Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6680 E. 2024/1296 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal eden taşınmazlar üzerindeki tapu kaydının iptali ve tescili istemiyle açılan davada, davalının zilyetliğin devri ve ölünceye kadar bakma sözleşmelerine dayanarak savunma yapması nedeniyle uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bazı taşınmazların zilyetliğin devri sözleşmesiyle davalıya devredildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, sözleşmenin içeriği ve davalının zilyetliğinin niteliği hususunda yeterli araştırma yapılmadığı, bu nedenle keşif ve tanık dinlenmesi yoluyla delillerin toplanıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/86 E., 2023/6 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul-Kısmen Ret

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; davacının babası ...’in 17.03.1911 doğumlu, olup 30.12.1990 tarihinde vefat ettiğini, geriye eşi ... ile çocukları ...’i ve ...’i mirasçı olarak bıraktığını, ... ’in de 1995 yılında vefat ettiğini, mirasbırakan ...’in gerek mirasbırakanlarına kalan gerekse kendisinin mülk edindiği taşınmazlarının bulunduğunu, mezkur taşınmazları kendisinin malik olarak nizasız ve fasılasız zilyetliğinde bulundurduğunu, bilahare ... Köyünde arazi kadastrosu işlemlerinin başladığını ve mirasbırakan ... ve mirasbırakanlarından miras yoluyla davacıya intikal etmesi gereken tüm taşınmazların kardeşi ...’in oğlu ... adına tapuya tescil edildiğini öğrendiklerini, bu taşınmazların ... köyü 101 ada 6 parsel, 109 ada 28 parsel, 35 parsel, 112 ada 1 parsel, 119 ada 1 parsel, 125 ada 3 parsel, 127 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu, mezkur taşınmazların mülk edinme nedeninin 20 yılı aşkın bir süreden beri nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyetlik ve tasarrufta bulunma olarak tespit edildiğini, ancak tespit sırasında gerekli incelemenin yapılmadan hatalı tespit yapıldığını, zilyetlikle elde ettiği belirtilen taşınmazlar ile ilgili olarak hibe-satış gibi temliklerin de ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, bu itibarla dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde keşfen belirlenecek değer üzerinden mahfuz hisseye tecavüz oranında tenkisine, geriye doğru ecrimsil tespiti ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle, 109 ada 35 parsel, 125 ada 3 parsel, 101 ada 6 parsel sayılı taşınmazların 18.06.1980 tarihli 1980/938 yevmiye nolu resen tanzimli zilyetliğin devri suretiyle satış senedi ile bedeli mukabilinde davalıya ... tarafından satılarak devredildiğini, aynı günden itibaren davalı tarafından malik sıfatıyla nizasız fasılasız kullanıldığını, 119 ada 1 parsel 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazları da 18.06.1980 tarihinden itibaren nizasız fasılasız kullandığını, mirasbırakan ...’in 30.12.1990 tarihinde vefat ettiğini, davaya konu taşınmazların davalıya devir tarihinden 39 yıl, müteveffanın ölümü tarihinden 19 yıl sonra açılan davanın süresinde olmadığını, hem tenkis davası hem de iptal davası ve talebi yönünde ayrı ayrı zaman aşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını öne sürerek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece hakdüşürücü süre nedeniyle davanın reddine, ecrimisil konusunda ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 26.01.2011 tarih 2010/3759 esas 2011/379 karar sayılı kararıyla " Mahkemece, keşif yapılmadan ve keşfe dayalı deliller elde edilmeden davalı vekilinin savunmasında belirttiği belgeler de değerlendirilmeden sadece dava koşuluyla davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde her ne kadar sonuç kısmında taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi istenilmiş ise de, dilekçenin 4 nolu bendinde açıkça mirasbırakanın 30.12.1990 tarihinde öldüğü ve sadece iki mirasçısının bulunduğu, bu nedenle taşınmazların ½ sininde dava dışı mirasçı ... ...'e ait olduğunu kabul etmektedir. Bu durum karşısında taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle tamamının davacı adına kayıt ve tescili zaten düşünülemez. O halde davacının bu beyanı gözetilerek mirasçılar adına miras payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunduğunun kabulü gerekir. Yani tüm mirasçılar adına iptali ve tescil istediği biçiminde anlamak ve yorumlamak olgusu somut olayın akışına ve gerçeğine daha uygun düşmektedir. Mirasçılardan ... sağ olup davalı ve kayıt maliki görünen ... oğlu ... bu durum karşısında terekeye karşı üçüncü kişi durumdadır. mirasbırakanın 30.12.1990 tarihinde ölümüyle terekesi TMK.nun 701 ve 702 nci maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Bu nedenle, ortakların taşınmazlar üzerinde belirlenmiş payları olmayıp her birinin payı taşınmazların tamamı üzerinde söz konusudur. Tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açılması halinde taraf teşkilinin yargılama sırasında tamamlanması ve sağlanması mümkündür. Bu nedenle dava dışı kalan mirasçının davacı safında yer almasının sağlanması, ya da açılmış bulunan davaya karşı olurunun alınması veya TMK.nun 640 ıncı maddesi gereğince terekeye temsilci atanması suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve davanın bu şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Dava dışı kalan mirasçı ..., davacı safında davaya katılmadığı ya da açılan davaya kendisi ile davacı adına iptal ve tescile karar verilmesini istemediği takdirde mirasçılar arasında yarar çelişkisinin bulunduğu gözetilerek TMK.nun 640.maddesi uyarınca terekeye temsilci atanmasının sağlanması, ondan sonra keşfin yapılması tüm delillerin toplanması," gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile, 119 ada 1 parsel ve 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının mirasbırakan ...'in Bolu Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/1076 Esas, 2009/1043 Karar sayılı veraset ilamındaki davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan kısmının davalı uhdesinde bırakılmasına,109 ada 35, 125 ada 3, 101 ada 6, 127 ada 1, 109 ada 28 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine, karar verilmiş; hüküm, tereke temsilcisi vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesi 05.06.2017 tarih 2016/14128 Esas 2017/4152 Karar sayılı kararıyla " mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri hangi hakka dayalı olarak kullanıldığı, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin mirasbırakan tarafından davalıya devredilip devredilmediği, hususları sorulup saptanmalı, davalı tarafın dayanağı tapu kayıtları ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi ve zilyetliği devir sözleşmeleri uygulanmalı, senetlerin içeriği ve kapsamı ile tapu kayıtlarının kapsamı hususunda yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının bilgileri alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ve uygulamayı gösterir krokili rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; senetlerin içeriği ve kapsamı ile tapu kayıtlarının kapsamı hususunda yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının bilgileri alınmış olup; dava konusu taşınmazlardan 127 ada 1 parsel ve 109 ada 28 parsel sayılı taşınmazların davalı ... ile kök mirasbırakan ... arasındaki ölünceye kadar bakma sözleşmesine konu olduğu, mahalli bilirkişilerin, davalı tanıklarının ve bilhassa davacı tanığı ...'in dava konusu ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile ilgili bilgi sahibi oldukları, anılan parsellerin ...'in ... ile birlikte kaldığı dönem... tarafından ...'e verildiği, dava konusu 101 ada 6 parsel, 109 ada 35 parsel ve 125 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davalı anılan taşınmazların zilyetliğin devri sözleşmesi ile ... tarafından kendisine devredildiğini savunmuş, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda 24.05.2022 tarihinde icra edilen keşifte anılan parsellerin hudutlarının mahalli bilirkişi, davacı tanığı ve davalı tanıklarına sorularak uygulandığı, davacı tanığının zilyetliğin devri sözleşmesindeki hudutları doğruladığı ve devir sözleşmesinin anılan taşınmalara isabet ettiği, kök mirasbırakan ...'in sağlığından itibaren taşınmazların davalı ... tarafından kullanıldığı, başkası tarafından kullanıldığına yönelik bir delil bulunmadığı zilyetliğin devri sözleşmesinin anılan parselleri kapsadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile,

1-Dava konusu ... Köyü 119 ada 1 parsel ile 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın KABULÜ ile davalı adına kayıtlı taşınmazların mirasbırakan ...'in Bolu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1076 Esas ve 2009/1043 Karar sayılı veraset ilamındaki davacının payı oranında iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline,

2-Dava konusu ... ada 35 parsel, 125 ada 3 parsel, 101 ada 6 parsel, 127 ada 1 parsel, 109 ada 28 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine,

3-Davacının tenkis talebinin reddine,

4-Davacının ecrimisil talebinin reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazları sağlığında ... ve mirasbırakan birlikte kullandığının net olduğunu, mirasbırakanın sağlığında tüm mirasını oğlu ve torunu arasında paylaştırdığını, davalının taşınmazı alacak gücü olmadığı, davacının miras hakkının elinden alındığını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene ve miras hakkına dayanarak açılan tapunun iptali ve tesciline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14'üncü ve 15'inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu temyiz konusu ... Köyü çalışma alanında bulunan yüzölçümleri tutanaklarında yazılı 101 ada 6, 109 ada 28 ve 35, 125 ada 3, 127 ada1 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davalı zilyetliği devir sözleşmesne, ölünceye kadar bakma sözleşmesine ve 109 ada 28 ve 127 ada 1 parseller yönünden tapu kayıtlarına dayanarak davanın reddini savunmuştur.

2. Temyize konu 109 ada 28 parsel ile 127 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiş olup sair temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.

3.101 ada 6 parsel, 125 ada 3 parsel ile 109 ada 35 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temyiz istemine gelince; Mahkemece, temyize konu taşınmazların zilyetliği devir sözleşmesi ile kök mirasbırakan tarafından davalı ...'e devredildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazların kök mirasbırakan ...'de geldiği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Davalının delil olarak dayandığı 18.06.1980 tarihli zilyetliği devir sözleşmesinde zilyetliğin de devir edildiğine ilişkin bir açıklamanın bulunmadığı, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ile tanık beyanlarında taşınmazların davalı tarafından kullanıldığının beyan edildiği ancak bu kullanımın babası ya da dedesi adına mı yoksa kendi adına mı olduğu hususun açıklığa kavuşturulmadığı görülmektedir.

4. O halde sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek için öncelikle; tarafların iddiaya ve savunmaya yönelik tüm delilleri toplandıktan sonra; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan ve taraflar ile arasında husumeti olmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve fen bilirkişisi huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğunun, zilyetlik devir sözleşmesinin usulüne uygun şekilde uygulanarak davalı ...'nin zilyetliğinin asli olup olmadığının, feri ise kimin adına sürdürüldüğü hususlarının açığa kavuşturulması, beyanlar arasında hasıl olabilecek çelişkinin gerekirse yüzleştirme yapılarak giderilmeli, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye yeterli ve ayrıntılı, uygulanan zilyetlik devir sözlemesinin kapsamını gösteren krokili rapor alınması, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Davacılar vekilinin (3) ve (4) nolu paragraflarda değinilen yönlerden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın yatırana iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

19.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.