"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki asıl ve birleştirilen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece son olarak davanın reddine ilişkin karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılardan ... ve ... vekili, ... ve diğerleri vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Milas ilçesi, Kayaderesi Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 101 ada 427 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, davacının taşınmazı satın aldığını ve zilyet olduğunu ileri sürerek tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak çekişmeli taşınmazın tapu kaydının ½ oranında iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
Birleştirilen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Milas ilçesi, Kayaderesi Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 101 ada 431 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın davacıya babasından intikal ettiğini, mirasçıları arasında yapılan pay devri sonucu davacının taşınmaza zilyet olduğunu ileri sürerek irsen intikal, pay devri ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar yargılama sırasında davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.03.2010 tarihli ve 2007/185 Esas 2010/150 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüyle, çekişmeli 101 ada 427 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 1/2 pay oranında iptali ile veraset ilamındaki miras payları oranında davacı ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 16.12.2011 tarihli ve 2011/1570 Esas 2011/8139 Karar sayılı kararıyla, "...tapu kayıt uygulamasının yeterli olmadığı, bu sebeple mahalli bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılarak tarafların tutundukları tapu kayıtlarının yöntemince uygulanıp kapsamının belirlenmesi, taşınmazın tapu kayıt kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde zilyetlik yönüyle araştırma yapılması gerektiği..." belirtilerek hüküm bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.11.2017 tarihli ve 2012/505 Esas 2017/463 Karar sayılı kararıyla; davacı taraf yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar mirasçıları vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.05.2021 tarihli ve 2018/3627 Esas 2021/4285 Karar sayılı kararıyla, "Dosya kapsamından, davalı tarafın dayandığı 6 Eylül 1996 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydının geldisi olan ve çekişmeli taşınmazlar ile birlikte 101 adadaki parselleri kapsadığı anlaşılan T.Sani 1930 tarih ve 83 sıra nolu tapu kaydında ... ve ... pay sahibi olup, mirasçılarının 1996 yılında adlarına intikalini sağladıkları, kayıt maliki ...’nın 1943, ...’ın ise 1985 yılında öldüğü, tapu kayıt maliklerinin 1960’lı yıllarda taşınmazları paylaştıkları, çekişmeli 101 ada 427 ve 431 parsel sayılı taşınmazların ... ve ... mirasçılarına isabet ettiği, 427 sayılı parsele davacı ..., 431 parsel sayılı taşınmaza ise davacı ...’in 40 yılı aşkın zamandan beri zilyet oldukları, davalı tarafın ise çekişmeli taşınmazlar üzerinde zilyetliğinin bulunmadığının anlaşıldığını, O halde; davalı tarafın tutunduğu tapu kaydında ...’ın ölüm tarihi ile intikal tarihi arasında 20 yıl geçmediğinden hukuki kıymetini korumakla birlikte; ...’nın öldüğü 1943 yılından intikal tarihi olan 1996 tarihine kadar kadastro tespit tarihi itibarı ile yürürlükte olan 3402 sayılı Kanun'un 13/B-c maddesi gereğince, ... payı yönünden davacılar ... ve ... lehine hukuki kıymetini yitirdiğinin kabulünün gerektiği, böyle olunca da davacıların davalarının kabulü ile çekişmeli 101 ada 427 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının davacı ..., 431 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının ise ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu..." belirtilerek hüküm bozulmuştur.
F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.09.2022 tarihli ve 2022/90 Esas 2022/158 Karar sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davaların kabulüyle, çekişmeli 101 ada 427 parsel sayılı taşınmazda davalılar adına kayıtlı 1/2 hissenin iptali ile davacı ... mirasçıları adına, çekişmeli 101 ada 431 parsel sayılı taşınmazda davalılar adına kayıtlı 1/2 hissenin iptali ile davacı ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, 03.11.2022 tarihli ek karar ile yargılama gideri yönünden tamamlama kararı verilmiştir.
G. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ... ve ... vekili, ... ve diğerleri vekili ve ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
H. Temyiz Nedenleri
Davalı ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ve birleştirilen davada davacının taşınmazın tamamını dava konusu ettiği ve mahkemece ½ pay yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen yargılama giderleri ve harcın hepsinden davalıların sorumlu tutulması ile davalılar lehine vekalet ücreti verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalılardan ... ve diğerleri vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı ... adına 444 nolu parselin tescil ediliğini, hatta davacının eşi ...’ın kadastro komisyonuna verdiği dilekçede kök tapu kaydından hisselerine düşen 438, 440, 441, 442, 443, ve 444 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu belirttiğini, bu dilekçede 427 nolu parselde bahsedilmediğini, her ne kadar mahkeme kararında kök tapu kaydının intikal göremediği belirtilerek karar verilmiş ise de, tapu kayıtları incelendiğinde; 1930, 1938, 1941, 1996 ve 2002 tarihlerinde tapu kaydının intikal ve tedavül gördüğünü, davacı taraf yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediğini, davalı tapusuna değer verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tapulu arazilerde zilyetliğin ayni hak kazandırmayacağını, davacıların fuzuli şagil konumunda olduklarını, bu şahıslara yazılı ihtarnamaler gönderildiğini ve birleştirilen davada davacının taşınmazın tamamını dava konusu ettiği ve mahkemece ½ pay yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen yargılama giderleri ve harcın hepsinden davalıların sorumlu tutulması ile davalılar lehine vekalet ücreti verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek ve resen görülecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
Dahili davalı ... vekilleri temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, birleştirilen davada davacının hangi hukuki neden dayalı olarak dava açtığı hususu açıklığa kavuşturulmadan karar verildiğini, davalıların dayanak ve tespite esas kök tapu kaydının değişik tarihlerde intikal ve tedavül gördüğünü, dolayısıyla tapu kaydının hukuki kıymetini yitirmediğini, asıl davada davacı tarafın kadastroda uygulanamayan tapu kaydına dayandığını, davacının eşi ...’ın kadastro komisyonuna verdiği dilekçede kök tapu kaydından hisselerine düşen 438, 440, 441, 442, 443, ve 444 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu belirttiğini, bu dilekçede 427 nolu parselde bahsedilmediğini, davacı tarafın mirasçılardan ... ...’in payını satın aldığı iddiasının asılsız olduğunu, ... ...’in davacıya 1997 ve 1998 tarihlerinde noterden yazılı ihtar çekildiğini bu sebeple kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşmadığını, birleştirilen davada davacı 431 nolu parselin babası ...’e ait olup, 80 yıldır zilyet olduklarını beyan ettiği halde mahkemece davacıdan başka ...’in mirasçısı olup olmadığının tespit edilmediğini, mirasçısı var ise yargılamaya dahil edilmesi gerektiğini, mahkeme gerekçesinin hukuka uygun olmadığını belirterek ve resen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
G. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava ve birleştirilen dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun "Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti" başlıklı 14/1. maddesinde; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 326/1-2 maddesinde; “Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.” hükümlerine yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna ve bozma kararına uygun olup davalı tarafın temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Ancak birleştirilen davada davacı ..., dava konusu 101 ada 431 parsel sayılı taşınmazın tamamı hakkında tapu iptali ve tescil istemi ile dava açtığı ve mahkemece çekişmeli taşınmazın ½ pay oranında tapu kaydının iptali ile yarı hissesinin davacılar adına tapuya tesciline karar verildiği halde davanın kısmen kabulü yerine, davanın tamamen kabulüne karar verilerek yargılama giderleri ile harcın hatalı hesaplanması isabetsiz ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün değinilen bu yönden düzeltilerek onanmasına karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalıların işin esasına yönelik temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalıların birleştirilen davaya ilişkin tarafın temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan hususlar yönünden kabulüyle;
Hükmün 2. fıkrasındaki;
“Birleşen davanın KABULÜ ile” cümlesinin çıkarılarak yerine “Birleştirilen davanın kısmen kabulü ile” cümlesinin yazılmasına,
3. bentte yer alan “Alınması gerekli 1.024.65 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 222.75 TL' nin mahsubu ile bakiye 801.90 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına” cümlesinin çıkarılarak yerine; “Alınması gerekli 512,32 TL nispi karar ve ilam harcından, davanın kabul oranı dikkate alınarak peşin alınan 222,75 TL‘nin mahsubu ile bakiye 289,57 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına” cümlesinin yazılmasına,
03.11.2022 tarihli tamamlama kararı ile eklenen 6. bentte yer alan “289,90 TL yargılama giderinin” kelimesinden sonra gelmek üzere “kabul oranı dikkate alınarak 144,95 TL sinin” kelimelerinin eklenmesine,
Hükme 7. bent olarak “Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
07.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.