"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/188 E., 2022/321 K.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... ve arkadaşları; murisleri ...'a ait bir takım yerlerin kadastro çalışmaları sırasında eksik yazıldığını, bu yerlerin zilyetliğinin murisleri ve kendilerinde olduğunu, taşınmazlara ilişkin olarak kesinleşmiş mahkeme kararı ile murisleri adına tapu kaydı çıkartıldığını, taşınmazların Hazine ile bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek Kars ili, Sarıkamış ilçesi, ... köyü 102 ada 8, 114 ada 10, 131 ada 37 ve 132 ada 35 parsel sayılı taşınmazların bir kısmı hakkında tapu kaydının iptali ile murisleri ... mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tescili istemiyle dava açmışlardır.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu 102 ada 8, 132 ada 35, 131 ada 37 parsel sayılı taşınmazlar ve 114 ada 10 parsel sayılı taşınmaz içerisinde 09.06.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 7.093,72 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile muris ... mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı ... temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16.11.2020 tarihli ve 2018/1610 Esas, 2020/5227 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece öncelikle davacı tarafa, davada yer almayan diğer mirasçıların yöntemine uygun bir biçimde muvafakatlerinin alınması, davaya katılmalarının sağlanması veya 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına bir temsilci atanmasını sağlamak üzere süre ve imkan tanınması ve bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderilerek dava şartının sağlanması halinde işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğine değinilerek karar bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 4 no.lu celsede yerine getirilmeyen dava şartlarından en yakın süre verilmiş olan gider avansının ikmal edilmemesi nedeniyle yerine getirilmeyen diğer ara kararların sonuçlarına değinilmediği, ihtarların yerine getirilmemesinin karşı yan lehine usulü kazanılmış hak doğuracağının gözardı edilmediği belirtilerek gider avansının verilen kesin sürede yatırılmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; Mahkemece çok küçük miktarda bir gider avansının belirtilen bir haftalık süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu belirtip daha önce bozma gerekçesi yapılan konu hakkında değil de başka bir konu için süre verildiği nazara alınarak kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Kadastro sonucu, Kars ili, Sarıkamış ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 8, 114 ada 10, 131 ada 37 ve 132 ada 35 parsel sayılı sırasıyla 9.409.41, 71.415.09, 15.183,14 ve 16.055,23 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydına dayalı olarak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek tarla vasfıyla davalı ... tespit ve tescil edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 120. maddesine göre davacının dava açarken yargılama harçlarını ve gider avansını mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde ise mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceği, HMK'nın 114/1-g maddesinde davacının yatırması gereken gider avansının dava şartları arasında sayıldığı, HMK'nın 115/2. maddesinde dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için mahkemece kesin süre verileceği ve bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Bilindiği üzere davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için taraflarca veya mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken, bir kısım sürelerin tespiti ise işin özelliğine ve tarafların durumuna göre hâkime bırakılmıştır. Kanuni süreler açıkça belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir.
HMK'nın 90. maddesine göre, “Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeple artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler". Aynı Kanun’un 94. maddesi ise; “Kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” hükmünü içermektedir.
O hâlde, kanunun tayin ettiği süreler hâkim tarafından azaltıp çoğaltılamaz. Buna karşın, hâkimin belirlediği süreler ise kural olarak kesin değildir. Bu takdirde verilen ikinci süre kesindir. Ancak, hâkim kendi belirlediği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. Kesin sürenin tayin edilmesi hâlinde, karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak doğacağı da kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki, ister kanun, isterse hâkim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur.
Bu şekilde kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletin de bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere düzenlenen kesin süre kuralı kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Öncelikle, kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Öte yandan, kesin süre tarafların yanında hâkimi de bağlayacağından uyulmaması halinde gereği hâkim tarafından hemen yerine getirilmelidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.04.2021 tarihli ve 2017/(21)10-1185 E., 2021/451 K. sayılı kararı).
Somut olayda; Mahkemece, bozmadan sonra 25.02.2022 tarihli 4. celsede "4-6100 Sayılı HMK’nın 120/2 ve Hukuk Muhakemeleri Gider Avansı Tarifesi’nin 4. ve 6. maddeleri gereğince ...’a ihbarı noktasında 26,00TL gider avansından UYAP’ta yapılan kontrolde mevcut avansın 20,20TL olduğu da gözetilerek 5,80 TL (26,00 TL – 20,20 TL) gider avansının yatırılması için davacıya 1 haftalık kesin süre verilmesine, verilen süre içerisinde gerekli gider avansının Mahkeme Veznesine yatırılmadığı takdirde davanın HMK 115/2. maddesi gereğince usulden reddedileceğinin ihtarına (Tüm Sonuçları Hatırlatılmak Üzere Özenle İhtarat Yapıldı)" şeklinde ara karar kurulduğu ve gider avansının verilen kesin sürede yatırılmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK'nın 120/2. maddesinde avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceği hükmü düzenlenmiş olup bu emredici hükme aykırı olacak şekilde Mahkemece eksik gider avansının yatırılması için davacıya bir haftalık kesin süre verilmesi hukuki sonuç doğurmayacağından usulüne uygun olmayan kesin süreye sonuç bağlamak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir.
V.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
03.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.