"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/342 E., 2020/1191 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/479 E., 2018/901 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili; çekişmeli 109 ada 126 parsel taşınmazın Toprak Tevzi Komisyonunun çalışmaları sırasında 1273 parsel numarası ile sınırlandırılarak Hazine adına tevzi edildiği ve tapuya kaydedildiğini, ancak dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında tablendikatif listesi ve tapu kaydı dikkate alınmaksızın şartları oluşmadığı halde iktisaba elverişli zilyetlik nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edildiğini belirterek tapu iptali ve Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; tahkikat aşamasında davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğu, zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayandığını, soyut ve maddi olaylara dayanmayan yerel bilirkişi beyanlarının hükme esas alındığını, Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu taşınmazın Hazine adına tapuya kaydedildiğini, kadastro sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtlarının dikkate alınmadığını, dinlenen yerel bilirkişilerin yaşları nazara alındığında Hazine adına oluşan tapu kaydı tarihinden geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığını, dosya arasında yer alan bilirkişi raporlarının soyut ve yetersiz olduğunu, hava fotoğraflarından yöntemince ve yeterli yararlanılmadığını, taşınmazın komşusu parseller ile ayırıcı sınırlara sahip olup olmadığı üzerinde durulmadığını, davalının aynı çalışma bölgesinde kayıtsız ve belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin yöntemince araştırılmadığını ileri sürerek hükmün kaldırılması ve davacı Hazine lehine hüküm kurulmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmaza ait olduğu anlaşılan davacı Hazineye ait tapu kaydının oluşum tarihine kadar aralıksız ve nizasız malik sıfatıyla 20 yıldan fazla süreyle zilyetlik koşullarının davalılar lehine oluştuğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan gerçeğe aykırı bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulduğunu, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 46 ncı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucunda; Kars ili, Sarıkamış ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 126 parsel sayılı taşınmaz Kasım 1969 tarih, 5 cilt, 549 sahife numaralı tapu kaydı dayanak alınarak ve "Toprak Tevzi Komisyonunun yaptığı çalışmada 1273 parsel sayısında sınırlandırıldığı, taşınmazın ... oğlu ...'ın zilyetliğinde iken 1980 tarihinde ... oğlu ... ve ...'a haricen satarak hak ve alakasını kestiği" edinme kısmında açıklanmak suretiyle ... oğlu ... ve ... adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir.
2. Dava konusu taşınmaz, 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan tapu kaydı esas alınarak kaydın oluştuğu tarihe kadar davalı yararına iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalı adına tespit edilmiş olup bu şekilde oluşan tapu kayıtlarının kapsamında kalan yerlerin, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar zilyetleri yararına iktisap koşullarının gerçekleşmesi halinde zilyetleri adına tescile karar verileceği 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1 inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu durumda, anılan Kanun maddesi uyarınca, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davalı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekeceği açıktır.
3.Somut olayda; Mahkemece, çekişmeli 109 ada 126 parsel sayılı taşınmazda davalı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46/1 inci madde koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de bu hususta yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Taşınmazın toprak tevzi sırasında kayıt fazlası olarak Hazine adına belirtildiğine ve hem toprak tevzi paftası hem de kadastro haritasında dere yatağına komşu olduğu anlaşıldığına göre çekişmeli taşınmazın tamamının yahut bir bölümünün Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki dere yatağı niteliğindeki yerlerden olup-olmadığı yeterince araştırılmamıştır. Dosya kapsamında yer alan jeoloji mühendisi bilirkişi raporuna göre taşınmazın komşusu '' Karasu Çayı'' taşkın yatağı kapsamında kaldığının belirtildiği; öte yandan, fen bilirkişinin teknik raporuna göre taşınmazın (A) ile gösterilen bölümünün keşif günü itibariyle dere yatağı görünümünde olduğu belirtilmesine rağmen bu yönler üzerinde durulmadığı, taşınmazın niteliği duraksamasız olarak belirlenmeden sonuca gidildiği anlaşılmıştır.
4.Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle çekişmeli taşınmaza ait ve toprak tevzi çalışmaları sırasında düzenlenen belirtmelik tutanağı ve haritaları eksiksiz ve okunaklı olarak getirtilmeli, ayrıca taşınmaza ait temin edilebilen tüm uydu görüntüleri ile topografik haritalar temin edilerek dosya arasına eklenmelidir.
5. Bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, üç kişiden oluşacak ziraatçı bilirkişi kurulu, jeolog bilirkişi, jeodezi uzmanı harita mühendisi ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde yeniden keşif icra edilmelidir. Uzman ziraat mühendislerinden oluşan ziraatçi bilirkişi kurulundan arazinin niteliği, toprak yapısı, dere yatağı vasfında olup-olmadığı, taşkın ve feyezan etkisinde bulunup bulunmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı konusunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazın vasfı kesin olarak saptanmalıdır. Taşınmazın başında dinlenecek yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin dere yatağı olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Keşifte taşınmazın fotoğrafları çekilmeli, mahkeme gözlemi, çekişmeli taşınmaz ile komşu dere yatağı arasında kot farkı bulunup-bulunmadığı, arasında ayırıcı doğal ya da yapay unsur bulunup bulunmadığını da belirtilecek şekilde keşif tutanağına yazılmalıdır. Çekişmeli taşınmazın niteliği değerlendirilirken komşu parsellerin nitelikleri üzerinde de durulmalıdır. Jeolog bilirkişiden çekişmeli taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli, özellikle topografik haritalar incelenmek suretiyle dere yatağının zaman içerisinde nasıl değiştiği çekişmeli taşınmaz ile dere yatağının ilgili haritalar üzerinde gösterildiği şekilde ayrıntılı rapor alınmalı; fen bilirkişisinden toprak komisyonu haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenip çakıştırılarak yapılacak uygulama sonunda belirtmelik tutanakları da nazara alınarak çekişmeli taşınmaz üzerinde Toprak Tevzii Komisyonunca ne gibi işlem yapıldığı ve çekişmeli taşınmazın konumunu gösterir ayrıntılı ve gerekçeli harita ve rapor alınmalıdır. Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine taşınmazı kapsayan hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor alınmalı; açıklanan şekilde yapılan uygulama sonunda davalı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 inci maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Değinilen hususlar göz ardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.