Logo

1. Hukuk Dairesi2023/722 E. 2023/2131 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının dayandığı tapu kayıtlarının kapsamının belirlenmesi ve zilyetlik durumunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı ve davalının dayandıkları tapu kayıtlarının kapsamlarının belirlenmesi için yeterli araştırma yapılmadığı, tapu kayıtlarının krokilerinin zemine uygulanıp uygulanamayacağının tespit edilmediği ve taraf tanıklarının dinlenilmediği gözetilerek, eksik incelemeye dayalı verilen yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz, davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 01.11.2022 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davacı asil ile vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalı vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçelerinin kabulü ile önceki günlü geri çevirme kararı ile getirtilen evraklarla birlikte ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ... dava dilekçesinde; Hazineden kendisine intikal yoluyla gelen 74 ve 75 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsadığı taşınmaz bölümlerinin, kadastro tespiti sırasında davalı adına tespit ve tescil edilen dava konusu 107 ada 2 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bırakıldığını, tapu kayıtlarının kapsadığı alanların sınırlarının zeminde de belirli olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın nizalı bölümlerinin tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davacı 08.05.2018 havale tarihli dilekçeyle; yıllardan beri yurtdışında yaşıyor olsa da köyde bulunan şahısların kendisinden aldıkları izinle taşınmazlarını kullandığını, kadastro tespiti sırasında kendisinin köyde bulunmaması fırsat bilinerek hatalı şekilde tespit yapıldığını belirtmiştir.

3. Davacı vekili 20.11.2018 havale tarihli dilekçeyle; Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonrası bilirkişilerden aldırılan raporlardan, dayandıkları tapu kayıtlarının 107 ada 2 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarda kaldığının anlaşıldığını, bu nedenle davalarını ıslah etmeleri gerektiğini, her ne kadar Mahkemece dayandıkları tapu kayıtlarının miktarıyla geçerli olduğu kabul edilmiş ise de tapu kayıtlarının hudutları sabit olmakla, hudutları itibariyle kapsadığı alana itibar edilmesi gerektiğini ileri sürerek, ıslah dilekçelerinin kabulü ile dava konusu 107 ada 2 ve 6 parsel sayılı taşınmazların, dayandıkları tapu kayıtlarının hudutları itibariyle kapsadığı bölümlerinin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, adına kayıtlı dava konusu taşınmazın tamamının kendisine ait olduğunu, dava konusu taşınmazda davacının hakkının ve zilyetliğinin bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekili 03.12.2018 havale tarihli dilekçeyle; davacının ıslah yoluyla 107 ada 6 parsel sayılı taşınmazı dava konusu edemeyeceğini, kaldı ki ıslah tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin de dolduğunu, davacı 40 yıldır yurtdışında yaşadığı için taşınmazlarda zilyetliğinin de bulunmadığını belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; eldeki davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dayandığı tapu kayıtlarının miktarları ile geçerli olduğu, söz konusu tapu kayıtlarının dava konusu 107 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A1) ve (A2) harfleri ile gösterilen bölümlerini kapsadığı, tapu kayıtları kapsamı dışında kalan taşınmaz bölümünde ise davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, her ne kadar 107 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönüyle dava ıslah edilmiş ise de ıslah tarihi ile 107 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle,

Davanın kısmen kabulüne, dava konusu 107 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişi ...'ın 18.10.2018 tarihli ek raporunda (A1) harfi ile gösterilen 350,00 metrekare ve (A2) harfi ile gösterilen 350,00 metrekare olmak üzere toplam 700,00 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile bu bölümlerin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 107 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönüyle açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamına göre, dayandıkları tapu kayıtlarının 107 ada 2 ve 6 parsel sayılı taşınmazları kapsadığının ispatlandığını, Mahkemece dayandıkları tapu kayıtlarının miktarıyla geçerli olduğunun kabul edilmesi isabetsiz olduğu gibi, 107 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönüyle, dava tarihinin ıslah tarihi olarak kabul edilmiş olmasının da isabetsiz olduğunu, yine kararın gerekçesinin de yetersiz olduğunu ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın karar verildiğini, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen bölüm yönüyle verilen kararın yerinde olduğunu ancak davacının dayandığı 75 sıra numaralı tapu kaydının (A2) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünü kapsamadığını, söz konusu tapu kaydının kapsadığı alanın 107 ada 6 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A2) harfi ile gösterilen bölüm yönüyle kaldırılarak davanın bu bölüm yönüyle reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosya arasındaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz, davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesi; “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal:

A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa;

a) Kayıt sahibi adına,

b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına,

c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına,

B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa;

a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına,

b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına,

c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.) Kayıt sahibinin yirmi yıl önce gaipliğine hüküm verilmiş veya tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılamamış ise çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur.

Noter tarafından tespit ve tevsik edilen muvafakat beyanı veya düzenlenen satış vaadi senedi teknisyen huzurunda yapılmış muvafakat sayılır.”

b) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

c) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi; “Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;

A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.

B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.

C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.

D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.

Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14. ve 17. madde hükümleri uygulanır. ” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda ... ili, Merkez ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 2 parsel sayılı 4.305,60 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına ev, ahır, samanlık ve arsası vasfıyla tespit ve 25.10.2007 tarihinde tescil edilmiş; aynı çalışma alanında bulunan 107 ada 6 parsel sayılı 4.956,81 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ise, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına ev, ahır, samanlık ve arsası vasfıyla tespit ve 25.10.2007 tarihinde tescil edilmiştir.

2. Temyize konu 107 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Temyize konu 107 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise; Mahkemece davacının dayandığı tapu kayıtlarının miktarları ile geçerli olduğu, söz konusu tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazın, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A1) ve (A2) harfleri ile gösterilen bölümlerini kapsadığı, tapu kayıtlarının kapsamı dışında kalan taşınmaz bölümünde ise davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı kabul edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı tarafından, 20.01.1937 tarih, 550 sıra numarasından gelen 22.11.1962 tarih, 74 ve 20.01.1962 tarih, 547 sıra numarasından gelen 22.11.1962 tarih, 75 sıra numaralı tapu kayıtlarına, davalı tarafından ise 26.10.1966 tarih, 144 ve 145 sıra numaralı tapu kayıtlarına dayanıldığı halde, Mahkemece 22.11.1962 tarih, 74 ve 75 sıra numaralı tapu kayıtları ile 26.10.1966 tarih, 144 ve 145 sıra numaralı tapu kayıtları tesisinden itibaren varsa harita/krokileri ile birlikte getirtilip dosya arasına alınmamış; Dairemizin 01.11.2022 tarihli, 2022/412 Esas, 2022/7161 Karar sayılı geri çevirme kararıyla dosya arasına aldırılan, dava konusu taşınmazın çevresinde bulunan taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örneklerinden, kadastro çalışmaları sırasında 107 ada 1 parsel sayılı taşınmaza 03.08.1965 tarih, 5 sıra, 107 ada 7 parsel sayılı taşınmaza 26.04.1979 tarih, 136 sıra ve 115 ada 1 parsel sayılı taşınmaza 16.01.1937 tarih, 274 sıra, 11.11.1985 tarih, 17 ve 15.01.1986 tarih, 36 sıra numaralı tapu kayıtlarının revizyon gördüğü anlaşıldığı halde söz konusu tapu kayıtları getirtilip dosya arasına alınmamış; yapılan keşifte yöntemince tapu uygulaması yapılarak, tarafların dayandığı tapu kayıtlarının kapsamları kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece davacı tarafın dayandığı 22.11.1962 tarih, 74 ve 75 sıra numaralı tapu kayıtları ile davalı tarafın dayandığı 26.10.1966 tarih, 144 ve 145 sıra numaralı tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası/krokisi ile birlikte getirtilip dosya arasına alınmalı, tapu kayıtlarının revizyon durumu araştırılmalı, revizyon gördüğü taşınmaz ya da taşınmazlar bulunması halinde bu taşınmazların kadastro tespit tutanakları celbedilmeli ve tapu kayıtlarının revizyon gördüğü taşınmazlar ile dava konusu taşınmazı birlikte gösterir kroki, bu parselleri dıştan çevreleyen komşu parsellere ait tesbit tutanak örnekleri ile varsa tesbite esas alınan tapu ve/veya vergi kayıtları getirtilmeli, yine dava konusu taşınmazın çevresinde bulunan 107 ada 1, 7 ve 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören, yukarıda tarih ve sıra numaraları açıklanan tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası/krokisi ile birlikte getirtilip dosya arasına alınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.

Taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında, tarafların dayandığı tapu kayıtları ve yapılacak araştırmaya göre varsa tapu kayıtlarının krokileri uygulanıp kapsamları 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 20/A maddesi uyarınca belirlenmelidir. Ancak tapu kayıtlarının krokileri zemine uygun değilse, uygulama kabiliyeti yoksa veya bulunamazsa, tapu kayıtlarının sınırlarına itibar edilmeli; bu amaçla dayanak tapu kayıtları ihdaslarından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtta yazılı hudutların yerel bilirkişilerce zeminde gösterilmesi istenilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamları duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Davacının tapu kayıtları dışında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine de dayadığı gözetilerek, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazın tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların hudutları ile kapsamlarını belirtir, keşfi takibe imkan verir gerekçeli kroki ve rapor alınmalıdır. Ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı, eğimi, bitki desenini açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır. 3402 sayılı Kanun'un 20/A maddesi uyarınca, tapu kayıtlarının oluşumuna esas harita, plan ve krokilerin yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, bu harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunacağı ve davalı tarafından, dava konusu taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen bölüm yönüyle kararın istinaf ve temyiz edilmediği de gözetilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

3. 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına, temyiz eden davalı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.