"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/323 E., 2023/501 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Dairece bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı Banka tarafından ipotek borçlusu olarak kendisi ve yetkilisi olduğu Şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, takip sonucunda 131 ada 20 parsel sayılı taşınmazının diğer davalı ...′e ihale suretiyle satıldığını, ancak anılan takipte taşınmazın niteliğinin yanlış belirlendiğini ve kıymet takdirinin gerçeği yansıtmadığını, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında taşınmazın ...’ya devredilmesi üzerine HMK’nın 125 inci maddesi gereği davasını davalı Bankaya karşı tazminat olarak devam ettirmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kıymet takdir raporunun kesinleştiğini, ihalenin feshi davasının da reddedildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.04.2015 tarihli ve 2014/320 E. 2015/122 K. sayılı kararıyla; davacının açtığı ihalenin feshi davasının reddedilip kesinleştiği, böylece işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığının saptandığı gerekçesiyle davanın redine karar verilmiştir.
IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararları
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 27.02.2020 tarihli ve 2016/3608 Esas, 2020/1396 Karar sayılı kararıyla; "...Getirtilen kayıt ve belgelerden, dava konusu 131 ada 20 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı iken davalı Banka tarafından girişilen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip sonucunda 14.05.2012 tarihli ihalede diğer davalı ...′e ihale edildiği, davacı tarafından açılan ihalenin feshi davasının da reddedildiği ve derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, İcra İflas Kanunu'nun 134 üncü maddesi hükmü çerçevesinde cebri ihalenin usulsüzlüğünden bahisle feshi istenebileceği gibi, ihale sonucu edinilen mülkiyete dayalı tescilin yolsuz olduğu ileri sürülerek tapu iptal ve tescil davası açılmasına da yasal bir engel bulunmadığı kuşkusuzdur. Öte yandan, İİK.'nın 18 inci maddesi uyarınca icra yargılaması basit usule tabidir. Aynı Yasa'nın 134 üncü maddesinin ikinci fıkrasında ise, "ihalenin feshi, BK' nın 226 ncı maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere,…yalnız tetkik merciinden şikayet yoluyla ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebilir. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir" hükmü düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, anılan hükümler icra hukuku ile sınırlı olan, basit yargılamaya tabi bulunan ve İcra Tetkik Merciinden şikayet yoluyla istenebilen fesihleri tanımlamaktadır. Bu kapsamda kalan bir soruşturma ve değerlendirmenin, tapu kayıtlarının oluşumundaki illilik prensibi karşısında mülkiyet hakkının illetini teşkil eden nedenin varlığına ya da yokluğuna delalet edemeyeceği; değişik ifadeyle, ihalenin feshi isteklerinin reddedilmiş olması keyfiyetinin, temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı kabul edilmelidir. Hal böyle olunca, yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak tarafların iddiaları ve savunmaları doğrultusunda tüm delillerin toplanıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru değildir..."gerekçesiyle bozulmuş, davalı vekilinin karar düzeltme isteği Dairenin 24.09.2020 tarihli ve 2020/1658 E., 2020/4458 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 05.04.2000 tarihli 9564 yevmiye numaralı vekalet ile dava dışı oğlu ... vekil kıldığı, .... Noterliğinin 16.05.2003 tarih ve 12453 yevmiye numaralı azilname ile davacı tarafından azledildiği; tebliğ mazbatası incelendiğinde söz konusu azilnamenin 26.05.2003 tarihinde ilgilinin aynı konutta yaşayan eşi ... imzasına tebliğ edildiği;Ankara Batı CBS'nın 2017/7122 soruşturma numaralı dosyasında alınan bilirkişi raporu kapsamında Vakıfbank'tan celbedilen genel kredi sözleşmesi üzerinde yapılan incelemede davacı ... adına düzenlenen sözleşmedeki imzaların davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği; genel kredi sözleşmesinin azilname tarihinden sonra 23.01.2004 tarihli olduğu, davacının adı ve imzasını içeren sözleşmenin davacının eli ürünü olmadığının net olarak tespit edilmesi karşısında dava konusu taşınmazın ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle satışına dayanak kredi sözleşmesinin davalı Banka tarafından yetkisiz vekil ile düzenlendiği, bankanın bu konudaki özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek davacının zararına yol açtığı, bankaların ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında oldukları, hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları, davacının dava konusu taşınmazın icra yoluyla satışı sebebiyle uğradığı zararda davalı Bankanın kusuru olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının davasını genişleterek değiştirdiğini, davacının dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde ihalenin usulsüzlüğüne dayandığını sonraki aşamalarda kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalı Banka dışında da ipotekler bulunduğunu, tek alacaklının davalı olmadığını, itirazın iptali ve ihalenin feshi davaları ile Bankanın alacağının kesinleştiğini, davacının sebepsiz zenginleştiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 2 nci, 705 inci, 1023 üncü, 1024 üncü maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 131 ada 20 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı iken davalı Banka tarafından girişilen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip sonucunda 14.05.2012 tarihli ihalede diğer davalı ...′e ihale edildiği, davacı tarafından açılan ihalenin feshi davasının da reddedildiği ve derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 2.118.364,23 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O'dan alınmasına
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.