"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/705 E., 2023/1077 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/300 E., 2021/419 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakanları ...'in maliki olduğu 675 ada 14 parsel sayılı taşınmazdaki 1-2-3 numaralı iş yerlerini ve 4, 5 ,6, 7 nolu meskenlerini ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ...'e devir ve temlik ettiğini, murisin gerçek amacının bağış olduğunu, davalı tarafın akdin gereklerini yerine getirmediğini, murisin tüm varlığı araştırılıp değerlendirildiğinde yapılan temlik işleminin tüm varlığına orantısızlığının ortaya çıkacağını, murise rahatsızlığı döneminde eşi olan davacının baktığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı taktirde tenkisine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; akit ve temlikin bakım karşılığında yapıldığını, akitle yükümlü bulunduğu borcunu yerine getirdiğini, murisin sağlığında akte aykırılıkla alakalı bir iddiasının olmadığını, muris ve davalı oğlunun ataerkil bir aile yapısı sürdürdüklerini, murisin dededen gelen meslek olan taş fırın ve minare ustalığında oğlu ... ile mesleği devam etttirdiğini, muris ile birlikte çalışırlarken kazançlarının ayrı olmadığını, zaten muris ile aynı binada ikamet ettiklerini, hep beraber yiyip içtiklerini, muris ile birlikte çalıştıkları yıllarda dava konusu taşınmazların yer aldığı Antalya'daki arsanın .... isimli şahıstan satın alındığında baba-oğul birlikte çalışmayla alınan bu arsanın muris ... üzerine tapu edildiğini, ataerkil aile yapısında bu durumun hiç bir ihtilaf da getirmediğini; murisin ilerleyen yaşı ve rahatsızlıkları sebebiyle çalışamamaya başladığını, kendisinin (davalının) ise Antalya'da taş fırın ve minare ustalığında işini büyüttüğünü ve Antalya'daki dava konusu olan yerde bina inşaatına başladığını, dava konusu inşaata başladığında murisin buna bir katkısının olmadığını, bu inşaatı davalının önce kendi oturacağı dairenin bitirilmesini temin ederek içine girdikten sonra da diğer katları çıkarak binayı tamamen kendi imkan ve geliri ile tamamladığını, murisin geriye daha pek çok malvarlığının kaldığını, mirasbırakan babasının ve davacının her türlü bakım ve gözetimleri ile kendisinin ilgilendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.12.2021 tarihli ve 2018/300 Esas, 2021/419 Karar sayılı kararıyla;tüm dosya kapsamı göz önüne alındığında, miras bırakanın 15.06.1935 doğumlu olduğu, 11.06.2017 tarihinde 82 yaşında vefat ettiği, geriye davacı ve davalı ile ... ... ve ... 'yı bıraktığı, miras bırakan ile tek oğlu davalının beraber iş yaptıkları, 1974 yılında dava konusu bağımsız bölümlerin yapıldığı binanın arsasının miras bırakan adına satış işlemi ile tapuya tescil edildiği, dava konusu taşınmaz üzerinde 1995 yılında inşaat ruhsatı alınarak binanın yapımına başlandığı, inşaatın tüm yapım masraflarının davalı tarafından karşılandığı, miras bırakanın 25.11.2015 tarihinde davalı dışındaki diğer mirasçılarla Isparta'daki taşınmazların bir kısmı için ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yaptığı, dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak da davalıyla 02.12.2015 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi yaptığı, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın davalı tarafından yapıldığını bildiği için miras bırakanın taşınmaz üzerindeki bağımsız bölümlerle ilgili davalıyla ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaptığı, davalının ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereği üzerine düşen edimleri yerine getirdiği, miras bırakanı ölünceye kadar bakıp gözettiği, miras bırakanın hem davalıyla hem diğer mirasçılarla yaptığı ölünceye kadar bakım sözleşmeleriyle devrettiği taşınmazlar dışında birçok taşınmazının daha bulunduğu, miras bırakanın davacıdan mal kaçırma kastının bulunmadığı, yaşlılığında bakıp gözetilmesi için davalı ve diğer mirasçılarla ölünceye kadar bakım sözleşmeleri yaptığı anlaşıldığından, muris muvazaası nedeniyle tapu iptali tescil talebinin reddine, ölünceye kadar bakma akdinin ivazlı işlemlerden olduğu, tenkise tabi bir işlem olmadığı anlaşıldığından, davacının tenkis talebinin de reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın çok değerli bir taşınmaz olup yüksek miktarda kira geliri olan bir yer olduğunu, muris tarafından satın alındığını, üzerine yapılan inşaatın ruhsat alım tarihinin 1994 yılı olduğunu, murisin o tarihte çalışabilir fiziki durumunun iyi olduğunu, baba oğul usta çırak ilişkisi içersinde çalışmış olup herhangi bir ortaklık sözkonusu olmadığını, bir kişinin tüm harcamalarını kendisinin yaptığı inşaatı başkasının üzerine kaydettirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu; ayrıca dosyaya sunulu faturalar, kayıtlar her ne kadar davalı adına olsa da evin tek oğlu olarak babasının nam ve hesabına hareket ettiğinin aşikar olduğunu, yapılan alışverişler bizzat davalı tarafından yapılmış olmakla faturalar adına düzenlenmiş olup bu işleri takip etmesinin ahlaki ödev olduğunu; taşınmazın davalı tarafından yapıldığı aşikar ise neden bakım sözleşmesi imzalandığını, bağış ya da satış yoluyla temlik yapılabileceğini, bunun altında yatan nedenin diğer mirasçıların çok değerli olan taşınmazda ileride talepte bulunmamaları için muvazaa ile illetli işlem yapılması olduğunu, mal kaçırma kastının ortada olduğunu, dosyada mevcut bilirkişi raporları nazara alındığında diğer mirasçılarla yapılan bakım sözleşmesine konu taşınmaz değerleri dikkkate alındığında uçurum olduğunu, diğer mirasçıların kendileri bakım sözleşmesi ile yerler aldığından dolayı kardeşlerinin bu taşınmazı almasında sakınca görmediklerini ancak üvey annelerine pay gitmesini engellemek için işleme ses çıkarmadıklarını; davalının Antalya ilinde ikamet etmekte olup murisin iki kızı ve eşinin murisin ikameti olan Isparta ilinde yaşadıklarını, davalı sonradan 2.bir ev olarak Isparta ilinde kendisine ev açtığını, çünkü Isparta ili Antalya iline göre daha serin olmakla yazlık niyetiyle geçici süreler Isparta ilinde kaldığını, hayatını Antalya ilinde devam ettirdiğini, hastalık döneminde babası ile ilgilenmesinin harcama yapmasının ahlaki ödev olup murisin iki kızı ve eşinin hayatta iken bakım işlerinin Antalya'da yaşayan oğul tarafından yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu; tenkis taleplerinin reddi konusunda ise taleplerinin önceliğinde her ne kadar ölünceye kadar bakma akdi ivazlı olsa da muvazaa iddiaları olduğundan dikkate alınması gerektiğini; dosyada mevcut tanık beyanları dikkate alındığında davalının Antalya'da ikamet ettiği taşınmazın muris tarafından davalıya bırakıldığı yönünde beyanlar olup bu hususların dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.09.2023 tarihli ve 2022/705 Esas, 2023/1077 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile taraf tanık anlatımları hep birlikte incelenip değerlendirildiğinde, davalı tarafça sunulan harcama belgeleri yanında dosya kapsamına ve oluşa uygun bulunan davalı tanık anlatımlarından, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın, maddi imkanı olan davalı tarafından yaptırıldığı; gözlerinden rahatsız, okuma yazması olmayan davacının, miras bırakanın yaşlılığı ve hastalığında ihtiyaç duyduğu yardım ve bakımın da yetersiz kalması nedeniyle davalı tarafından ihtiyaç ve gereksinimlerinin karşılandığı; bu nedenlerle davalının tasarrufunda da bulunan davaya konu taşınmazların ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edildiği, miras bırakanın bundan bir hafta önce de davacı ile dava dışı mirasçılarına aynı şekilde temlikte bulunduğu; davacı tanıklarının, mirasbırakanın diğer mirasçılarından mal kaçırmasını gerektirir somut bir bilgi ortaya koyamadıkları; keşfen aldırılan bilirkişi raporlarına göre dava tarihi itibarıyla temlik dışı taşınmazların toplam değerinin 831.873,16 TL, dava konusu bağımsız bölümlerin bulunduğu taşınmazın arsa değerinin 952.824,00 TL olması yanında, davacıya temlik edilen taşınmazın da 153.516,79 TL olan değeri gözönünde bulundurulduğunda, ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edilen taşınmazın makul karşılanabilecek ölçüde olduğu; miras bırakanın, sağlığında davalının bakım görevini yerine getirmediği iddiasında da bulunmadığı, sözleşmeden dönme iradesini göstermediği; davalının taşınmaza katkısı ve olayın gelişim biçimine göre toplanan deliller yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde temlikin muvazaalı olduğu ve mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddiasının kanıtlanamadığı; bu sonuca göre ölünceye kadar bakım sözleşmeleri ivazlı akitlerden olup bu tür temliklerde tenkis hükümleri de uygulanamayacağından davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ölünceye kadar bakım akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ve 706. maddeleri,
2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddesi,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237, 611 ve 614. maddeleri,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1935 doğumlu mirasbırakan ...'in 11.06.2017 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı ikinci eşi ... ile ilk evliliğinden olma davalı oğlu ... ve dava dışı kızları ... ile ...'nın kaldıkları, murisin adına kayıtlı 675 ada 14 parsel sayılı taşınmazdaki 1-2 ve 3 bağımsız bölüm numaralı dükkan vasıflı taşınmazları ile 4-5-6 ve 7 bağımsız bölüm numaralı mesken vasıflı taşınmazlarını 02.12.2015 tarihinde "Ölünceye Kadar Bakım .... ile davalı oğlu ...'a temlik ettiği, yine mirasbırakanın bundan önce 25.11.2015 tarihinde dava dışı 1658 ada 400 parsel sayılı taşınmazdaki mesken vasıflı 3 nolu bağımsız bölümü davacı eşine, dava dışı 787 ada 17 parsel sayılı ve dükkan niteliğindeki taşınmazını da yine ölünceye kadar bakma akdi ile ½’er paylı olarak dava dışı kızları ... ile...’ya devrettiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.