"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/637 E., 2023/1021 K.
DAVACILAR : ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/9 E., 2021/179 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkillerin ... mevkiinde tapuya kayıtlı bulunan yeni 157 ada 18 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan ...'ten intikal ettiğini, müvekkillerin mirasbırakanı adına kayıtlı olan bu taşınmazın her nasılsa ... adına tescil edildiğini, taşınmazın İdare adına tescil edilmesinin hiçbir gerekçesi olmadığını ve geçerli bir hukuki sebebe sahip olmamakla beraber taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin de ancak taşınmaz üzerindeki hak sahiplerine ait olduğunu, ... Belediye Başkanlığının taşınmazı kendi adına tescil etmesinin yolsuz tescil teşkil ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkillerinin payları oranında adlarına tesciline, mümkün olmadığı takdirde tespit edilecek taşınmaz bedelinin yasal faiziyle beraber davalı İdareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından müvekkil Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın hak düşürücü süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, taşınmazın kadastro tarihi ve tescil tarihi dikkate alındığında 10 yıllık sürenin dolduğunun açık olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir,
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dava konusu ... ada 11 parsel sayılı taşınmazın 27.03.1991 tarihinde yapılan genel arazi kadastrosu çalışmasında senetsizden... Belediyesi adına tespit edildiği, 07.06.1991-08.07.1991 tarihleri arasında ilan edilerek itirazsız kesinleşmekle tapu siciline tescil edildiği, daha sonra Mahkemenin 11.11.1999 tarihli ve 1999/116 Esas, 1999/202 Karar sayılı kararı ile ifraz edilerek 157 ada 17 ve 18 parsel sayısı ile tescil edildiği, 157 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 09.10.2020 tarihinde ...,... adına satış yoluyla tescil edildiği, somut olayda, davacıların çekişmeli taşınmazın mirasen intikaline dayanarak davalı adına yapılan kadastro tespitinin hatalı olduğunu ileri sürdükleri, ön inceleme duruşmasında da uyuşmazlığın bu şekilde belirlendiği, davanın dava konusu taşınmazın kadastro tespit tarihi olan 27.03.1991 tarihinden önceki hakka dayalı olarak tutanakların kesinleştiği 09.07.1991 tarihinden 3402 sayılı Kanunun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 03.02.2021 tarihinde açıldığı, ayrıca dava konusu 157 ada 18 parselin dava tarihi itibariyle 1/2 hisse ile dava dışı ...,... adına kayıtlı olduğu, davada husumet yöneltilen ... Belediyesinin tapu maliki olmadığı, davada pasif husumet ehliyetinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacı tarafından terditli açılan tazminat talebi yönünden ise tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğu, bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1007 nci maddesi uyarınca Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, 1991 yılında yapılan kadastro çalışmalarında çekişmeli taşınmazın davacıların adlarına tespit edilmemesi nedeniyle oluşan zararın kadastro işlemlerinden kaynaklanması nedeniyle tazminat davasının tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin nitelikte olduğu, TMK'nın 1007 nci maddesi gereğince açılacak davalarda zarardan Hazine'nin sorumlu olduğu gerekçesiyle açılan tazminat davasının da dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın müvekkillerinin mirasbırakanı tarafından 22.11.1983 tarihinde satın alındığını ve tapuda tescil edildiğini, müvekkilerinin mülkiyetinin senetsiz olmayıp kadastro öncesinde de tapusu olduğunu, söz konusu taşınmazın, davacı tarafların aidiyetinde bulunduğunun sabit olmasına rağmen... Belediyesi adına tapuya tescil edildiğini, hak düşürücü süre bakımından davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, davaya konu olan taşınmazın, ... Belediyesi adına haksız tescil yapıldıktan sonra ... ve ... adına satılarak kayıt ettirildiğini, dolayısıyla tapu iptali ve tescil davasına tazminat talep ederek devam edilmesi hususu ortaya çıktığını, hukuka aykırı bir biçimde davanın husumet yönünden reddedildiğini, ... Belediyesince, üçüncü kişilere yapılan devrin kötü niyetle olduğunu bu şekilde yolsuz tescile dayalı olarak tazminat talep edilebileceğinin birçok Yargıtay kararında belirtildiğini, Yerel Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinafa başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu; ... mevkiinde bulunan dava konusu 157 ada 18 parsel sayılı taşınmazın geldisini teşkil eden 157 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 09.07.1991 olduğu, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 03.02.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesine göre hak düşürücü süre geçtiğinden ve taşınmazın aynını talep etme olanağı kalmadığından asıl hakka dayalı bedel talep edilmesine de olanak bulunmadığı gözetilerek davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken bakiye 157,75 TL onama harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...