Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4232 E. 2024/4404 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, ara malik konumundaki davalılara karşı davanın reddine ve davacıların miras payı dışında kalan payların davalılar adına hükmen tesciline karar verilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Ara maliklerin de muvazaalı işlemde yer aldıkları ve haksız fiilden sorumlu tutulabilecekleri, ayrıca hükmün davacıların miras payları oranında tapu iptali ve tescili ile sınırlı kalması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/89 E., 2021/5 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat, tenkis, ecrimisil davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili ile davalılar ... vd. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; ortak mirasbırakan babaları ...'nun 1038 parsel sayılı taşınmazını oğulları olan davalılara satış suretiyle devrettiğini, davalıların da kendi aralarında devirler yaptıklarını, yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde tazminata, o da olmadığı takdirde tenkise ve ecrimisile karar verilmesini istemişler, yargılama aşamasında davacı ... davasından feragat etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ...; kendisinin Almanya'da yaşadığını, 1991 yılında Almanya Hannover Türk Başkonsolosluğunda kardeşi ...'na taşınmazla ilgili olarak sadece arazinin icarını ve yazışmalarını yürütmek için vekalet verdiğini, ancak kardeşinin verdiği vekaleti kendi şahsi çıkarları için kullandığını, bunun üzerine kardeşini azlettiğini beyan etmiştir.

2.Davalı ...; mirasbırakanın hayatı boyunca hiç çalışmadığını, tüm malvarlığını sağlığında elinden çıkardığını, dava konusu yerin yabancıya satılmaması için satın alındığını, satışı tüm köy halkının bildiğini, taşınmazın devir yılının 1981 olduğunu, üzerinden 31 sene geçtiğini, davacıların kötü niyetli olarak davayı açtıklarını, kendisine yaptırdığı evin yanına da mirasbırakan için ev yaptırdığını, onunla yıllarca birlikte ikamet ettiklerini, yatalak olan mirasbırakanın sağlık, sosyal, kişisel bakım gibi tüm ihtiyaçlarını karşıladığını belirtip davanın reddini talep etmiştir.

3.Davalılar ..., ..., ..., ... ve ...; mirasbırakanın sağlığında hiç kimseye mal vermediğini, dava konusu taşınmazı çocuklarına hibe etmediğini, aksine para ile sattığını, bu satıştan da pay almaya parası yetmeyen davacılara bile para verdiğini, öte yandan dava dışı 111 ve 114 parsel sayılı taşınmazlarını dava dışı üçüncü kişiye satıp parasının bir kısmını çocuklarına paylaştırdığını, davacılara da 15.000,00'er TL verdiğini, davacıların bu hususta belge imzaladıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davacı ... yönünden davanın kabulüne, davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile davalılar ... vd. vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 09.05.2016 tarihli ve 2016/1551 Esas, 2016/5758 Karar sayılı kararıyla; öncelikle davacı ...'nın payına isabet eden taşınmazın keşfen belirlenen değeri esas alınmak suretiyle eksik peşin harcın tamamlattırılması, bundan sonra işin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi için kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ...'nin davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; davacı ...'nın davası bakımından mirasbırakanın temlikte paylaştırma iradesinin bulunmadığı, devir tarihinde taşınmazını devretmeyi gerektirecek herhangi bir hastalığının ya da özel bir durumunun olmadığı, bedeller arasında fahiş fark olduğu, davalıların satış bedelini ödediklerini ispatlayamadıkları, mirasbırakanın kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla taşınmazını davalılara temlik ettiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş; davalılar ... ve ...'in kayıt maliki olmadıkları ve taşınmazdaki paylarını dava tarihinden uzun süre önce devrettikleri, bu nedenle ecrimisil talep edilmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı gerekçesiyle haklarındaki tapu iptali ve tescil ile ecrimisil isteklerinin reddine karar verilmiş, diğer davalılar hakkındaki ecrimisil isteği ise kısmen kabul edilerek davacı lehine 4.964,30 TL ecrimsile hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile davalılar ... vd. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı ... vekili; kararın hakka, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı ile mirasbırakan arasındaki ilişkinin gerçek bir satım akdinden kaynaklandığını, taşınmazın bakım ve hizmet karşılığı minnet duygusu ile uygun bir bedelle temlik edildiğini, bu hususun dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığını, satış bedelinin düşüklüğünün tek başına muvazaanın kanıtı olmayacağını, ayrıca mirasbırakanın dava dışı 111 ve 114 parsel sayılı taşınmazlarını satarak parasını tüm mirasçılarına paylaştırmasının davacıların da kabulünde olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte taşınmazdaki paylarını diğer davalılara devreden ... ve ... bakımından tazminata hükmedilmesi gerekirken bunun yapılmayarak tüm kesintilerin kayıt maliki olan davalılara dağıtılmasının haksız ve hukuksuzca olduğunu, davalıya yüksek, kendilerine düşük vekalet ücreti takdir edildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalılar ... vd. vekili; kararın hukuk ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kabulünün sadece soyut tanık beyanlarına dayandığını, mirasbırakanın sağlığında hiçbir çocuğu arasında ayrım yapmayarak hiç kimseye taşınmaz mal bırakmadığını, gerçek iradesinin satış olduğunu, taşınmazını satıp satış parasından kızlarına da verdiğini, ayrıca mirasbırakanın dava dışı 111 ve 114 parsel sayılı taşınmazlarını da satıp çocuklarına 15.000,00'er TL verdiğini, bu parayı davacıların da aldığının dosyaya sundukları belgeler ile sabit olduğunu, davacıların miras paylarına karşı almış oldukları bu parayı inkar etmediklerini, davanın kötü niyetle açıldığını, kaldı ki davacı ...'nin davasından feragat ettiğini, bozma öncesinde olduğu gibi yine davalılar ... ve ... hakkındaki davanın reddedilmesinin davalılar ... ve ...'nin büyük bir mağduriyetine yol açtığını, dava kabul edilecekse dahi her davalının mirasbırakandan aldığı pay bakımından iptal tescile karar verilmesi gerektiğini, davalılar ... ve ... yönünden ise paylarını devrettiklerinden tazminata karar verilmesi gerektiğini, iptaline karar verilen paylarda kardeşler arasında adaletsizlik yapıldığını, davalıya yüksek, kendilerine düşük vekalet ücreti takdir edildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat, tenkis ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297 nci maddesinin ikinci fıkrası; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.11.2023 tarihli ve 2022/1-946 Esas, 2023/1154 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1917 doğumlu mirasbırakan ...'nun 27.05.2012 tarihinde öldüğü, geride çocukları olan davanın taraflarını mirasçı olarak bıraktığı; 21.05.1981 tarihli resmi senetle maliki olduğu 1038 parsel sayılı taşınmazdaki 1335/7060 payı kendi üzerinde bırakarak 500/7060 payı davalı ...'e, 726/7060 payı davalı ...'a, 778/7060 payı davalı ...'ya, 1023/7060 payı davalı ...'ye, 892/7060 payı davalı ...'ye, 910/7060 payı davalı ...'e, 896/7090 payı davalı Bereket'e satış suretiyle temlik ettiği, uhdesinde bıraktığı 1335/7060 payı da davalı oğlu ...'a 21.02.1991 tarihinde satış yoluyla devrettiği, bilahare davalı ...'in payının tümünü 13.07.1988 tarihinde davalı Bereket'e, davalı ...'nin payının tamamını 29.07.1991 tarihinde davalı ...'e, davalı ...'nin payının bir kısmını (241/1412) 08.10.1997 tarihinde davalı ...'e, davalı ...'in payının bir kısmını (142/1412) 20.10.1997 tarihinde davalı ...'ye devrettikleri anlaşılmaktadır.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve bozma kararının gerekçelerine göre davanın kabulü ile tapu iptali ve tescile karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalıların aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Bilindiği üzere tapu iptali ve tescil davaları kural olarak tapu sicilinde adına tescil işlemi gerçekleştirilmiş kişi ya da kişiler aleyhine karşı açılır. Bu durum tapunun iptaline karar verilmesi durumunda kararın infazının gerçekleştirilebilmesi bakımından zorunlu olup duruma göre ilgili köy, belediye veya orman yönetimi ya da Hazineye husumet yöneltilmesi de gerekebilir. Yine kayıt malikinin ölmesi durumunda husumetin mirasçılarına yöneltilmesi gerekmektedir. Hasım hususunun belirlenebilmesi için her somut olayın özelinde inceleme yapılması zorunludur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.11.2023 tarihli ve 2022/1-946 Esas, 2023/1154 Karar sayılı kararı)

Muris muvazaasına dayalı davalarda davacının iddiasını ispat edebilmesi açısından tazminat talebi olmasa dahi davayı kayıt maliki yanında ara malike de yöneltmesi mümkündür. Bu durum talebin özünden doğan şeklî, biçimsel bir zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Çünkü davada ispat edilmesi gereken husus mirasbırakanın temlik yapmaktaki amacının mirasçıdan mal kaçırma olup olmadığıdır. Bu noktada temlikin muvazaalı olup olmadığının, davalılar arasındaki el ve iş birliğinin belirlenmesi, davalı kayıt maliki ile ara malik arasındaki ilişkinin gerçek mahiyetinin açıklığa kavuşturulması açısından ara malike de husumet yöneltilebilmesi olayın daha iyi aydınlatılması ve ispatı bakımından hukuken olanak dahilindedir.

Somut olayda, ara malik konumunda bulunan davalılar ... ve ... her ne kadar tapu kayıt maliki değil iseler de muvazaalı eylemi diğer davalı kayıt maliki ile birlikte gerçekleştirdiklerinden, eylemin haksız fiil niteliğinde bulunduğu gözetilerek yargılama gideri ve harç gibi hükmün ferilerinden diğer davalılarla birlikte müteselsilen sorumlu tutulmaları gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davalılar ... ve ... yönünden kayıt maliki olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Kabule göre de, HMK'nın 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına uygun olarak ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde veraset ilamına atıf yapılmak suretiyle davacıların miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilip kalan payın davalılar üzerinde bırakılması ile yetinilmesi gerekirken, davalılar adına hükmen tescile yol açacak şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekili ile davalılar ... vd. vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

13.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.