Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5126 E. 2025/486 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras bırakanın, miras payını temlik ettikten sonra mirası reddetmesinin mirasçının haklarına etkisine ve temlik işleminin muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın miras payını devretmesinin geçerli bir hukuki işlem olduğu, davalıların taşınmazları satın alabilecek durumda oldukları, miras payı devrinin bedel karşılığında yapıldığı ve davacının babasının ekonomik sıkıntılar yaşadığına dair tanık beyanları ve diğer deliller gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2355 E., 2023/957 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/648 E., 2022/255 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının muris babası ... ...'nin kök muris babaannesi ...'nin mirasını maddi sıkıntılar sebebiyle reddettiğini, o tarihte ...'in tek yasal mirasçısı olan davacı sağ olduğundan davacının kök muris ...'den intikal eden terekede 1/3 pay oranında hakkının bulunduğunu, kök muris ... adına kayıtlı 1864 ada 173 (yeni 2625 ada 16) parseldeki 4, 8, 11, 12, 15, 16 ve 17 nolu bağımsız bölümlerin 1/2'şer paylarının, 6597 ada 1 (1297 ada 1) parsel sayılı taşınmazın birinci ve üçüncü katlarındaki 2 parça dairenin (8 ve 12 nolu bağımsız bölümler) ve 5803 ada 51 (yeni 970 ada 18) parsel sayılı taşınmazın tamamının davacının yasal miras hakkı gözetilmeksizin yıllar içerisinde muvazaalı işlemlerle davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek muvazaalı ve hileli tescil işlemlerinin ve tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline, mümkün olmazsa bedele hükmedilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; zamanaşımı süresinin ve hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının babasının kök muris ...'nin mirasını kendisi ve kendisinden sonra gelen mirasçılar adına reddettiğini, davacının da babası ile dedesinden kalan mirası reddettiğini, bu nedenle dava açma hakkı olmadığını, iddaların gerçeği yansıtmadığını, davacının talep edebileceği bir hakkının bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04.10.2019 tarihli ve 2019/492 Esas, 2019/717 Karar sayılı kararı ile, davacının babasının kök muris ...'den gelen tüm taşınmazlardaki miras payını bedel karşılığı mirası red etmeden önce, 18.02.2000 tarihinde düzenleme şeklinde miras payının temliki sözleşmesi ile devrettiği, mirasçıların birbirleriyle miras payları yönünden yapacakları temliklerin geçerli işleme dayalı olduğu, dolayısıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 677. maddesi hükmü gereğince resmi olarak yapılan bu işlemin korunmasının gerektiği, davacının babasının kök muristen kalan taşınmazlara ilişkin miras payını devretmesi nedeniyle davacıya babası üzerinden kök muristen gelecek miras payı olmadığından mirasta hak sahibi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 20.10.2021 tarihli ve 2019/1795 Esas, 2021/1491 Karar sayılı kararıyla; muris ...'in kendi murisi ...'den gelen kanuni miras payını davalıya temlik ettiği, işlemin mirasçıdan mal kaçırma amacıyla gerçekleştirildiğinin saptanması halinde olayda 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulacağı anlaşılmakla, miras payının devri sözleşmesine dayanan intikaller bakımından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gösterdikleri ve gösterecekleri tüm delillerin toplanması, murisin temlikdeki gerçek iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, mirasın reddine dayanan intikaller bakımından yolsuz tescil oluşturup, oluşturmayacağının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Yerel Mahkemesine iadesine karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının muris babası ...'in kök muris ...'den gelen mirası sadece kendi adına reddetmesi, kendisinden sonra gelenler için bir talebinin olmaması nedeniyle TMK'nın 611. maddesi gereği mirasın hak sahiplerine yani o tarihte sağ olan davacıya geçtiği, ancak davacının babasının kök muristen gelen tüm taşınmazlardaki miras payını, mirası reddetmeden önce yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle 18.02.2000 tarihli düzenleme şeklinde miras payının temliki sözleşmesi ile ekonomik durumları iyi olan davalı kız kardeşlerine devrettiği, miras payı satışının bedeli karşılığında yapıldığının anlaşıldığı, devrin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddiasının ispat edilemediği, davacının babasının kök muristen kalan taşınmazlara ilişkin miras payını devretmesinin geçerli bir hukuki işlem olduğu, bu nedenle davacının davaya konu taşınmazlar üzerinde mirastan kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; miras payının bedel karşılığı devredildiği, özellikle davacının annesi tanık ...'ın ve diğer tanıkların beyanları ile davacının babası ...'in 1988-1989 yıllarında ekonomik durumunun bozulduğu, paraya ihtiyaç duyduğu, davacının da terekenin borca batık olması nedeniyle babasının mirasını reddettiği, davalıların taşınmazları satın alabilecek durumda oldukları, devir tarihi itibarı ile taşınmazların rayiç değerleri tespit edilmemiş ise de bu hususun başlı başına muvazaa iddiasını ispata yeterli olmadığı, aksi yöndeki tanık beyanları ve murisin tek mirasçısı oğlundan mal kaçırmasını gerektirir sebep bulunmadığı dikkate alındığında davanın reddine ilişkin kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; muris ... ...'nin 18.02.2000 tarihli miras payının temliki sözleşmesini yaptıktan üç gün sonra 21.02.2000 tarihinde kök muris ...'den kalan mirası reddetmesi birlikte değerlendirildiğinde yapılan işlemlerin gerçek dışı olduğunun açıkça görüldüğünü, taşınmazların bedeli karşılığında devredildiğinin ispatlanamadığını, düzenleme şeklindeki miras payının devri sözleşmesi muvazaalı bir işlem olup muris ...'in temlik etmekteki gerçek amacının, iradesinin yeterince araştırılmadığını, muris ...'in temlik sözleşmesinde belirtilen 1.000.000.000 ETL'yi almadığını, salt tanık beyanları ile sonuca gidildiğini, taşınmazların temlik sözleşmesinin yapıldığı tarihteki değerlerinin keşfen belirlenmediğini, devir bedeli ve rayiç değer arasında fahiş fark bulunduğunu, yeterli ve gerekli araştırma yapılmaksızın, kuşkudan uzak kesin delillerle ileri sürülen iddialar değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, yolsuz tescil ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Kök muris ... ...'nin 13.02.2000 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi ... ile müşterek çocukları ..., ... ve ...'nin kaldığı, ...'in Bursa 4. Noterliğinin 18.02.2000 tarihli düzenleme şeklinde miras payının temliki sözleşmesi ile bilumum muris ve murisi evvellerinden irsen ve teselsülen kendisine intikal edecek olan T.C. hudutları dahilindeki bilumum gayrimenkullerdeki miras hak ve hisselerinin tamamını Medeni Kanun'un 612. maddesi hükmü gereği 1.000.000.000 TL (Bir milyar Türk Lirası) bedel mukabilinde bütün hukuk ve vecibeleri ile birlikte ve gayrikabili rücu olmak üzere kardeşleri davalılar ... ve ...'ye temlik ettiği, Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.02.2000 tarihli ve 2000/250 Esas, 2000/195 Karar sayılı kararı ile mirasçılardan ... ve ...'ın muris ...'nin mirasını kayıtsız şartsız reddettikleri, bilahare davaya konu taşınmazların davalılara intikal ettiği, muris ...'nin mirasçısı ...'in 19.12.2007 tarihinde öldüğü, geride tek mirasçısı olarak oğlu davacı ...'nin kaldığı, mirasçı ...'ın ise 28.12.2011 tarihinde öldüğü, davacı ...'nin Bursa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.03.2008 tarihli ve 2008/233 Esas, 2008/434 Karar sayılı kararı ile muris babası ...'in, Bursa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.03.2012 tarihli ve 2012/523 Esas, 2012/472 Karar sayılı kararı ile muris dedesi ...'ın mirasını kayıtsız şartsız reddettiği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.