"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2009/432 E., 2010/115 K.
DAVA TARİHİ : 09.04.2008
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ...ili, ... ilçesi, ..... köyündeki 144 ada 64 nolu parselin kadastro çalışmalarında Hazine adına tespit edildiğini, oysa taşınmazın kendi adına tespit yapılan 144 ada 32 nolu parselin devamı niteliğinde olduğunu, 15.01.1980 ve 23.01.1980 tarihlerinde tapu kayıt maliklerinden satın aldığını, arazinin vergisini 31.03.1981 tarihinden beri ödediğini ileri sürerek davalı adına tescili yapılan taşınmazın tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Hazinenin özel mülkiyetindeki yerlerden olduğunu, tapulu taşınmazın zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün bulunmadığını, zilyetlik koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu taşınmaza uygulanan tapu kaydının taşınmazı kapsamadığı, davacının eski tapu kayıtlarına dayanarak ..... köyündeki 144 ada 32 parsel nolu taşınmazı edindiği, 144 ada 64 nolu parselin 32 nolu parselin dayanak tapu kaydının miktar fazlası olduğu ve mahkeme gözlemine göre mera parseliyle bütünlük arzettiği belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz başvuru dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 1974 yılından itibaren zilyetliğinin kendisine ait olduğunu, mahalli bilirkişilerin lehine beyanda bulunduğunu, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olduğunun, yine 1984 ve 2004 yıllarına ait hava fotoğraflarında tarım arazisi olarak kullanıldığının belirtildiğini, olumlu rapor ve beyanlara rağmen hatalı karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sırasında, ...ili, ... ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 64 parsel sayılı 12.965,91 m2 yüz ölçümündeki ham toprak vasıflı taşınmaz 26.10.2006 tarihinde Hazine adına tespit görmüş, bu tespite karşı davacının oğlu Alper Şimşek 09.05.2017 tarihinde taşınmazın kendisine ait olduğunu belirterek ... Kadastro Mahkemesinin 2007/455 Esas sayılı dosyasına dava açmış, 25.01.2008 tarihli celsede babasının taşınmazları olduğunu belirtmiş ve babası adına tescil istemiş olması nedeniyle davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, karar 25.01.2008 tarihinde kesinleşmiştir.
2. Mahkemece davaya konu taşınmaza uygulanan tapu kaydının taşınmazı kapsamadığı ve mahkeme gözlemine göre mera parseliyle bütünlük arzettiği belirlenerek davanın reddine karar verilmişse de, Mahkemece yapılan araştırma ve uygulama hükme yeterli bulunmamaktadır.
3. Hemen belirtilmelidir ki; komşu köyden (3 kişi) mahalli bilirkişi dinlenilmemiş, dava konusu taşınmazın doğu ve kuzey sınırında 144 ada 70 parsel sayılı mera vasıflı kamu orta malı bulunmasına rağmen yöntemince mera araştırması yapılmamış, komşu mera parselinin kadim mera olup olmadığı üzerinde durulmamış, taşınmazın niteliğinin ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıç tarihinin ve sürdürülüş biçiminin kesin olarak belirlenmesinde en önemli unsur hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmadan karar verilmiştir.
4. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre çekişmeli taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, uydu fotoğrafları ile memleket haritaları temin edilerek dosya ikmal edilmelidir.
5.Daha sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3’er kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen (teknik) bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
6. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle kime ait oldukları, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettikleri, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildikleri, kamu orta malı (mera) vasfı taşıyıp taşımadıkları, mera ile aralarında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir
7. Fen (teknik) bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı kroki ve rapor hazırlatılmalı; üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazların kullanım biçimlerini, zilyetlik sürelerini, toprak yapılarını, eğimlerini ve bitki desenlerini açıklayıp tarımsal niteliklerini belirten, kamu orta malı (mera) olup olmadıklarını ve sınırlarında bulunan mera vasfındaki taşınmazlarla aralarında doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını ortaya koyan, önceki ziraat bilirkişi raporunu irdeleyen, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor istenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen hava fotoğrafları üzerinde stereskop aletiyle inceleme yaptırılarak çekişmeli taşınmazların fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki nitelikleri ile kullanım şekilleri ve süreleri hususunda ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; böylelikle çekişmeli taşınmazın tespit tarih itibariyle davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak saptanmalıdır.
8. Öte yandan; 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca adına tescil kararı verilecek kişi adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
06.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.