Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5477 E. 2023/7473 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir tapu iptali ve tescil davasından sonra davacının imar uygulaması nedeniyle hükmün tavzihini talep etmesi üzerine, mahkemenin tavzih talebini reddetmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tavzih yoluyla hükmün esasına ilişkin değişiklik yapılamayacağı, hükmün infazı için gerekli işlemlerin tavzih kapsamında olmadığı ve mahkemenin ek kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin tavzih talebini reddeden ek kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/484 E., 2017/742 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen kabul kararının Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmesinden sonra, davacı vekilinin tavzih talebinin reddine dair verilen 24.09.2021 tarihli ek karar süresi içinde davacı ve asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 451 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanı ...'dan kendisine miras ve taksim yoluyla intikal ettiğini, aynı yerde bulunan komşu 454, 713, 457, 409, 450 ve 448 parsel sayılı taşınmazlar ile çevrili yerin de aynı şekilde kendisine miras ve taksim yoluyla kaldığını, bu alanın 1972 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını, 2007 yılında yapılan mera komisyonu çalışmalarında ise mera olarak sınırlandırıldığını, 08.05.2009 tarih ve 532 sayılı komisyon kararı ile tahsis kararı alındığını, oysa bu yerin kendi zilyetliğinde olduğunu, imar ihyanın tamamlandığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davanın süresi içerisinde açılmadığını, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, özel mülke konu edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

1.Mahkemece, dava konusu alanın tarıma elverişli yerlerden olmadığı, içerisinde irili ufaklı çok sayıda taş bulunduğu ve bu nedenle imar ihyasının tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesince, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğinden bahisle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda imar ihyanın tamamlandığı gerekçesiyle 20.07.2017 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile işaretli 25.267,85 m² alan yönünden tapu kaydının iptali ile davacı ve asli müdahil adına 1/2’şer oranında tesciline karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16 ncı Hukuk Dairesinin 01.02.2021 tarihli ve 2018/3278 E., 2021/540 K. sayılı kararı ile onanmış, taraflarca karar düzeltme kanun yoluna başvurulmaması üzerine karar 23.03.2021 tarihinde kesinleşmiştir.

2. Tavzih Talebi

Davacı vekili 27.05.2021 tarihli dilekçesi ile, davanın kabulüne konu alanda İmar Kanunu 18 inci maddesi uyarınca uygulama yapıldığını, dava konusu yerin farklı ada ve parsellere gittiğini, bu nedenle Tapu Müdürlüğünce kararın infaz edilemediğini, 23.03.2021 tarihinde kesinleşen kararın İmar Kanunu'nun 18 inci maddesi uyarınca uygulama yapıldığı gözetilerek hükmün tavzihini istemiştir.

3. Tavzih Talebi Üzerine Mahkeme Ek Kararı

Mahkemenin 24.09.2021 tarihli ek kararıyla; Mahkemenin 12.10.2017 tarihli, 2014/484 Esas ve 2017/742 Karar sayılı kararında bir hata olmadığı, infazın idare tarafından yapılan imar uygulamasından kaynaklandığı, hükmün infazı için imar uygulamasının iptalinin veya uygulama sonrası davacı adına tesciline karar verilen taşınmazın hangi parsellere isabet ettiğinin tespiti ile yeni maliklerin davaya dahil edilerek karar verilmesinin zorunlu olduğu, ancak tavzih yolu ile taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların genişletilmesi veya değiştirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.

IV.TEMYİZ

A. Mahkemece Verilen Ek Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacı ve asli müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tavzih dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarlayarak ek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Asli müdahil vekili temyiz dilekçesinde özetle; HMK’nın 305/1 inci maddesi uyarınca talebin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, talebin reddine ilişkin kararın adil yargılanma ve mülkiyet hakkının ihlali anlamına geldiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tavzih istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen tavzih talebinin reddine ilişkin ek kararın usul ve kanuna uygun olduğu gözetildiğinde, davacı ve asli müdahil vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler ek kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ve asli müdahil vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile EK KARARIN ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 210,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden asli müdahilden alınmasına, davacıdan harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

14.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.