Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4629 E. 2024/2773 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetlik iddiasıyla davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki ekonomik amaca uygun zilyetliğini ispatlayamaması ve hava fotoğrafları gibi delillerin davacının zilyetliğini desteklememesi gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar veren direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/664 E., 2022/762 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davacının davasının reddine, davalı Hazine'nin TMK 713/6 maddesi gereğince tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmaz bölümünü 2000 yılında ... isimli şahıstan satın aldığını ve üzerinde lehine 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin dolduğu iddiasıyla adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kamunun menfaatine bırakılmış yerlerden olduğu, umumun faydalanmasına açık olduğu, bu nedenle kişiler adına tescilinin mümkün olmadığını, bir an için taşınmazın zilyetlikle özel mülkiyete konu teşkil edecek biçimde iktisabının mümkün olduğu kabul edilse dahi davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, aşamada bilirkişi raporunda A ve B harfi ile gösterilen yerlerin TMK 716/3 maddesi gereğince Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 23.12.2014 tarihli ve 2013/622 Esas, 2014/957 Karar sayılı kararıyla çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.344,57 metrekarelik bölümün davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.11.2017 tarihli ve 2015/21379 E., 2017/7764 K. sayılı kararı ile; " .. Hal böyle olunca; öncelikle ... davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, bundan sonra gerekli yerel ve gazete ilanları yöntemine uygun bir biçimde yapılmalı, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanakları dosya arasına konulmalı, yasal 3 aylık sürenin dolması beklenilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir" gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 30.01.2019 tarihli ve 2018/90 Esas, 2019/29 Karar sayılı kararıyla çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda temyize konu (A) harfi ile gösterilen 2.344,57 metrekarelik bölümün davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairenin 21.02.2022 tarihli ve 2021/3958 E-2022/1364 K sayılı kararıyla; " ...Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1970 yılında tapulama yapılmış, çekişmeli taşınmaz çalılık olduğundan bahisle tescil harici bırakılmıştır. Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamı ile uyumlu değildir. Şöyle ki; davacının davasının kabul edilebilmesi için davacı tarafın çekişmeli taşınmaz bölümünün üzerindeki ekonomik amaca uygun zilyetliğini ispatlaması gerekir. Somut olayda, mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanlarında taşınmazın evveliyatında davacı tarafından 2000 yılında satın alındığı, davacı ve bayii tarafından sahiplenilerek bağ yeri olarak kullanıldığı belirtilmiş ise de; hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda, taşınmazın imar-ihyasının 2000 yılından sonra gerçekleştiği belirtilmiş, 1948, 1985 ve 2002 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın tarım arazisi olarak ya da başka şekilde ekonomik amaca uygun kullanımına ilişkin bir belirlemenin bulunmadığı açıklanmıştır. Bu durumda davacı taşınmaz üzerindeki ekonomik amaca uygun zilyetliğini ispat edebildiğini söylemek mümkün değildir. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir" gerekçesiyle karar bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme talebi Dairenin 22.09.2022 tarihli ve 2022/5467 E- 2022/6009 K sayılı kararı ile reddedilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 07.12.2022 tarihli ve 2022/664 E., 2022/762 K. sayılı kararı ile; bozma ilamındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle; davacının davasının REDDİNE, Fenni Bilirkişi Mehmet Yiğit'in 20/03/2014 rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 2344,57m2'lik ve (B) harfi gösterilen 1091,19m'lik yerler üzerinde davacı tarafın zilliyet şartları oluşmadığından son parsel numarası verilerek Hazine adına tesciline, Fenni Bilirkişi Mehmet Yiğit'in 20/03/2014 rapor ve krokisinde (C) harfi gösterilen 84,63m2'lik yerin 1446 parsel sınırları içerisinde kaldığı anlaşıldığından bu kısma yönelik talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece hava fotoğrafları getirtilmeden verilen kararın doğru olmadığını, her ne kadar orman bilirkişi tarafından uydu fotoğrafları üzerinden inceleme yapılmış ise de; uydu görüntülerinin çözünürlüğü ile hava fotoğraflarının çözünürlüğünün aynı olmadığını, kaldı ki ziraat bilirkişilerince uydu fotoğrafları üzerinden de değerlendirme yapılmadığını, hava fotoğraflarına nazaran yeterli olmayan ve maddi olay açısından geçerliliği bulunmayan, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla örtüşmeyen ve ziraat bilirkişileri tarafından değerlendirilmemiş olan uydu fotoğrafı incelemesine itibar edilmesinin ve buna göre karar verilmesinin mümkün olmadığını, ziraat bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkili olduğunu, ayrıca dosyadaki bilirkişi raporları ile dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının da çelişkili olduğunu, yanıltıcı bilirkişi raporlarına itibar edildiğini, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK)713 üncü; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. 1970 yılında Kahramanmaraş ili, Dulkadiroğlu ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz “çalılık” vasfında olduğundan bahisle tescil harici bırakılmıştır.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.