Logo

1. Hukuk Dairesi2023/890 E. 2024/3433 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak açılan tapu iptali ve tescili davasında, mahkemenin zilyetlik şartlarının oluştuğu gerekçesiyle verdiği kısmi kabul kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacı zilyetliğinin tespiti için yeterli araştırma yapmadığı, hava fotoğrafı incelemesi yaptırmadığı, komşu parsellerin durumunu araştırmadığı, taşınmazın imar durumu ve ziraat mühendisi raporu ile ilgili eksiklikler bulunduğu gibi hususlar gözetilerek bozma gereklerinin yerine getirilmediği ve eksik incelemeyle hüküm kurulduğu gerekçesiyle temyiz isteminin kabulü ile karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/350 E., 2022/260 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ile tescil ve kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Kapatılan 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dilekçesinde özetle; dava konusu yerin Kemalpaşa İlçesi ... Köyü Maden tarla mevki 205 parsel nolu taşınmaz olduğunu, bu taşınmazın evvelinden beri zirai arazi olarak kullanıldığını, taşınmazın müvekkilinin anne dedesi ...'a ait olduğunu ve onun da ziraat yaptığını, ...'ın vefatı nedeniyle mirasçılarına kaldığını ve mirasçıların kendi aralarında taksim yaptığını, dava konusu yerin ise ...'a isabet ettiğini ve ... tarafından 30 yılı aşkın bir zaman önce davacıya satıldığını, davalı adına kayıtlı görünen taşınmazın tapu iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kadastro sonucu Hazine adına tescil edildiğini, taşınmazın emsallerine göre düşük gösterildiğini, gerçek değerler üzerinden harç yatırılması gerektiğini, davacının zilliyetliğinin mevcut olmadığını, zilliyetliğin yasa ile edinileceğini, yasa gereği kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açılamayacağını, taşınmazın tarıma elverişli olmadığını, sadece ağaç dikili olmasının yeterli olmadığını da belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 03.04.2013 tarihli ve 2011/227 Esas, 2013/91 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile (B) harfi ile gösterilen 698,19 metrekarelik bölümün davacı adına tesciline, 205 parsel yönünden davasının reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay(Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 28.10.2013 tarih ve 2013/10536 Esas 2013/9970 Karar sayılı ilamı ile "1- Davacı, 01.08.2011 tarihli dava dilekçesi ile 205 parsel sayılı taşınmazın (A) bölümüne yönelik olarak tapu iptali ve adına tescil talebi ile dava açmıştır. Dava konusu 205 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı 19.01.1976 tarihinde kesinleşmiş olup, davacının talebi yönünden hak düşürücü süre gerçekleşmiştir. Mahkeme kararının gerekçe kısmında, davacının 205 parsel sayılı taşınmaza yönelik talebi yönünden hak düşürücü sürenin gerçekleştiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında 205 parsel sayılı taşınmazın (A) bölümü ile ilgili davanın reddine dair hüküm kurulmaması isabetsizdir. Fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen bölüme yönelik Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince: Davacı, 01.08.2011 tarihli dava dilekçesi ile 205 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak Hazineyi hasım göstermek suretiyle dava açmıştır, ancak dava dilekçesinde 205 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan ve fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen tescil harici bölüm dava konusu edilmemiştir. Bu bölüm yönünden usulüne uygun şekilde yapılan bir ıslah talebi olmadığı halde, fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen tescil harici bölümün dava kapsamında kabul edilip, hakkında tescil hükmü kurulması doğru değildir. Davacı tarafa, davayı yöntemince ıslah etmesi için süre verilmeli, ıslah gerçekleştiği takdirde bu bölüm yargılamaya konu edilmelidir. Yöntemince ıslah yapıldığı takdirde; kadastro sırasında tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında, TMK’nın 713/3 üncü maddesi uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerine yasal hasım olarak husumetin yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda; dava konusu yerin ... Köyünde bulunması nedeniyle Hazine ile birlikte ... Köy Tüzel Kişiliğine de husumet yöneltilmesi gerekmektedir." gerekçesi ile hüküm bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda TMK'nın 713 üncü maddesinde öngörülen taşınmaza, süreye ve zilyetlik şartlarına ilişkin koşulların gerçekleşmesi nedeni ile davanın kısmen kabulü ile Fen bilirkişisi raporlarında (B) harfi ile gösterilen kısım bakımından davanın kabulüne, taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline,205 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 2.484,62 m2'lik kısmı bakımından hakdüşürücü süre nedeni ile tapu iptal ve tescil isteminin reddine ilişkin karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalı Hazine vekili temyiz yoluna başvurmuştur.

3. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 27/01/2020 tarih ve 2016/15037 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla; " mahkemece öncelikle, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde, dahili davalıdan davaya ilişkin savunmaları ve delilleri sorulmalı, bildirmesi halinde delilleri toplanmalı ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Öte yandan, tescil davalarında TMK'nın 713/4 üncü ve 5 inci fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen yerler için zilyetliğe dayalı olarak tapu iptal ve tescil talep edildiği, anılan raporda A harfi ile gösterilen ve 205 parselde kalan yer bakımından kadastro tutanağının 19.01.1976 tarihinde kesinleşmiş olduğu dolayısıyla KK'nın 12 nci maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, buna karşılık B harfi ile gösterilen yer bakımından kadastro tutanağının bulunmadığı, tapulama harici bırakıldığı, gerek ziraat raporuna göre taşınmazın tarım arazisi olması gerekse dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi raporlarına göre davacının eklemeli zilyetlik ile bu yere 20 yıldan fazla süredir malik sıfatı ile aralıksız ve çekişmesiz zilyet olması nedenleri ile TMK'nın 713 üncü maddesinde öngörülen taşınmaza, süreye ve zilyetlik şartlarına ilişkin koşulların gerçekleşmesi nedeni ile;

1-Dava konusu 205 parsel sayılı taşınmazın 10.10.2012 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2484,62 metrekarelik kısmına ilişkin davanın reddine,

2-İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi, ... Köyü, 10.10.2012 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 698,19 metrekarelik kısma ilişkin davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, zilyetlikle kazanım şartlarının gerçekleşmediğini, reddedilen kısım yönünden davalı Hazineye vekalet ücreti hükmedilmediğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; A ile gösterilen bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro harici bırakılan yerin tescili ile tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Davacı, İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi, ... Mahallesi, 205 parsel sayılı taşınmaz ile çalılık vasfı ile tescil harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ile tescil -tescil istemiyle dava açmıştır.

2. 205 parsel sayılı taşınmaz içerisinde A harfi ile gösterilen bölüm yönünden temyiz itirazları incelenmesinde; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin önceki tarihli kararı ile hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi yönünde bozma kararı verilmiş olup bozmaya uygun şekilde karar verildiğine göre davacının temyiz itirazının reddi gerekmiştir.

3. B harfi ile gösterilen bölüm yönünden yapılan temyiz itirazlarına gelince;

Mahkemece kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği için aranan şartların bulunduğu gerekçesiyle kabule karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; taşınmazın imar kapsamında alınıp alınmadığı sorulmamış, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa bu tutanakların dayanağı belgeler getiriltilmemiş, zilyetliğin tespitine ilişkin en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde hava fotoğrafı incelemesi yapılmamış olup bu şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulmuştur.

4. O halde Mahkemece, dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları (tespite esas dayanakları) tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgili İlçe Belediye Başkanlığından sorulmalı, Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden(imar planı içerisinde ise bu tarihten) 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmeli, komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları, hükmen oluşmuş iseler mahkeme dosyaları celp edilmeli,

5. Bundan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 1 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli;

6. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden tarımsal niteliğinin belirtilmesi, taşınmazın içerisinde bulunan meyve ağaçlarının dava tarihi esas alınmak suretiyle yaşlarının belirlenmesi, kapama meyve bahçesi vasfında olup olmadığının tespitinin yapılması, taşınmazın eğiminin tarım yapmaya engel olup olmadığının belirlenmesi, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde değerlendirilerek taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı, taşınmazın ne zaman imar ihya edildiği ve tamamlandığı hususlarını açıklayan, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; Mahkeme hakiminin taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı;

7. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, taşınmazın taşlık-çalılık gibi imar ihyaya muhtaç olan yerlerden mi yoksa boş (hali) nitelikte mi bulunduğu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli;

8. Fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra taşınmazın öncesine ait niteliği doğru şekilde belirlenerek imar-ihya gerektirmeyen yerlerden olması halinde 20 yıllık zilyetlik süresinin dava tarihine kadar gerçekleşmesi gerektiği dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi isabetsiz olup, bozmaya gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı vekilinin temyiz itirazının reddine,

2.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün, 6100 sayılı Yasanın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 incimaddesi gereğince BOZULMASINA,

3. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Alınan peşin harcın istek halinde davacıya iadesine,

Kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.