"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2036 E., 2022/2704 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/55 E., 2022/100 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.03.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldi, temyiz eden davacı vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; adına kayıtlı 198 ada 11, 12 ve 179 parsel sayılı taşınmazların davalı ...'a 4.000.000,00 TL bedelle satışı hususunda dava dışı oğlu aynı zamanda vekili ... ile davalının anlaştıklarını, anlaşma doğrultusunda 31.10.2016 tarihli ön sözleşmenin imzalandığını, davalının borca teminat olarak 02.11.2016 vadeli, 31.10.2016 düzenleme tarihli 4.000.000,00 TL bedelli bono tanzim ederek dava dışı ...'e teslim ettiğini, 1.800.000,00 TL'nin nakden-devir sırasında ödenmesi, kalan 2.220.000,00 TL'nin ise satıştan 1 ay sonra vadeli bir senetle ödenmesinin kararlaştırıldığını, ... Şubesine gidilerek öncelikle 1.800.000,00 TL'nin dava dışı ...'in hesabına yatırılıp, bilahare hesaptan çekilerek davalının aracına konulduğunu, ardından 1.200.000,00 TL'nin ise dava dışı ...'in anlayamadığı bir şekilde hesap hareketi yapılarak hesaba girdi-çıktı gösterilerek sanki ... parayı çekmiş gibi işlem yapıldığını, oysa o günkü bankada 3.000.000,00 TL nakdin bulunmadığını, devir işlemini yapmadan evvel dava dışı ... parayı almak istemişse de davalının "Para araçta sen de gördün. Şimdi tapuda bu kadar para teslim edilmez. Ofise geçelim. Ofiste teslim ederiz." dediğini, davalının iyi niyetine güvenen dava dışı ...'in durumu kabullendiğini, tapuda devir işlemi yapıldıktan sonra davalının ofisine geçildiğini ve dava dışı ...'in araçtaki 1.800.000,00 TL'nin kendisine teslimini beklediği sırada ofise silahlı 4 şahısın girdiğini ve davalı tarafından ölümle tehdit edildiğini, başına daha kötü bir hadise gelmesinden çekindiği için canının derdine düşerek ofisi terk ettiğini, daha sonra dava dışı ...'in, davalı ile ortak dostlarını devreye sokarak onunla bir müzakere ortamı yarattığını, mali bakımdan içerisinde bulunduğu çaresizlik nedeniyle davalının yalnız 1.000.000,00 TL borçlu olduğunu kabullendiğini, daha sonra dava dışı ... ile davalı arasında 07.12.2016 tarihinde 1.000.000,00 TL'nin tasfiyesi hususunda bir sözleşme imzalandığını, ancak davalı tarafından sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmediğini, böylelikle davalı tarafından 368.000,00 TL daha dolandırıldığını, davalının birçok dosyadan benzer olaylar nedeni ile dolandırıcılık suçundan ceza aldığını, taşınmazlarının hile ve gasp yolu ile elinden alındığını ileri sürerek tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa tazminata karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; dava konusu taşınmazların satış bedelinin toplam 4.000.000,00 TL olarak belirlendiğini, bu bedelin bir kısmını 01.11.2016 tarihinde davacının vekili dava dışı ...'in banka hesabına yatırdığını, geriye kalan borcun ödenmesi için kendisine verilen üç aylık sürenin dolması beklenmeden ödemenin talep edildiğini, bu nedenle aralarında yaptıkları ek sözleşme ile kalan borcunun 1.000.000,00 TL olduğunun belirlendiğini ve daha sonra borcun tasfiyesinin yapıldığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesindeki iddialarını yinelemiş, ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlamayacağını, ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda delil yetersizliğinden beraat kararı verildiğini, tüm dosya kapsamı ile iddialarının ispatlandığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddinin haksız ve usulsuz olduğunu belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının vekili dava dışı ... ile davalı arasında yapılan anlaşma gereğince davacıya ait dava konusu 198 ada, 11, 12 ve 179 parsel sayılı taşınmazların 4.000,000,00 TL bedelle davalıya satış suretiyle temlik edildiği, tapunun devri sırasında satış bedelinin 1.800,00,00 TL'si ve 1.200,000,00 TL'sinin dava dışı ...'in banka hesabına yatırıldığı, geriye kalan 1.000,000,00 TL için 07.10.2016 tarihli borcun tasfiyesine ilişkin sözleşme yapıldığı ve bu sözleşme gereklerinin yerine getirildiği, tüm dosya kapsamına ve toplanan delillere göre aldatma ve korkutma iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, aldatma (hile) ve korkutma (ikrah) hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmaz ise tazminat isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ncı, 37 nci ve 39 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...'in vekil kıldığı dava dışı oğlu ... aracılığıyla 198 ada 11, 12 ve 179 parsel sayılı taşınmazlarını 01.11.2016 tarihinde davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiği, satıştan önce dava dışı ... ile davalı arasında 31.10.2016 tarihinde "Satış Öncesi Ön Sözleşme" yapıldığı, sözleşmeye göre davalının 3 parça taşınmaz için ödemesi gereken toplam 4.000.000,00 TL satış bedelinden 3.000.000,00 TL'nin satış tarihinde iki parça halinde dava dışı ...'in banka hesabına yatırıldığı, kalan 1.000.000,00 TL için yine dava dışı ... ile davalı arasında 07.12.2016 tarihinde, taşınmaz alımından kaynaklı borcun tasfiyesi konulu "Sözleşme" imzalandığı, bu sözleşmede bahsedilen araçlar ve altınların dava dışı ... tarafından teslim alındığı, katılanın dava dışı ..., sanığın davalı ... olduğu ceza yargılaması sonucunda İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin kesinleşen 12.07.2021 tarihli, 2020/266 Esas, 2021/278 Karar sayılı kararı ile, sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediği sabit olmadığından hakkında beraat kararı verildiği, yağma suçuna ilişkin olarak ise İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 02.01.2020 tarihinde ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...