"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/152 E., 2023/871 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul-Karar Kaldıralarak Dava Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/409 E., 2022/694 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Gümüşhane ili ... ilçesi ... köyü 110 ada 113 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ancak taşınmazın keşif esnasında gösterilecek olan bölümünü 18.05.1984 tarihinde davacının ... oğlu ...'den satın aldığını, bu bölümün 1984 tarihinden beri davacı tarafından harman ve boşluk olarak kullanıldığı ve kendisine ait olduğunu, çekişmeli taşınmaz bölümünün satın alınmasına ilişkin satış senedinin bir örneğini de dilekçe ekinde sunduğunu, bu durumun tüm köy halkı tarafından da bilindiğini belirterek dava konusu 110 ada 113 parsel sayılı taşınmazın, sınırları keşif esnasında gösterilecek olan bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğunu, davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini, kaldı ki mahallinde yapılacak keşif ve dinlenecek bilirkişiler ile çekişmeli taşınmaz bölümünün Hazineye ait yerlerden olduğunun ortaya çıkacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükme esas ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın niteliği itibariyle harman yeri vasfı taşıdığı ve bu nitelikte kullanıldığı, dava konusu alan sınırlarına dikilmiş olan demir parçalarının mevcut olduğu yönünde tespitlerin yer aldığı da gözetildiğinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına itibar edilmesi gerektiği, bu nedenle kadastro tespiti esnasında dava konusu taşınmaz bölümünün davalı ... adına kayıt ve tescil edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu Gümüşhane ili, ... ilçesi, ... köyü, 110 ada 113 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişisi ...'in 25.10.2022 tarihli rapor ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 462,99 m2'lik alanının 110 ada 113 parsel sayılı taşınmazdan ifrazına ve davalı ... adından iptali ile ayrı parsel numarası ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişisi ...'in 25.10.2022 tarihli rapor ve ekli krokisinin kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sadece mahalli bilirkişilerin beyanlarına itibar edilerek eksik inceleme ile verilen kararın hatalı olduğunu, davacı ile aynı köylü ve akraba olan mahalli bilirkişilerin beyanlarının gerçeklerden uzak ve doğal olarak da davacı lehine olduğunu, ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın boş alan olduğunun, tarım arazisi veya başka maksatlarla kullanıldığını gösterir herhangi bir emarenin bulunmadığının, taşınmazın imar-ihya edilerek tarım arazisine dönüştürülmediğinin, taşınmaz üzerinde uzun süredir tarımsal faaliyet yapılmadığının, dolayısıyla da taşınmazın zilyetlikle iktisaba elverişli olmadığının belirtildiğini, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi raporunda da 1953, 1973 ve 1982 tarihli hava fotoğrafları ile 1959 ve 1984 tarihli topoğrafik haritalar üzerinde yapılan incelemede dava konusu taşınmazın açık alana isabet ettiğinin ve herhangi bir zirai faaliyet yapılmadığının belirtildiğini, gerek kaldırma öncesi Mahkeme kararı gerek hava fotoğrafları ve gerekse de bilirkişi raporları birlikte dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken sadece mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatları uyarınca yasal hasım konumunda bulunan Hazine aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilememesi gerekirken aksi yönde karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı bulunduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde ekonomik amaca uygun herhangi bir zilyetliğinin bulunmadığı, taşınmazın boş alan olduğu, tarım arazisi veya başka bir amaçla kullanıldığını gösteren herhangi bir emarenin mevcut olmadığı, dava konusu taşınmaz ile komşu taşınmazları ayıran doğal ya da yapay herhangi bir ayırıcı unsura rastlanmadığı, parsel üzerine dikilen demir parçalarının da sahiplenme iradesini göstermeyeceği, dolayısıyla davacı taraf lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı, sadece tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına dayanılarak zilyetliğin ispat edilmesinin de mümkün olmadığı, davanın sübut bulmadığı ve reddi gerektiği gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne, Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.11.2022 tarih ve 2022/409 Esas, 2022/694 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-b.(2) maddesi gereğince kaldırılmasına, kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının çekişmeli taşınmazın bir kısmını 1984 yılında harici satış senedi ile satın aldığını, çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı tarafından harman ve boşluk olarak kullanıldığının tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarıyla doğrulandığını, köy yerleşim alanı içerisinde kalan ve dolayısıyla da tarım dışı olan taşınmazların zilyetlikle kazanılabilmeleri için imar-ihya edilmelerine ya da tarımsal faaliyette bulunulmasına gerek bulunmadığını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde yazılı diğer iktisap koşullarının yanında taşınmazın sahiplenilmesi, yararlanılması, etrafının çevrilmesi, üçüncü kişilerin kullanmalarına engel olunması ya da izinle kullanılmalarına imkan verilmesi hususlarının yeterli olduğunu, harman yeri ve boşluk olarak kullanılan yerde zirai faaliyet yapılmayacağını, taşınmazın evveliyatında da harman ve boşluk olarak kullanıldığının hava fotoğrafları ile de desteklendiğini, tüm köy halkı tarafından davacıya ait olduğu bilinen satım senedi ile alınmış davaya konu taşınmazın kimse tarafından kullanılmadığı veyahut işgal edilmediği için davacının çevreleme gereği duymadığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu Gümüşhane ili ... ilçesi ... köyünde bulunan 110 ada 113 parsel sayılı 613,82 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz belgesizden ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit edilmiş, kadastro tespiti 28.11.2006 tarihinde kesinleşerek taşınmaz tapuya tescil edilmiştir. Davacı vekili taşınmazın dava konusu alanı hakkında, 1984 tarihinden beri davacı tarafından harman yeri ve boşluk olarak kullanıldığı ve davacıya ait olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.
2. Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli görülmemiştir.
Şöyle ki, yargılama aşamasında alınan 07.07.2021 tarihli fen bilirkişi raporunda, talep edilen kısmın 101,12 metrekare olarak belirlendiği, 25.10.2022 tarihli fen bilirkişi raporunda ise talep edilen kısmın 462,99 metrekare olarak belirlendiği gibi dosyadaki taşınmaz fotoğraflarından da dava konusu alanın farklı özellikler gösterdiği, ancak bu çelişkiler giderilmeksizin ve dava konusu harman yeri olarak kullanıldığı iddia edilen alan tam olarak belirlenmeksizin karar verme cihetine gidilmiştir. Taşınmazın satın alındıktan sonra fiilen harman yeri olarak kullanılan kısmı belirlenip eğimli olarak görülen ve harman yeri olarak kullanılamayacak yerler var ise bu kısımlar da belirlenerek zilyetlik ile kazanım şartlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu taşınmazın tamamı hakkında davanın reddedilmesi hatalıdır.
3. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazın bulunduğu köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu ile fen (teknik) ve ziraat mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
4. Yapılacak keşifte dinlenilecek mahalli bilirkişilerden dava konusu taşınmazın satın alındıktan sonra kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın iddia edildiği gibi harman yeri olarak kullanılıp kullanılmadığı, dava konusu taşınmaz bölümünün çevresinde başka şahıslarca kullanılan özel harman yerleri bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır.
5. Fen bilirkişiden çelişkileri giderecek şekilde keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, taşınmaza komşu parselleri de göstermek sureti ile hazırlanmış ayrıntılı kroki ve rapor alınmalı; ziraat bilirkişisinden dava konusu taşınmazın eğimi, bitki deseni, toprak yapısı itibariyle harman yeri niteliğinde olup olmadığı, zeminde hangi amaçla kullanıldığı, üzerinde sap ve tane kalıntıları bulunup bulunmadığı, üzerinde sürdürülen ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı ve ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek karar verilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
İstek halinde peşin alınan temyiz karar harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.