"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/31 E., 2023/97 K.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar fer'i müdahil ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; Kastamonu ili, Devrekani ilçesi, ... köyü kadastro çalışmaları sonucu davalılar adına tespit ve tescil edilen çekişmeli 165 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün köylünün kadimden beri kullandığı yol olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile söz konusu bölümün yol alarak ayrılmasını istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar; süresi içerisinde davaya cevap vermemişler; aşamada taşınmazlarda davacıların iddia ettiği şekilde bir yol bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; dava konusu taşınmazların kuzeyinde bulunduğu iddia edilen yolun hali hazırda zeminde mevcut olmadığı, dava konusu yerde umumi bir yol bulunmadığı, davacı ve davalılara ait parsellerin köy ana yolu ve köy içi yoluna cepheli olduğu, dolayısıyla kullanabilecekleri başka yolları bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar ... ve Mahir tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.09.2020 tarihli ve 2016/14471 Esas, 2020/3545 Karar sayılı kararıyla; yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı, dava konusu taşınmazların bir bölümünün yol olduğu iddiasıyla açılan davada husumetin, iptali istenen tapu kaydında yer alan tüm maliklere birlikte yönetilmesinin zorunlu olduğu, tapu kayıtlarının incelenmesinde, her iki taşınmazın da davalılar dışında başka paydaşlarının bulunduğunun anlaşıldığı, bu haliyle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği, oysa taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilemeyeceği, ayrıca mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarının, yol olduğu iddia edilen dava konusu bölümlerin evveliyatında ne olduğu, köylünün kullanımındaki yol olup olmadığı, ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı konusunda soyut ve yetersiz olup uyuşmazlığı aydınlatacak nitelikte bulunmadığı gibi, taşınmazların evveliyatını, kullanım süresini ve niteliğini en iyi şekilde belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, Mahkemece hava fotoğraflarından da yararlanılmadığı, belirtilen hususlar yerine getirilmeden hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle karar bozulmuş, bozmaya uyularak taraf teşkili sağlandıktan sonra yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; keşif sırasında taşınmazın şeritvari bir şekilde sürülmesinin zeminde tespitin yapılmasını zorlaştırmak amacıyla yapıldığı, taşınmazın dava konusu edilen kısmının sürülüp kalan kısmın sürülmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kadastro tespitinin kesinleşme tarihi ile birlikte değerlendirildiğinde hava fotoğrafları ve memleket haritalarıyla bir belirleme yapılamamışsa da ziraat bilirkişi kurulu raporundan dava konusu yerin yaya geçişine uygun genişlik ve izlere sahip olduğu, mahalli bilirkişi beyanlarından kadimden beri yol olarak kullanıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 165 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının kısmen iptaliyle fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 10.03.2023 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 127,67 m2 yüz ölçümündeki kısmın 165 ada 2 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek yol olarak terkinine, 165 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının kısmen iptaliyle fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen 98,92 m2 yüz ölçümündeki kısmın 165 ada 3 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek yol olarak terkinine; yargılama sırasında ölen davacı ... Sağatçı tarafından açılan davanın mirasçıları tarafından takipsiz bırakılması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırıldığı, yasal süre içerisinde yenilenmediği gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1.Fer'i müdahil ... vekili; fer'i müdahilin taşınmazlarda payı olduğu halde davada fer'i müdahil sıfatıyla yer almasının hak kaybına sebebiyet verdiğini, dahili davalı sıfatıyla taraflarına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, kadastro çalışmaları sırasında davacının herhangi bir hak kaybına uğramadığını, davacıların davaya konu taşınmazı su kaynağına kestirme alternatif bir yaya yolu olarak kullandıklarını, bu yolun umumi yol olarak kullanılmasının uygun olmayıp parsellerin alt ve üst tarafında halihazırda yolların mevcut olduğunu, bu sebeple davacının kadastro tespitine itiraz etmesinde hukuki bir yararının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte ifrazına karar verilen alanın yüz ölçümünün çok yüksek olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı ...; kadastro çalışmaları sırasında davacının herhangi bir hak kaybına uğramadığını, davacının kadastro tespitine itiraz etmesinde hukuki bir yararının bulunmadığını, davacıların davaya konu taşınmazı su kaynağına kestirme alternatif bir yaya yolu olarak kullandıklarını, bu yolun umumi yol olarak kullanılmasının uygun olmayıp parsellerin alt ve üst tarafında halihazırda yolların mevcut olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte ifrazına karar verilen alanın yüz ölçümünün çok yüksek olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ile yol olarak terkin istemine ilişkindir.
Kadastro sırasında, Kastamonu ili, Devrekani ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 165 ada 2 ve 3 parsel sayılı sırasıyla 2.230,01 – 2.588,92 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar vergi kaydı, miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 165 ada 2 parsel iştiraken ... ... mirasçıları adına, 165 ada 3 parsel ise iştiraken ... ... mirasçıları adına tespit edilmiş, kadastro tespitinin 23.11.2007 tarihinde kesinleşmesiyle tespit malikleri adına tapu kaydı oluşmuştur.
Davacılar ..., ... ve ...; çekişmeli taşınmazların bir bölümünün köylünün kadimden beri kullandığı yol olduğu iddiasına dayanarak tapu kayıtlarının iptali ile söz konusu bölümün yol alarak ayrılması istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, fer'i müdahil ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; dosya içerisinde mevcut teknik bilirkişi raporlarından; dava konusu 165 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların içerisinde bulunan ve krokide (A) ve (B) harfleriyle gösterilen yerlerin kadastro durumları ile 1968, 1950, 1988 ve1990 yılları hava fotoğrafları çakıştırıldığında hava fotoğraflarının çok küçük ölçekli ve çözünürlüklerinin düşük olmasından dolayı herhangi bir kanaate varılamadığı, 2008 yılı hava fotoğrafının incelenmesinde 165 ada 2 parsel içerisinde yer alan ve (A) harfi ile gösterilen yerde davacının iddia ettiği yolun net olarak görünmediği ancak patika bir yolun mevcut olduğu, 165 ada 3 parsel içerisinde yer alan ve (B) harfi ile gösterilen yerde davacının iddia ettiği yolun net olarak görünmediği, 2013 yılı hava fotoğrafının incelenmesinde taşınmazların (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımlarında iddiaya konu olan büyüklükte ve genişlikte bir yolun görünmediği, ancak (A) harfi ile gösterilen kısımda ve (B) harfi ile gösterilen kısmın bir bölümünde patika yol olabileceği düşünülen bir görüntünün bulunduğu, 1960 tarihli memleket haritasında dava konusu yere ait herhangi bir görüntü ve belirleyici bir işarete rastlanmadığı, 2010 yılı memleket haritasında (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımların patika yol olarak göründüğü, üç kişilik ziraat bilirkişi heyet raporundan; halihazırda (A) ve (B) alanının sürülü olması sebebi ile geçmişteki fiili kullanım durumunun tespitinin zorlaştığı, bu alanların 2 ve 3 parsellerin diğer alanları ile zeminde net sınırlarla ayrılmadığı, toprak yapısı, eğim, bitki örtüsü vb. özellikler ile bütünlük gösterdiği, aralarında bir nitelik farkının bulunmadığı ve tarım arazisi olarak kullanıldığı, zeminde araç yolu olarak kullanıldığına dair iz bulunmadığı, ancak yaya geçişine uygun genişlik ve izlere sahip olduğu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından; dava konusu edilen bölümün insanlar tarafından patika yol olarak kullanıldığı, 1970'li yıllarda ise su kaynağına ulaşmak için kağnılarla geçişlerde kullanıldığı ancak traktörlerin gelmesinden sonra yeni araç yollarının yapılıp kullanıldığı anlaşılmakla, tüm bu hususlar ile dava konusu edilen taşınmaz bölümlerinin köy ana yolu ile bağlantısının bulunmaması ve davacılara ait dava dışı 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların köy ana yolu ve köy içi yoluna cepheli olması hususları birlikte değerlendirildiğinde kadim yol olduğu iddiasının davacılar tarafından ispatlanamadığı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, her ne kadar bozmadan sonra Mahkemece 06.10.2021 tarihli duruşmada; "3-Feri Müdahil ...'in davalı ... ...'in mirasçısı olduğu anlaşılmakla davalı sıfatının dahili davalı olarak değiştirilerek bu surette devamına," şeklinde ara karar kurulmasına rağmen ... gerekçeli karar başlığında feri müdahil olarak gösterilmişse de bu husus mahallinde düzeltilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Dahili davalı ... vekili ile davalı ...'in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,
Dosyanın Devrekani Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
03.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.