"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/691 E., 2023/552 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/218 E., 2020/135 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin babası mirasbırakan ...'ın 31.08.2014 tarihinde öldüğünü, geriye mirasçı olarak davacı müvekkillerini bıraktığını, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı yıllardır kesintisiz bir şekilde kullandığını, sonrasında müvekkillerine intikal eden Muğla ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 134 ada 4, 6, 7, 8, 9, 10, 12 parsel sayılı taşınmazlar ile 135 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında davalılar adına kayıt ve tescil edildiğini, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlar üzerinde eski bir evi bulunduğunu, dava konusu taşınmazları 50 yıldan fazla süredir ekip biçmek suretiyle kullandığını, müvekkillerinin kadastro tespitinden haberdar olamadıklarını, itiraz edemediklerini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkillerinin mirasbırakanı ...’a ait veraset ilamındaki hisseleri oranında müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmazların müvekkillerinin kök mirasbırakanı ...'tan miras olarak intikal ettiğini, ...'nun ...'ın annesi olup diğer müvekillerinin babaannesi olduğunu, ... mahallesi 134 ada 6, 7, 8, 9, 10, 12 parseller ile ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2018/176 Esas ve 2018/177 Esas sayılı davaların konusu olan 134 ada 5 parsel ve 11 parsellerin yan yana olduğunu, kök mirasbırakan ...'nun tüm bu parselleri bir bütün olarak kullanmaktayken 1999 yılında ölümü ile mirasçılarının taşınmazları paylaşarak kullanmaya başladığını, akabinde kadastro tespiti sırasında paylaşıma göre tespit yapılarak tescil edildiğini, dava konusu tüm taşınmazlara ortalama 50-55 yıl öncesinde davacıların mirasbırakanı ... ile davalıların mirasbırakanı ...'ın hissedar olduklarını ve taşınmazları ortak olarak kullandıklarını, fakat ortalama 50-55 yıl önce davacıların mirasbırakanı ...'ın, ... köyündeki tüm taşınmazlarını satarak ... merkeze taşındığını, dava konusu taşınmazlardaki hissesini de davalıların kök mirasbırakanı ...’a sattığını, 50-55 yıldan bu yana taşınmazların tamamının mirasbırakan ... ve mirasçılarının zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı ...'e tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mirasbırakan ...'ın 31.08.2014 tarihinde ölümü ile davacıları mirasçısı olarak bıraktığı, davalı ... hariç diğer davalıların mirasbırakanı ... olup mirasbırakan ... ile kardeş olduğu, dava konusu taşınmazların tesis kadastrosu ile davalılar adına 20.01.2015 tarihinde tescil edildiği, davacı tanığı ... ...'in dava konusu taşınmazların davacıların mirasbırakanı ... tarafından davalıların mirasbırakanı ...'a satıldığını ...'dan 50 sene önce duyduğunu, davalılara mirasbırakan ...'dan kaldığını, taşınmazları kendisini bildi bileli ... mirasçılarının kullandığını, mirasbırakan ...'ın 1965-66 yıllarında ...'a gittiğini ve taşınmazı kullanmadığını, davacı ...'ın 25-30 yıl önce taşınmazı halama satmış ben gidiyorum diye söylediğini belirttiği, davacı tanığı ...'in benzer beyanda bulunduğu, davalı tanıkları beyanlarının tutarlı, benzer olmakla mirasbırakan ...'ın 1960-65 yıllarında ...'a gittiği, taşınmazın davalılar tarafından kullanıldığını, davacıların ve mirasbırakan ...'nın kullandıklarını görmediklerini beyan ettikleri, kadastro bilirkişilerinin bilgilerinin olmadığı anlaşılmakla dava konusu taşınmazların davalılar tarafından kullanıldığı, mirasbırakan ...'ın 1965-66 yıllarında ...'a gittiği, daha sonrasında hasta olduğu, taşınmazları mirasbırakan ... ve davacıların kullanmadığı, tanıkların mirasbırakan ...'nun taşınmazların kendisine satıldığını söylediği, ... hariç diğer davalıların mirasbırakan ... mirasçısı olduğu, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, kararın hukuka aykırı olduğunu, Yerel Mahkemenin kendi tanıkları açısından hiç bir değerlendirmede bulunmadığı gibi tüm tanıklarını dinlemediğini, kararın çelişkili olduğunu, gerekçeli kararda davacı tanıklarının beyanlarına neden üstünlük tanınmadığı, tanık beyanlarının hangilerinin tutarlı hangilerinin tutarsız olduğu yönünde gerekçe sunulmadığını, tanık beyanlarının davalı lehine değerlendirildiğini, taşınmazların davalılara satıldığının doğrulanmadığını, müvekkillerinin mirasbırakanı ...'nın ölümünden sonra davalıların taşınmazı resmen işgal ettiklerini, müvekkillerinin mirasbırakanı ...'ın köyden taşınana kadar dava konusu taşınmazları kullandığının, hatta orada bulunan taş evde kaldığının tanık beyanlarıyla sabit olduğunu, ancak mirasbırakanın ...’a taşınması sonrasında taşınmazların davalılar tarafından kendilerininmiş gibi bir algı oluşturarak kullanıldığının ortada olduğunu, mirasbırakan ...'nın dava konusu taşınmazlardaki hisselerini davalıların mirasbırakanı ...'ya devrettiği yönündeki beyanların söylemden ibaret olduğunu, davalı ...'ın müvekkillerinin zilyetliklerine ve tasarruflarına açıkça tehdit ve şiddetle engel olunmaya çalıştığı, davalı tarafın zilyetlik olgusu ve satış iddiasını ispatlayamadığını, dava konusu taşınmazların müvekkilleri adına tespit görmesi gerekirken davalıların dava konusu taşınmazları kadastro tespitinde kendileri adına tespit ve tescil ettirdiklerini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece yapılan keşfe katılan bir kısım davacı tanıkları ile aynı doğrultudaki davalı tanıklarının davalıların savunmasını destekleyen beyanlarına itibar edilerek, davacıların mirasbırakanı ...'ın 1960-1965 yıllarında dava konusu taşınmazların bulunduğu ... köyünü terk ederek ... ilçe merkezine yerleştiği, o tarihten beri, dava konusu 135 ada 1 parsel sayılı taşınmaz dışındaki dava konusu taşınmazların öncesinde davalıların mirasbırakanı ..., sonrasında ...'ın ölümü ile mirasçıları olan davalılar tarafından malik sıfatıyla zilyet ve tasarruf edildiği; dava konusu 135 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise, davacıların mirasbırakanı ... ve davalı ... dışındaki davalıların mirasbırakanı ... ile ilgisi olmayıp bu taşınmazın davalı ...'in babası ...'den geldiği, davalı ... tarafından bedeli mukabilinde babası ...'den satın alındığı, o tarihten beri davalı ... tarafından malik sıfatıyla zilyet ve tasarruf edildiği, bu kapsamda davacıların davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, Dairelerinin 2022/78 Esas sayılı dosyasında verilen geri çevirme kararı ile dosya içine getirtilen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyaya emsal olabilecek nitelikteki 2018/176 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; aynı taraflar arasında, aynı hukuki ilişki ve iddialar ile eldeki dosyada dava konusu edilen taşınmazlara komşu, ... ilçesi, ... mahallesi, 134 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan tapu iptali ve tescil istemli davanın yapılan yargılaması sonunda, davacıların mirasbırakanı ...'ın 1970'li yıllarda dava konusu yeri (134 ada 11 parseli) satarak ... ilçe merkezine taşındığı, 1970-1980 yıllarından beri dava konusu taşınmazın davalılar tarafından kullanıldığı, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, anılan kararın, Dairelerinin 2020/669 Esas sayılı dosyasında verilen davacılar vekilinin istinaf itirazının esastan reddine ilişkin kararı ve sonrasında Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 29.11.2021 tarih, 2021/6428 Esas, 2021/7318 Karar sayılı onama kararı ile kesinleştiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu; Muğla ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 4 ve 10 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 134 ada 6 ve 9 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 134 ada 7, 8 ve 12 parsel sayılı taşınmazların ise davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adlarına iştirak halinde mülkiyet olarak, aynı yerde bulunan 135 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ... adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmıştır.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi