"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/116 E., 2022/442 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 12.11.2018 tarih, 2016/188 Esas, 2018/14373 Karar sayılı kararı ile karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakanı ...’ın 38788 ada 6 parsel ve 41973 ada 1 parsel sayılı taşınmazları satın aldığını, satış bedelini bizzat ödediğini ve taşınmazları kendi adına almak iradesi ile hareket ettiğini ancak davalının, mirasbırakanın yaşlı olması, önceden Almanya'da yaşaması ve işlemlerin nasıl yürüdüğünü bilmemesinden faydalanarak hileli hareketlerle her iki taşınmazın da kendi adına tescilini sağladığını, taşınmazları alabilecek ekonomik gücünün bulunmadığını ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde bedelinin miras payı oranında tahsiline, bu da olmazsa tenkise karar verilmesini talep etmiş, 08.02.2011 tarihli dava konusunun ıslahı başlıklı dilekçesi ile muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak tapu kaydının iptaline ve davacının payı oranında tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazların babası ...’in verdiği 25.000 Avro ile eşi ve kendisinin birikimleri ile satın alındığını, derdestlik ve kesin hüküm bulunduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.09.2015 tarih, 2010/517 Esas, 2015/549 Karar sayılı kararı ile; kesinleşen İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/494 Esas dosyasında davacının davadan feragat etmesinin hile iddiasına dayalı eldeki davada kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Dairenin 12.11.2018 tarih, 2016/188 Esas, 2018/14373 Karar sayılı kararı ile; davacının davasını tam ıslah ettiği ve davacının taraf olduğu İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/494 Esas, 2010/392 Karar sayılı davada hile iddiasına dayanıldığı, eldeki davada ise davacının 08.02.2011 tarihli dilekçesi ile davasını tam ıslah ederek muris muvazaası hukuki nedenine dayandığı, İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/494 Esas, 2010/392 Karar sayılı kararın tenkis talebi yönünden davanın reddine ilişkin verilen kararın kesin hüküm oluşturacağı ve mahkemenin bu yöndeki kabulünün doğru olduğu ancak tapu iptali ve tescil istemi yönünden kesin hükmün varlığından bahsedilemeyeceği, 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde muris muvazaası iddiasına yönelik işin esasının incelenmesi, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mirasbırakanın taşınmaz alımı sırasında davalıya maddi katkıda bulunmasının ya da satış bedelinin mirasbırakan tarafından ödenmesinin “muris muvazaası" olarak nitelendirilemeyeceği, bedelin mirasbırakan tarafından ödendiği kabul edilse dahi bu yöndeki bir işlemin bağışlama hükmünde olduğu, mirasbırakanın kendisine bakıp ilgilenen davalı torununa duyduğu sevgi ve minnet nedeniyle böyle bir işlem yaptığının kabulü gerektiği, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakanın dava konusu taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, tanık ...’in ifadesinin dikkate alınmadığını, mirasbırakanın dava konusu taşınmazların parasını kendisi vermek suretiyle satın aldığını, ancak çocuklarının o sırada İzmir'de olmaması nedeniyle taşınmazların davalı adına tescil edildiğini, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları davalıya devretme veya onun için satın alma gibi bir amacı olmadığını, mirasbırakanın banka hesabından 14.10.2009 ve 16.10.2009 tarihinde yüklü miktarda para çekildiğini, bu paranın dava konusu taşınmazların satış bedelinin ödenmesi amacıyla çekildiğini, mirasbırakanın çocuklarının devir tarihinde farklı yerlerde olması nedeniyle taşınmazların davalı adına tescil edildiğini, devrin torununa duyduğu sevgi ve minnet itibariyle yapılmadığını, taşınmazların bağışlandığına dair bir delil bulunmadığını, bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 07.08.2010 tarihinde öldüğü, geride kızı olan davacı ... ve dava dışı ... ile dava dışı oğlu ...’nin mirasçı olarak kaldığı, davalının mirasbırakanın torunu olduğu, dava konusu 38788 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 15.10.2009 tarihinde, 41773 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 19.10.2009 tarihinde dava dışı 3. kişi tarafından davalıya satış suretiyle devredildiği anlaşılmakta olup 01.04.1974 tarihli ½ sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, mirasbırakanın kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Mirasbırakanın gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi adına kaydettirmesi halinde, diğer bir söyleyişle bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı açıktır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,06.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.