Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5921 E. 2023/7646 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi tapu kayıtlarına dayalı olarak tapu iptali ve tescil davasında, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının hangi taşınmazları kapsadığı ve hangisinin öncelikli olduğu hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin tapu kayıtlarının uygulanması ve zilyetlik araştırmasını yetersiz yapması, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının eski tarihli diğer kayıt ve haritalarla karşılaştırılarak kapsamlarının belirlenmesi, zilyetlik durumunun araştırılması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/267 E., 2020/321 K.

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı ... vekili

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ağrı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 08.10.2020 tarihli ve 2014/267 Esas, 2020/321 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan Dairenin 02.12.2021 tarihli ve 2021/5674 Esas, 2021/7508 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü.

I. DAVA

Davacılar dava dilekçesinde özetle; irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine de dayanarak Ağrı ili, Merkez ilçesi, Söğütlü köyünde bulunan 119 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlara ait tapu ve vergi kayıtları bulunmasına rağmen çekişmeli taşınmazların, davalılar adına tespit ve tescil edildiğini belirterek tapu kayıtlarının iptali ile ... oğlu ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ...; davanın yersiz olup dava konusu taşınmazlara ait 12.11.1935 tarih ve 209 sıra numaralı tapu kayıtları bulunduğunu, taşınmazların irsen intikal yoluyla kendilerine ait olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06.03.2013 tarih ve 2006/286 Esas, 2013/64 Karar sayılı kararıyla; hem davacının hem de davalının dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığı, bu durumda daha eski olana değer verilmesi gerektiği belirtilerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A- Birinci Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, Mahkemece yapılan tapu kayıt uygulamasının yetersiz olduğu belirtilerek karar bozulmuştur.

3. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve numarası yazılı kararla; davacıların dava konusu taşınmazların ... ’a ait olduğunu ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacılar vekilince temyizi üzerine yapılan inceleme neticesinde Dairenin 02.12.2021 tarih ve 2021/5674 Esas, 2021/7508 Karar sayılı ilamıyla karar onanmıştır.

V.KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar

Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin onama kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.

B. Karar Düzeltme Nedenleri

Davacılar vekili karar düzeltme dilekçesinde; onama kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve keşfin usulsüz olduğunu belirterek onama kararının ortadan kaldırılarak Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 20 nci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sırasında Söğütlü köyü çalışma alanında bulunan 119 ada 13 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... oğlu ... adına; 119 ada 14 parsel sayılı taşınmaz aynı nedenlerle ... oğlu ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

2.Dosya arasında yer alan ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından gelen cevabi yazılardan davalı dayanağı olan tapu kaydının ilk tesisinin 10 dönüm olduğu daha sonra bu kaydın 90 dönüme çıkarıldığı, miktar artımına ilişkin mahkme kararı bulunmadığı, Mahkemece yapılan tapu kaydı uygulamasının ve zilyetlik araştırmasının yetersiz olduğu, bozmaya uyulduğu halde bozma gereklerinin eksiksiz olarak yerine getirilmediği anlaşılmıştır.

3. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, önceki tarihli bozma ilamında belirtildiği şekilde ,öncelikle davacı ve davalı tarafın dayandıkları tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile, varsa tesislerinin dayanağını oluşturan kayıtları ve özellikle haritaları dosya içine getirtilmeli, tarafların dayanağını oluşturan tapu kayıtlarının diğer payları ve bu payların malikleri ile akibetleri belirlenmeli, revizyon görüp görmedileri araştırılmalıdır. Bundan sonra; davada yararı bulunmayan, taraflarla yakın akrabalığı ve ilişkisi bulunmayan elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişi hazır olduğu halde mahallinde yeniden yöntemince keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, tarafların hudutname sınırları ve tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının köyü, mevkisi ve tüm sınırları yerel bilirkişi ve tanıklara tek tek okunarak mahalline uygulanmalı, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar uzman fen bilirkişisine işaret ettirilmelidir. Yine kayıt uygulamalarını denetlemek amacıyla gerektiğinde bölgeye ait memleket haritaları veya hava fotoğrafları ile idari makamlar tarafından oluşturulmuş diğer belge ve haritalardan da yararlanılmalıdır. Kayıtların hudutname tarihinden önce oluşması nedeniyle hudutnamede yazılı sınırların farklı olması halinde kayıt tarihindeki köy sınırlarına değer verilmesi gerektiği düşünülmelidir. Devamında yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazlar ile tarafların dayanağını oluşturan tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı belirlenecek taşınmazların kim veya kimlerin kullanımında olduğu, zilyetliklerinin kimlerden kimlere ve ne şekilde geçtiği, aralarındaki akdi ve irsi ilişkilerin neler olduğu gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmaya çalışılmalıdır. Aynı şekilde, tapu kaydı malikleri arasındaki ilişkilerin neler olduğu ile tapu kayıtlarının belirlenecek kapsamları içinde tapu kayıtlarının paydaşları tarafından kullanılan yerler olup olmadığı, tapu kayıt malikleri arasında pay satışları veya paylaştırmaların olup olmadığı ve olmuş ise nasıl ve kimler arasında olduğu hususları üzerinde de durulmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların bu hususlardaki sözleri dosya içine getirtilecek ilgili taşınmazların onaylı tutanak örnekleri ve dayanak kayıtları ile denetlenmelidir. Yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalıdır. Keşfe katılacak uzman fen bilirkişilerinden yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak veren, dinlenecek tüm yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları tarafından gösterilen bütün sınır ile taraflar veya tapu kayıtlarının paydaşları arasındaki bilinen paylaşma veya kullanım sınırları işaretlenmiş, gerektiğinde bölgeye ait memleket haritaları, hava fotoğrafları veya idari makamlarca oluşturulmuş diğer kayıt ve belgelerle desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bundan sonra, dayanak tapu kayıtlarındaki diğer payların akıbetleri ile bu payların revizyon görüp görmediği görmüş ise hangi taşınmazlara revizyon gördükleri ve bu taşınmazlarda hangi bölümleri kapadıkları tapu kayıtlarının malikleri arasındaki akdi ve irsi ilişkiler ile bu ilişkilerin zemindeki kullanım durumuna nasıl yansıdığı; tapu kayıtlarının farklı köylere ve fakat aynı mevkiye ait olmaları nedeniyle birbirlerine sınır olup olmadıkları üzerinde durulmalı; tapu kayıtlarının kapsamlarının çakışması halinde oluşum günleri itibariyle sahih esasa ve doğru temele dayanan kayda üstünlük tanımak gerekeceği; tarafların dayanağını oluşturan tapu kayıtlarının kapsamında kalan taşınmazların tapu kayıtlarında paydaş olmayanlar tarafından kullanıldığının anlaşılması halinde kayıtların hukuki değerlerini koruyup korumadıkları; dayanak tapu kayıtlarına kapsam tayin etmenin mahkemenin görevi olduğu, keşfe katılan fen bilirkişinin yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir rapor düzenlemekle görevli oldukları; köy hudutnamesi 1949 yılına ait iken tapu kayıtlarının daha eski tarihli olmaları nedeniyle tapu kayıtlarının oluşum günü itibariyle geçerli olan durumun gözetilmesi gerektiği; yerel bilirkişi ve taraf tanıklarınca bildirilen vakıalar ve tapu kayıtlarındaki ifraz ve temliklerin zemindeki zilyetlik olgusuyla desteklenip desteklenmediği gibi taraflar arasındaki uyuşmazlık ve çekişmeleri gidermek için açıklığa kavuşturulması zorunlu hususlar gözetilmelidir. Bu şekilde yapılacak araştırma, inceleme ve uygulama ile elde edilecek deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 02.12.2021 tarih ve 2021/5674 Esas, 2021/7508 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak Mahkemenin 08.10.2020 tarihli ve 2014/267 Esas - 2020/321 Karar sayılı kararının BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın istek halinde davacılara iadesine,

20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.