Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3590 E. 2025/540 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal eden tapusuz taşınmazların zilyetliğinin muris tarafından davalılara devredilip devredilmediği ve davalıların tapu kaydının iptaline karar verilip verilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazların zilyetliğinin muris tarafından davalılara devredilip devredilmediği hususunda yeterli araştırma yapılmadan, davalıların ibraz ettiği hibe senetlerinin dava konusu taşınmazlara aidiyeti ve zilyetliğin ne zaman ve nasıl devredildiği hususları tam olarak aydınlatılmadan hüküm kurulması doğru görülmeyerek, eksik inceleme ile hüküm kurulması nedeniyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1013 E., 2023/275 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bartın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/43 E., 2021/195 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 11.02.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldi, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; çekişmeli 151 ada 1, 138 ada 5 ve 8 parsel, 140 ada 1 parsel, 142 ada 46 parsel, 138 ada 2 ve 7 parsel, 139 ada 4 parsel, 140 ada 4 parsel, 142 ada 45 parsel,138 ada 4 ve 6 parsel, 139 ada 3 ve 5 parsel, 140 ada 2 parsel, 142 ada 44 parsel, 151 ada 4 parsel taşınmazların müşterek muris ... ...'dan kaldığı iddiasıyla miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, taşınmazların bir bölümünün davalılara muris tarafından hibe senedi ile devredildiğini, senet dışında kalan gayrimenkullerin mülkiyetinin ise yine hibe yolu ile elden teslim ve zilyetliğin devri suretiyle davalılara temlik edildiğini, kadastro çalışmalarına süresi içerisinde davacı tarafça itiraz edilmemiş olduğunu, halihazırda taşınmazların kamulaştırılması gündeme geldiğinden eldeki davanın açıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davalılar tarafından ibraz edilen hibe senetlerinin dava konusu taşınmazlara ilişkin olduğu, davalıların murisin sağlığında ve ölümünden sonra da uzun zamandan beri tartışmasız olarak çekişmeli taşınmazlar üzerinde tasarrufta bulundukları, zilyetliğin davalılara teslim edildiği gerekçesiyle davanın esas yönünden reddine, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ...'nun kayıt maliki olmadığı anlaşıldığından bu davalı yönünden de davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahalli bilirkişiler ile davacı ve davalı tanıklarının birbiriyle uyumlu beyanlarına göre ortak muris ... ...'nun dava konusu taşınmazlardaki zilyetliğini davalılara devrettiği, dava konusu taşınmazların murisin terekesinden çıktığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; kararın hatalı olduğunu, davacı yanın da kabul ettiği üzere davaya konu taşınmazların miras malı olduğu ve davacının taşınmazlar üzerinde miras hakkı bulunduğunu, davanın kadastro tespitine karşı açıldığını, davacıların çekişmeli taşınmazlardaki hakları ve saklı payı zedelenerek davalılar adına tescil edildiğini, davaya konu taşınmazların aslen müşterek murise ait olduğunu, davacıların yasal mirasçı oldukları ortada iken davalıların, onları yasal miras paylarından mahrum ederek ... ... ...’ya ait tüm taşınmazları kendi aralarında taksim etmek suretiyle adlarına tescillerini sağladıklarını, dayandıkları senetlerin geçerli olmadığını, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile davaya konu taşınmazlarının malikinin ... ... ... olduğu hususunun netleştiğini, davalıların zilyetliklerinin malik sıfatıyla olmadığı, babalarının hak ve hisselerine dayanarak taşınmazları ekip biçtikleri ve aslında tüm taşınmazlarda davacıların da hak sahibi olduğu hususunun açık ve net olarak ispat edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1. Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. Kadastro çalışmaları sonucunda Bartın ili, Merkez ilçesi, ... köyü 151 ada 1 parsel sayılı taşınmaz orman vasfında dava dışı Hazine adına,138 ada 5 ve 8 parsel, 140 ada 1 parsel, 142 ada 46 parsel sayılı taşınmazlar ... adına, 138 ada 2 ve 7 parsel, 139 ada 4 parsel, 140 ada 4 parsel, 142 ada 45 parsel sayılı taşınmazlar ... adına, 138 ada 4 ve 6 parsel, 139 ada 3 ve 5 parsel, 140 ada 2 parsel, 142 ada 44 parsel sayılı taşınmazlar ... adına, 151 ada 4 parsel sayılı taşınmaz müştereken ... evlatları ..., ... ve ... adlarına tapuya kayıt ve tescil edilmiştir.

3. Çekişmeli taşınmazlar öncesinde tapusuz olup menkul mal hükmündedir. Bu nitelikteki taşınmazların mülkiyeti zilyetliğin nakli suretiyle intikal etmektedir. Toplanan delillere ve iddia ile savunmanın mahiyetine göre çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle müşterek muristen intikal ettiği kuşkusuzdur. Şu halde taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşınmazların zilyetliğinin muris tarafından davalılara devredilip devredilmediği noktasında toplanmakta olup bu husustaki mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları çelişkili olduğu halde, Mahkemece bu çelişki yöntemince giderilmemiş, davalıların tutunduğu hibe senetlerinin çekişmeli taşınmazlara aidiyetleri zeminde yapılacak uygulama suretiyle tespit edilmemiştir. Taşınmazların zilyetliğinin muris ...'ın sağlığında davalılara teslim edilip edilmediği, ölümüne kadar muris tarafından mı kullanıldığı, yoksa zilyetliğin devir senediyle yahut elden teslim suretiyle iddia edildiği gibi davalılara intikal edip etmediği, taşınmazların müstakilen ve kendi adına davalılar tarafından mı kullanıldığı hususları maddi olaylara dayalı olarak çözüme kavuşturulmadan hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.

4. O halde; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, 6100 sayılı HMK'nın 31. maddesi uyarınca hâkimin davayı aydınlatma görevi kapsamında, muris tarafından zilyetliğin davalılara devredilip edilmediği hususunda davalıların tutunduğu senetlerde imzası bulunan senet tanıkları da hazır edilerek mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımı ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalıdır.

5. Keşif sırasında yerel bilirkişiler, senet tanıkları ve taraf tanıklarına murisin sağlığında, zilyetlik devir senedinin yapıldığı tarihten ölüm tarihine kadar çekişmeli taşınmazların kim tarafından kullanıldığı, muris tarafından taşınmazların zilyetliğinin davalılara fiilen devredilip edilmediği, zilyetliğin hangi tarihten beri hangi nedenle kimde olduğu ve ne şekilde sürdürüldüğü ile senette yazılı hudut yerleri hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle usulünce giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı, fen bilirkişisinden uygulanan senetlerin kapsamını gösterecek şekilde krokili rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek müşterek muristen geldiği sabit olan taşınmazlar yönünden davalılar tarafından hibe ve zilyetliğin devri iddiasının ispat edilip edilmediği hüküm yerinde tartışılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir.

Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davacı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.