"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2010/114 E., 2015/218 K.
DAVALILAR : ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme kararı davacı tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... kasabasında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda, 3014 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalıların mirasbırakanı ... adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın 1960 yılından beri nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla davacının mirasbırakanı ..., onun ölümüyle de mirasçılarının zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek mirasbırakan ...'ın mirasçıları adına payları oranında tescilini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap süresi geçtikten sonra verdiği dilekçe ile davayı kabul ettiğini belirtmiştir.
2.Davalı ... cevap süresi geçtikten sonra verdiği dilekçe ile açılan davanın doğru olduğunu dava ve mahkeme masrafları davacı tarafından ödenmek kaydı ile davayı kabul ettiğini belirtmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı tereke temsilcisi vekili; Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini, dava konusu taşınmazın davacının mirasbırakanı ve ölümünden sonra mirasçıları tarafından kullanıldığını davalıların da buna itiraz etmediklerini, zilyetlik kesintisiz olarak devam ettiği için hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespiti öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308 inci, 309/2 nci, 311 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... kasabasında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda, 3014 parsel sayılı taşınmazın 7100 m² yüzölçümlü ve tarla vasıfı ile Ekim 951 tarihli, 858 sıra, 60 cilt, 79 sayfa nolu tapu kaydı dayanak alınarak 29.09.1968 tarihinde ... adına tespit edilerek 1970 yılında kesinleştiği, yapılan ifraz işlemi sonrası ...,...,... parsellerin oluştuğu, 6374 ve 6376 parsel sayılı taşınmazların intikal işlemi ile paylı olarak davalılar adına, 6375 parsel sayılı taşınmazın ise kamulaştırma neticesinde Botaş adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
2. Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3 üncü maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı düzenlenmiştir.
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308 inci maddesi ise “Davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.”; 309/2 inci maddesi, "Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir."; 311 inci maddesi, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükümlerini içermektedir.
4. Somut olaya gelince, dava hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış, ancak davalılar ... ve ... ibraz ettikleri beyan dilekçeleri ile davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir. Hak düşürücü sürenin bir hakkı ortadan kaldıran-sona erdiren niteliğe sahip bulunması, davayı kabulün ise davalının üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir davada kamu düzenine aykırı bir sonuç doğurmaması şartıyla davacı tarafın ileri sürdüğü hakkının gerçekte var olup olmadığından bağımsız olarak davaya son veren ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran bir taraf işlemi olması karşısında, Mahkemece davayı kabul beyanına üstünlük tanınmak suretiyle davayı kabul eden davalılar yönünden ifraz ile oluşan tapu kayıtlarının malikleri gözetilerek işlem yapılması, kabul beyanı bulunmayan diğer davalılar yönünden davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir.
5. Hal böyle olunca; davalılar ...,...'in kabul beyanları dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı tereke temsilcisi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Yerel Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.