, bu nedenle davalı ...'den alacağı olduğunu, bu alacağına karşılık dava konusu taşınmazı davalı ...'den 160.000,00 TL'ye satın aldığını, kendisinin ödemeleri olması olması nedeniyle taşınmazı 149.000,00 TL bedelle davalı ...'e satış suretiyle devrettiğini, tapu kaydına güvenerek taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
3.Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı görüp beğenerek 149.000,00 TL karşılığında kredi çekmek suretiyle satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; gerek davacı tarafın tanık beyanlarının gerekse de davalı tarafın tanık beyanlarının davalıların eylem ve fikir birliği içinde olduklarını destekler mahiyette olmadığı gibi, davacının tapu iptal ve tescil talebinin hukuki sonuçları bakımından son malik olan ...'ın satış bedeli ihtiyacı için dava dışı bankadan dosyada mevcut 04.03.2019 tarihli müzekkere cevabına göre konut kredisi çekmiş olması, dinlenen tanık beyanlarında son malikle ilk satışın tarafı olan ... arasında akrabalık ve tanışıklık olduğuna dair bir anlatım olmaması, davalılardan ...'un canlı hayvan işiyle iştigal ettiği ve diğer davalı ...'den olan alacağı nedeniyle satışın yapıldığı savunmasının davalı vekilince ibraz edilen hayvan muayene form ve evrakına uygun olması, satım tarihlerinin birbirine yakın olmasının tek başına tarafların hile kastıyla hareket ettiğini göstermemesi, son malik ...'ın Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesi gereği tapuya güven ve iyiniyetinin korunması gerekmesi, davalının satıcıyla arasında akrabalık, iş arkadaşlığı veya komşuluk gibi bir ilişki olduğuna dair delil bulunmaması, iktisaba dayanak satıştaki bedelin önceki satış bedellerinden yüksek olması, davacının satım bedelinin tam olarak verilmediği iddiasının da sözleşmenin tarafı olmayan son malike karşı ileri sürülmesinin mümkün olmaması, alıcının bedelden doğan borcunu tümüyle yerine getirmemiş olmasının resmi sözleşme ile doğan hukuki sonucu değiştirememesi, senetteki gerçek bedelden bir kısmının ödenmemesinin satıcıya bedelin ödenmeyen bölümünün tahsilini isteme hakkı vermesi nedeniyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların cevap dilekçesini süresinde sunmadığını, tanıklarını da süresinde bildirmediğini, delil listesinde 7 kişinin belirtilmesine rağmen Mahkemece 2 kişinin dinlendiğini, tapudaki işleme ilişkin kamera kayıtlarının dosyaya getirilmediğini, davacıdan davalı ...'e yapılan tapudaki devir işleminin saat 16:30 - 17:00 civarında sona erdiğini, daimi olarak Diyarbakır'da yaşadığı belirtilen davalı ...'ye hemen ertesi gün satış suretiyle taşınmaz devrinin mümkün olmadığını, tapuda devir işlemi için alınması gereken randevunun en az 1 gün önce alınması gerektiğini, bu nedenle tüm bu satışların davalılar arasında planlı olduğunu, davalılar arasındaki telefon HTS kayıtlarının istenmesi gerektiğini, davalı ...'in hiç beyanı alınmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya arasında bulunan Kocaeli 8. İcra Dairesinin 2018/20606 Esas sayılı takip dosyasında davacı ...'in davalılar ... ve ... aleyhine kambiyo senetlerine mahsus 06.04.2018 tarihli icra takibi başlattığı, anılan dayanak belgenin 30.10.2017 tarihli (... tarafından davalılardan ...'e tapuda yapılan satış tarihi ile aynı tarihli) 25.12.2017 vadeli, 200.000,00 TL bedelli, keşidecisi ..., kefili ... olan bono olduğu, anılan takip nedeni ile ...'ın icra hukuk mahkemesine dava açtığı ve anılan bonodaki imzasının sahte olduğunu belirttiği; davacı tanığı olan ...'nun davacının kendisine taşınmaz satışı karşılığında 20.000,00 TL aldığını beyan ettiğini belirttiği; Türk Borçlar Kanunu'nun 246 ncı maddesinde taşınır satışına dair hükümlerin kıyas yolu ile taşınmaz satışlarında da uygulanacağı öngörülmüş olup aynı Kanun'un 235 inci maddesi hükmü gereğince bedel ödenmediği takdirde taşınmazın mülkiyetinin iade edileceğine dair ihtirazi kayıt konulabileceğinin düzenlendiği, böyle bir olgu tapunun iptali ile eski malike intikaline olanak sağlar ise de koşulsuz olarak bedelin sonradan ödenmesi taraflarca kararlaştırılmış ise satıcının hakkı bedel olup ödenmemesi halinde yasal yollara müracaat ederek tahsili sağlanabileceğinden ödememe halinin tapu iptali ve tescilin hukuki nedenini teşkil etmediği, taşınmazın satış bedeli olarak davacı ile davalı ...'in arasındaki resmi senette 75.000,00 TL satış bedeli gösterildiği ve satış akdinde satış bedelinin nakden ve tamamen alındığı hususunun belirtildiği, icra takibine konu olan bonoda alıcı ...'in keşideci olarak değil kefil olarak yer aldığı, davaya konu taşınmazın satış akdinde satış bedeli ödenmediği takdirde taşınmazın mülkiyetinin iade edileceğine dair bir ihtirazi kayıt bulunmadığından ve anılan resmi senedin aksi aynı güçte başkaca bir yazılı delil ile davacı tarafça ispat edilemediği; kaldı ki taşınmazın halihazırdaki maliki ... olmayıp temlikler sonucu ... olduğu, ...'ın da bankadan konut kredisi kullanmak sureti ile taşınmazı satın aldığı ve ödemesini gerçekleştirdiğinin banka dekontu ile sabit olduğu, diğer yandan davacı tarafın tapu iptali ve tescil dışında tazminata yönelik bir talebi de bulunmadığı, davacının kendi iradesi ile tapuda devri davalılardan ...'e yaptığı anlaşıldığından her ne kadar davalılar ...,...,... arasındaki temlik işlemleri kısa aralıklarla olsa da bunun tek başına muvazaalı devri ispatlamaya yetmeyeceği, dinlenen davacı tanığı ... beyanı ve icra takibine konu bono da göz önüne alınarak davacı tarafın hile ve genel muvazaa iddialarını kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile ve muvazaa hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
TMK'nın 6 ncı ve 1023 üncü maddesi.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...