Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6631 E. 2024/2061 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın iki ayrı taşınmazını ölünceye kadar bakma akdiyle devretmesinin muris muvazaası olup olmadığı ve davalıların temyiz itirazları ile davacıların vekalet ücreti, yargılama giderleri ve kesinlik sınırına ilişkin temyiz itirazları.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, mirasbırakanın taşınmazlarından birini devretmesinin mirasçılarından mal kaçırma amacı taşıdığı ve muris muvazaası niteliğinde olduğu yönündeki kararının onanması gerektiği, ancak vekalet ücreti, yargılama giderleri ve kesinlik sınırı hususlarında İlk Derece Mahkemesi kararında hatalar bulunduğu gözetilerek hüküm düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/249 E., 2023/421 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairece, davalı ... yönünden davacıların temyiz dilekçesinin reddine, davalıların işin esasına yönelik temyiz itirazlarının reddine, davalıların vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakanları ...'ın 28 parsel sayılı taşınmazı davalı oğlu ...'a, 146 parsel sayılı taşınmazını gelini olan davalı ...'a ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, davalıların, yaşlı olan mirasbırakanın iradesini etkileyerek taşınmazların devrini sağladıklarını, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, mümkün olmaması halinde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar; mirasbırakanın bakımı ile kendilerinin ilgilendiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, aşamada davalı ...'in ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Hayrabolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.11.2019 tarihli ve 2017/39 E. 2019/392 K. sayılı kararıyla; davalıların ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereğince edimlerini yerine getirdikleri, mirasbırakanın mal kaçırmak amacıyla hareket ettiğinin ispatlanamadığı, mirasbırakanın akit tarihlerinde fiil ehliyetini haiz olduğu, ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin tenkise konu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Hayrabolu Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 10.11.2020 tarihli, 2020/529 Esas - 2020/1258 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın dava konusu 28 parsel sayılı taşınmazını 02.11.1995 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ...'a, 146 parsel sayılı taşınmazdaki 21/25 payını ise 04.11.2009 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile oğlu ...’in eşi olan davalı gelini ...'a devrettiği, mirasbırakanın 05.02.2016 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak çocukları ..., ..., ... ve ...'ın kaldığı, mirasbırakanın davalılarla bir arada yaşadığı, Adli Tıp Raporuna göre işlem tarihleri itibariyle mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olduğu, dava konusu taşınmazlar dışında mirasbırakanın başka taşınmazı bulunduğu, davalıların bakma edimini yerine getirdikleri, mirasbırakanın hayatta iken bu konuda herhangi bir itirazının olmadığı, dava açmadığı, mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket ettiğinin davacı tarafça kesin olarak kanıtlanmadığı, tanık beyanlarına göre mirasbırakanın son zamanlarında bakıma muhtaç hale geldiği, kendi ihtiyaçlarını kendisinin karşılayamadığı, bakıma muhtaç olmanın mutlak sözleşme tarihi öncesi ve sözleşme tarihinde olması gerekmediği, yine tanık beyanlarına göre mirasbırakanın kışın kısa süre Tekirdağ'da kızı Sürüye'nin yanında kalıyor ise de asıl davalılar ile yaşadığı ve onlar tarafından bakıldığı, muris muvazaasının kanıtlanmadığı, tenkis iddiasının da yasal koşullarının oluşmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 29.09.2021 tarihli ve 2020/3738 Esas, 2021/4868 Karar sayılı kararıyla; temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan davalı ...'e yönelik dava bakımından davacıların temyiz dilekçesinin değerden reddine karar verilmiş; davacıların, davalı ...'e yönelik davaya ilişkin temyiz itirazları yönünden ise; “...dosya kapsamına göre mirasbırakan Merziye'nin en değerli ve neredeyse terekesinin tamamına yakınını oluşturan dava konusu 146 parsel sayılı taşınmazını oğlu ...'in eşi davalı ...'e ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiği, tanık beyanlarına göre mirasbırakanın davalı oğlu ... ve gelini ... ile dönem dönem birlikte yaşadığı anlaşılmakta olup 02.11.1995 tarihinde davalı ...'e 28 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ederek bakım amacı yönünden kendisini güvence altına almış olmasına ve bakım borçlusu davalı ... ile eşi olan davalı ... birlikte yaşamalarına rağmen 04.11.2009 tarihinde ikinci bir ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapmasında haklı ve makul bir nedenin bulunmadığı, anılan olgular ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın, 146 parsel sayılı taşınmazını devretmekteki asıl irade ve amacının mirasçılarından mal kaçırmak olduğu sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın 146 parsel sayılı taşınmaz yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Hayrabolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.2022 tarihli ve 2022/7 E. 2022/74 K. sayılı kararıyla, 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verildiği, 146 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise mirasbırakanın en değerli ve neredeyse terekesinin tamamına yakınını oluşturan taşınmazını oğlu ...’in eşi davalı ...’e ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiği, tanık beyanlarına göre davalı oğlu ... ve gelini ... ile dönem dönem birlikte yaşadığı, mirasbırakanın 02.11.1995 tarihinde davalı ...’e 28 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ederek bakım amacı yönünden kendisini güvence altına aldığı, bu nedenle tekrar davalı ... ile ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapmasında haklı ve makul bir neden bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 05.04.2023 tarihli ve 2022/5586 Esas, 2023/2072 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle davalı ... için değer yönünden kesin olarak karar verildiğinden davalı ... yönünden davacıların temyiz dilekçesinin reddine; hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verildiği gerekçesi ile davalıların işin esasına yönelik temyiz itirazlarının reddine,davalıların yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince, İlk Derece Mahkemesince 20.11.2019 tarihli ve 2017/39 Esas, 2019/392 Karar sayılı karar ile davalı ... lehine davanın reddine karar verilmiş ve davalı ...'i de kapsar şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu durumda Mahkemece bozma kararı sonrasında hüküm kurulurken, verilen ilk kararda davalılar lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden ilk karar tarihi itibariyle davalı ...'in payına isabet eden değer üzerinden ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamış olması doğru değildir. Diğer taraftan davalı ... ve davalı ... arasında ihtiyarı dava arkadaşlığı olduğu gözetilerek davacılar lehine hükmedilen vekalet ücreti ve davalı ... aleyhine hükmedilen karar ve ilam harcı hariç olmak üzere yargılama giderlerinin yarısının davalı ...'e yükletilmesi, kalan yarısının ise davacılar üzerinde bırakılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yargılama giderlerinin tamamından davalı ...'in sorumlu tutulması ile kabulüne karar verilen değer olan 221.424,00 TL üzerinden karar ve ilam harcı alınması gerekirken fazla harca hükmedilmesi doğru olmamıştır. Hâl böyle olunca, ilk kararda davalılar lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden ilk karar tarihi itibariyle davalı ...'in payına isabet eden değer üzerinden ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, davacılar lehine hükmedilen vekalet ücreti ve davalı ... aleyhine hükmedilen karar ve ilam harcı hariç olmak üzere yargılama giderlerine davalı ... ile davacılar arasında yarı yarıya olacak şekilde hükmedilmesi ve kabulüne karar verilen değer olan 221.424,00 TL üzerinden karar ve ilam harcı alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D.İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar

Hayrabolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.10.2023 tarihli ve 2023/249 E. 2023/421 K. sayılı kararıyla; davalı ...’e devredilen 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine Gülseren’e devredilen 146 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, mirasbırakan ... terekesinin bir bütün olarak kabul edilmemesinin hakkaniyete aykırı sonuç doğuracağını, mirasbırakanın toplam 88.306 m2 miktarındaki taşınmazını karı-koca olan davalılara devrettiğini, geriye sadece 600 m2 tarlası kaldığını, mirasbırakanın mal varlığının neredeyse tamamını davalılara devrettiğini, davalı ...’e devredilen 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise dava değerinin her bir davacı için temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı kabul edilerek bu taşınmaz yönünden işin esasının incelenmemesinin hatalı olduğunu, mirasbırakanın terekesinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacıların 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden de temyiz hakkı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, mirasbırakanın taşınmaz devirleri yapıldığı sırada çok yaşlı olduğunu, davalılar tarafından kolayca kandırılarak veya etki altına alınarak işlemleri yaptığını, 28 parselin temlikine ilişkin 02.11.1995 tarihli devir işleminde, mirasbırakan okuma-yazma bilmediği halde temlik işlemi bu usule uyulmadan yapıldığından işlemin yok hükmünde olduğunu, 28 parsel yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, her bir davalıya devredilen taşınmazlar bakımından terekenin bölünerek temyiz kesinlik sınırının belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, reddedilen 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden işin esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığından bu taşınmaz için davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin ve yargılama masraflarının yarısının davacıların üzerinde bırakılmasının hatalı olduğunu, kabul-ret oranına göre davalıların yargılama giderlerinin % 70'in den sorumlu tutulmaları, % 30'un ise davacılar üzerinde bırakılması gerektiğini, davacılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin de 35.213,60 TL olması gerektiğini, yargılama giderlerinin yarı oranında davacılar üzerinde bırakılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece olayın nitelendirilmesinde hataya düşüldüğünü, mirasbırakanın 28 parsel sayılı taşınmazını davalı ...’e, 146 parsel sayılı taşınmazını ise ...’in eşi olan davalı ...’e ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, mirasbırakının davalı ...’e yaptığı temliki kendisine yapılan bakım ve gösterilen memnun kalması nedeniyle bu ilginin devam etmesi için yaptığını, mirasbırakanın temlik dışı başka taşınmazlarının da bulunduğunu, ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin gereklerinin yerine getirildiğini, dava konusu 146 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı; Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'ın 05.02.2016 tarihinde öldüğü, geride davacı çocukları ... ve ... ile dava dışı kızı Sürüye ve davalı oğlu ...'in mirasçı olarak kaldığı, davalı ...'in davalı ...'in eşi olduğu, mirasbırakanın 28 parsel sayılı taşınmazını 02.11.1995 tarihinde davalı oğlu ...'e, 146 parseldeki 21/25 payının tamamını 04.11.2009 tarihinde davalı gelini ...'e ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiği, davalı ...’in 15.10.2019 tarihinde ölümü üzerine mirasçılarının davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır.

2.Eldeki davada, İlk Derece Mahkemesinin 20.11.2019 tarihli ve 2017/39 Esas, 2019/392 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli ve 2020/529 Esas, 2020/1258 Karar sayılı kararı ile de istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Dairenin 29.09.2021 tarihli ve 2020/3738 Esas, 2021/4868 Karar sayılı kararı ile davalı ... yönünden davacıların temyiz dilekçesinin değerden reddine karar verildiği anlaşılmakla; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden hüküm tekrarı yapılmış ise de Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle kararın davalı ... için değer yönünden kesin olarak verildiğinden davalı ... yönünden davacıların temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

3.Davalıların temyiz itirazlarına gelince; dava konusu 146 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verildiği, Dairenin 05.04.2023 tarihli 2022/5586 E, 2023/2072 Karar sayılı kararı ile davalıların esasa ilişkin temyiz itirazları reddedilerek, tapu iptali ve tescile ilişkin mahkeme hükmünün onandığı, hükmün sadece fer’iler yönünden bozulduğu anlaşılmakla, davalıların esasa yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmamıştır.

4.Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, bozma ilâmı sonrası, davalı ...'e devredilen 28 parsel sayılı taşınmaz için, ilk karar tarihi itibari ile davacıların payına isabet eden 98.850,00 TL üzerinden davalı ... lehine 10.658,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Diğer taraftan, Dairenin 05.04.2023 tarihli 2022/5586 E., 2023/2072 Karar sayılı ilâmında, davalı ... ve davalı ... arasında ihtiyarı dava arkadaşlığı olduğu gözetilerek davacılar lehine hükmedilen vekalet ücreti ve davalı ... aleyhine hükmedilen karar ve ilam harcı hariç olmak üzere yargılama giderlerinin yarısının davalı ...'e yükletilmesi, kalan yarısının ise davacılar üzerinde bırakılması gerekirken, yargılama giderlerinin tamamından davalı ...'in sorumlu tutulmasının doğru olmadığı belirtilmesine rağmen, Mahkemece bozma ilamından sonra, davalı ... aleyhine hükmedilen karar ve ilam harcının da yargılama giderleri içerisine dahil edilerek bu miktarın davacılar ve davalı ... arasında yarı yarıya paylaştırılması doğru olmadığı gibi, kabul edilen 146 parsel sayılı taşınmaz yönünden son karar tarihi itibari ile davacıların miras payı oranında belirlenen ve harcı tamamlanan 221.424,00 TL üzerinden davacılar yararına 35.213,60 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, daha az vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetli değildir.

5.Ne var ki; anılan hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı ...'e yönelik dava bakımından davacıların temyiz dilekçesinin reddine.

2.Davalılar vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının reddine.

3.Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin 12.10.2023 tarihli ve 2023/249 E., 2023/421 K. sayılı kararının 4. bendinin hüküm yerinden çıkarılmasına ve yerine 4. bent olarak; "Davacı tarafça yatırılan 35,00 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin harç ve 10.769,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 10.974,78 TL’nin davalı ...’dan tahsiline, 1.527,90 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen reddi dikkate alınarak 763,95 TL'sinin davalı ...’dan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına” cümlesinin yazılmasına, hükmün 5. bendinde yer alan “ 26.902,00 TL" ibaresi çıkartılarak yerine “35.213,60 TL" ibaresinin yazılmasına, hükmün 6. bendinde yer alan “14.032,08 TL" ibaresi çıkarılarak yerine “10.658,00 TL" ibaresinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

4. Peşin alınan harcın istek halinde yatıran tarafa iadesine,

5. Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.