"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/267 E., 2022/512 K.
DAVA TARİHİ : 13.07.2012
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali-tescil, tazminat, ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda asıl davada ecrimisil isteği yönünden feragat nedeniyle davanın reddine,tapu iptali ve tescil isteği yönünden davacılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden davanın reddine, davacı ... yönünden davanın kabulüne, birleştirilen 2017/122 E.davada, davacılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden davanın reddine, davacı ... yönünden davanın kabulüne, birleştirilen 2015/244 E.sayılı davada tapu iptali ve tecsil isteği yönünden davacılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden davanın reddine, davacı ... yönünden davanın kabulüne; ecrimisil isteği yönünden davacılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden davanın reddine, davacı ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, asıl ve birleştirilen davalarda davacılar (... hariç) ile asıl ve birleştirilen davalarda davalılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 12/09/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davalılar ... vd.vekili Avukat ..., davalı asil ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden asıl ve birleştirilen davalarda davacılar ... vd.vekili gelmedi.Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı: kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacılar, kök mirasbırakan ...’un taşınmazlarını mal kaçırma amacıyla oğullarına temlik ettiğini, yapılan temliklerin muvazaalı olduğunun mirasçılardan Ayşe’nin açtığı davalarla tespit edildiğini, temlike konu taşınmazların bir çok kez imar görerek çok fazla sayıda parsele bölündüğünü, dava konusu 7657 ada 4 parsel sayılı taşınmazın da davalı ... ve Mustafa adına kayıtlı iken diğer mirasçılardan ...’nin eşi olan davalı ...’ye devredildiğini, bu işlemin de muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tescilini, mümkün olmadığı takdirde bedelin tahsilini ve ecrimisil ödenmesini istemişler, aşamada ecrimisil taleplerinden vazgeçtiklerini bildirmişlerdir.
2.Birleştirilen 2017/122 esaslı davada davacılar, asıl davaya konu 7657 ada 4 parsel sayılı taşınmazda bağımsız bölümlerin oluştuğunu, müteahhit tarafından bağımsız bölümlerin yanı sıra davalı ...’e 940.000 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek miras paylarına isabet eden 100.714,28 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
3.Birleştirilen 2015/244 esaslı davada davacılar, asıl davadaki hukuki olay ve olgulara dayanarak 7646 ada 8 parsel sayılı taşınmazda bulunan A Blok 1,3,6,7,10,11,14,15,18; B Blok 2,5,6,9,10,13,14,17,18 numaralı bağımsız bölümlere muristen gelen muvazaalı payların miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini, mümkün olmadığı takdirde bedelin tahsilini ve ecrimisil ödenmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davalarda davalılar, Antalya Kadastro Mahkemesinin 1985/202 esas sayılı davasında 18.03.1988 tarihli ''keşif tutanağı -sulh anlaşması'' ile 308 parsel sayılı taşınmazın ...’a ait 1/5 payının kendilerine verilmesi karşılığında davacılarla anlaştıklarını, bu anlaşma ile davacıların tüm haklarından feragat ettiklerini, mirasçı Ayşe’nin açtığı davalarda davacıların bir kısmının tanık olarak dinlenildiğini ve sulh yoluyla anlaşıp diğer davalardan feragat ettiklerini beyan ettiklerini, 308 parselin 1/5 payının imar planında kamu alanlarına ayrılan bölümlerinden davacılara verilmesi gereken payların unutulması üzerine davacılarla "karşılıklı anlaşma" başlıklı bir belge düzenlediklerini ve edimlerini ifa etmek için davacılara ihtarname gönderdiklerini, sulhun geçerli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI (Davaların Birleştirilmesinden Önce)
1.Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.08.2013 tarihli ve 2012/435 Esas, 2013/489 Karar sayılı kararıyla davanın reddine,
2.Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.08.2013 tarihli ve 2012/434 Esas, 2013/488 Karar sayılı kararıyla davanın reddine,
karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.1. Bozma Kararı
1. Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemenin 23.08.2013 tarihli ve 2012/435 Esas, 2013/489 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde, davacılar ve bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 01.07.2014 tarihli ve 2013/19591 Esas, 2014/12679 Karar sayılı kararıyla; "...anılan belgelerdeki beyanların haktan feragat anlamında olmadığı gözetilerek taraflar arasındaki sulhun koşullarının yerine getirilip getirilmediğinin açıklığa kavuşturulması, getirilmiş ise başka bir anlatımla davacılara verilmesi kararlaştırılan taşınmazlar kayden devredilmiş ise davacıların miras paylarını aldıklarının gözetilmesi, aksi halde temliklerin muvazaalı olduğu saptandığına göre davacıların payı oranında davanın kabul edilmesi, her halükarda sulh tutanaklarında imzası olmayan davacı ...’ın davasının payı oranında kabul edilmesi, bu belirlemelere göre sair isteklerin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi...'' gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B.1. Karar Düzeltme
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekilinin karar düzeltme talebi, Dairece reddedilmiştir.
A.2. Bozma Kararı
1.Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.08.2013 tarihli ve 2012/434 Esas, 2013/488 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 01.07.2014 tarihli ve 2013/18536 Esas, 2014/12680 Karar sayılı kararıyla; "...anılan belgelerdeki beyanların haktan feragat anlamında olmadığı gözetilerek taraflar arasındaki sulhun koşullarının yerine getirilip getirilmediğinin açıklığa kavuşturulması, getirilmiş ise, başka bir anlatımla davacılara verilmesi kararlaştırılan taşınmazlar kayden devredilmiş ise davacıların miras paylarını aldıklarının gözetilmesi, aksi halde temliklerin muvazaalı olduğu saptandığına göre davacıların payı oranında davanın kabul edilmesi, her halükarda sulh tutanaklarında imzası olmayan davacı ...’ın davasının payı oranında kabul edilmesi, bu belirlemelere göre sair isteklerin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi...'' gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B.2. Karar Düzeltme
1.Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı bir kısım davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 08.04.2015 tarihli ve 2014/17052 Esas, 2015/5035 Karar sayılı kararıyla; ''Bozma ilamında da vurgulandığı üzere, Antalya Kadastro Hakimliğinin 1985/202 esas sayılı dosyasında bulunan "Keşif tutanağı-Sulh Zaptı" başlıklı belge içeriğindeki davacılar beyanının miras bırakanın muvazaalı temliklerine hukukilik kazandırmayacağı ve temlike konu taşınmazlardaki haklarından feragat niteliği taşımadığı, yine aynı temlikler nedeniyle bir başka mirasçı olan ... tarafından açılan davalar ile muvazaa olgusunun kesinleştiği, o mirasçı tarafından açılan davalarda “Keşif tutanağı-Sulh Zaptı” başlıklı belge ve tarihsiz “Karşılıklı Anlaşma” başlıklı belgelere değer verilmediği açıktır.Hâl böyle olunca; çekişmeli imar parselinin hangi kadastral parsellerden geldiğinin tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanması, saptanan kadastral parsellerin dayanak tapu kayıtlarının ilk tesislerinden itibaren denetlenmesi, kayıtlarda miras bırakanla ilgisi olmayıp üçüncü kişilerden edinilen payların da bulunması halinde, bu payların imar parselindeki karşılığının kabul kapsamı dışında bırakılması, ondan sonra iptal-tescil ve belirlenecek ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.'' gerekçesiyle karar düzeltme isteği kabul edilerek Dairenin bozma kararı ortadan kaldırılmış ve belirtilen gerekçeler ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/435 Esas (Bozma sonrası 2015/104 Esas) Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/434 Esas (Bozma sonrası 2015/244 Esas) ve Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/122 Esas sayılı Davaları Birleştirildikten Sonra Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03.07.2019 tarihli ve 2015/104 Esas, 2019/323 Karar sayılı kararıyla; asıl davada, ecrimisil talebinin feragat nedeniyle reddine, tapu iptali ve tescili talebinin kabulüne; birleştirilen 2017/122 Esas sayılı davanın kabulüne; birleştirilen 2015/244 Esas sayılı davanın tapu iptali ve tescili talebi yönünden kabulüne, ecrimisil talebi yönünden kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
D.İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, asıl ve birleştirilen davalarda davacılar ile asıl ve birleştirilen davalarda davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 21.09.2021 tarihli ve 2019/4290 Esas, 2021/4409 Karar sayılı kararıyla; "Antalya Kadastro Mahkemesinin 1985/202 Esas 1988/96 Karar sayılı dosyasında 18.03.1988 tarihli “Keşif tutanağı-Sulh zaptı” başlıklı belge düzenlendiği, ayrıca kök muris Mustafa mirasçılarından ... mirasçıları ile bir kısım davacılar arasında tarihsiz “Karşılıklı Anlaşma” başlıklı belge düzenlendiği, bu belgede de anılan keşif tutanağına atıfta bulunularak bu anlaşma uyarınca bir bedel alınmadan 308 parsel sayılı taşınmazın imara giden hisselerinin tapuda satış gösterilmek suretiyle Ümmügülsüm mirasçılarına verildiği, ancak kamuya ayrılan yerlerin Ümmügülsüm mirasçılarına devrinin unutulduğu ve bu yerlerin verilmesinin karşılıklı kararlaştırıldığı, anılan bu belgede davacılardan ... dışındakilerin imzalarının bulunduğu, 308 parsel sayılı taşınmazın imar parsellerinden biri olan 7657 ada 5 parsel sayılı taşınmazın da ... adına kayıtlı iken 22.12.2000 tarihinde Ümmügülsüm mirasçılarına temlik edildiği, anlaşmalarda imzaları bulunan davacılar ..., ... ve ...’ın 7657 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1256/4768’er paylarını alarak kamuya ayrılan alan dışındaki yerlerden anlaşma gereğince almaları gereken yerleri aldıkları, ayrıca ... mirasçılarının “Karşılıklı Anlaşma” başlıklı belge uyarınca edimlerini ifa etmek için davacılara ihtarname keşide ettikleri, sözleşmede imzası bulunan davacıların ... mirasçılarından kamuya ayrılan alanlardan almaları gereken kısmı da anılan anlaşma uyarınca alabilecekleri gözetildiğinde asıl ve birleştirilen davaların davacılar ..., ... ve ... yönünden reddine karar verilmemesi doğru değildir.Eldeki asıl davada davacılar vekilinin 14.03.2018 tarihli celsede asıl dava yönünden ecrimisile ilişkin taleplerinden vazgeçtiklerini beyan ettiği, beyanın içeriğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 307 nci maddesi bağlamında feragat niteliğinde olduğu ve aynı Kanunu’nun 309 uncu ve 311 inci maddeleri uyarınca karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı gibi kesin hüküm gibi sonuç doğurduğu da gözetildiğinde davacılar vekilinin asıl davaya ilişkin katılma yoluyla temyiz itirazlarının reddine; Davacılar vekilinin birleştirilen 2015/244 esaslı davaya ilişkin katılma yoluyla temyiz itirazlarına gelince; her ne kadar ecrimisile hükmedilirken davalılardan Mustafa hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru değil ise de davacılar ..., ... ve ... yönünden tapu iptali ve tescili taleplerinin yukarıda değinildiği üzere reddi gerektiği gözetilerek bu talebe bağlı ecrimisil taleplerinin de reddine karar verilmesi gerekeceğinden davacılar ..., ... ve ... yönünden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Davacı ... yönünden ise, HMK’nın 297/2 inci maddesinin “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü gözardı edilerek ecrimisile hükmedilirken davalı ... hakkında hüküm kurulmasının unutulması doğru değildir. Birleştirilen dava konusu 7646 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki A blok 7 numaralı bağımsız bölümün davalı ... tarafından 06.05.2014 tarihinde dava dışı Furkan Vural’a, A blok 10 numaralı bağımsız bölümün davalı ... tarafından 17.02.2014 tarihinde dava dışı Zekeriya Karadavut’a, A blok 14 numaralı bağımsız bölümün de davalı ... tarafından 15.01.2015 tarihinde dava dışı Ayçin Kızılca’ya temlik edilmesine rağmen HMK’nın 125 inci maddesinin uygulanmaması ve anılan bağımsız bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi de doğru değildir. Hâl böyle olunca, öncelikle yargılama devam ederken üçüncü kişilere temlik edilen A blok 7, 10 ve 14 numaralı bağımsız bölümler yönünden davacılara seçimlik haklarının hatırlatılması, bu yöndeki usuli eksikliğin giderilmesi, “Keşif tutanağı- Sulh zaptı” uyarınca yapılan “Karşılıklı Anlaşma” dikkate alınarak davacılar ..., ... ve ... yönünden asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesi, “Keşif tutanağı- Sulh zaptı” ve “Karşılıklı Anlaşma”da imzası bulunmayan davacı ... yönünden ise asıl davadaki ecrimisil talebinden feragat ettiği gözetilerek diğer talepleri yönünden davaların kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre de, tapu iptali ve davacılar adına tescili kararından sonra kalan payın davalıların uhdesinde bırakılması yerine davalılar adına tescil hükmü kurulması da isabetli değildir.” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
E. Karar Düzeltme
Davacılar (... hariç) vekilinin ve davalı ... ‘in karar düzeltme talepleri Dairece reddedilmiştir.
F.Mahkemece İkinci Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar
Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21.12.2022 tarihli ve 2022/267 Esas, 2022/512 Karar sayılı kararıyla; asıl davada ecrimisil isteği yönünden feragat nedeniyle davanın reddine,tapu iptali ve tescil isteği yönünden davacılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden davanın reddine,davacı ... yönünden davanın kabulüne, birleştirilen 2017/122 E.davada davacılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden davanın reddine, davacı ... yönünden davanın kabulüne, birleştirilen 2015/244 E.sayılı davada tapu iptali ve tescil isteğinin davacılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden davanın reddine, davacı ... yönünden davanın kabulüne, ecrimisil isteğinin davacılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden davanın reddine, davacı ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar (... hariç) vekili tarafından ve asıl ve birleştirilen davalarda davalılar tarafından duruşma istekli temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar (... hariç) vekili;
asıl ve birleştirilen 2015/244 E.sayılı davada ( davalı ... hariç ) davalılar vekili;
asıl ve birleştirilen 2017/122 E.sayılı davada davalı ...;
Yargılama boyunca ileri sürdükleri iddia, savunma ve itirazlarını tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
2. 4721sayılı ... Medeni Kanunu'nun 706 ncı, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Hemen belirtmek gerekir ki, Daire bozma kararları arasında hukuken önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeni bir bozma kararı mevcut olmayıp HMK’nın 373 üncü maddesi 6 ncı bendi gereğince dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine gerek bulunmadğından temyiz incelenmesi Dairece yapılmıştır.
2.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak davacılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Asıl ve birleştirilen davalarda davacıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
3.Asıl ve birleştirilen 2017/122 E.sayılı davada davalı ... ‘ın temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine ve toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak davacı ... yönünden asıl ve birleştirilen 2017/122 E. sayılı davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı ...’in yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddine.
4.Asıl ve Birleştirilen 2015/244 E.sayılı davada ( davalı ... hariç ) davalıların temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine ve toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak davacı ... yönünden asıl ve birleştirilen 2015/244 E. sayılı davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığından, davalıların işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Birleştirilen 2015-244 E. sayılı davada, iptal-tescil kararı verilen davalılar adına kayıtlı A-Blok 1, 3, 6, 11, 15, 18 ve B-Blok 2, 5, 6, 9, 10, 13, 14, 17 ve 18 nolu bağımsız bölümler yönünden davacı ... için 10395/406600 pay oranında iptal-tescil kararı verilmesi, yine yargılama aşamasında üçüncü kişiye temlik edilen A-Blok 7, 10 ve 14 nolu bağımsız bölümler yönünden bozma ilâmından sonra temlik eden kayıt malikine karşı bedel isteği olarak davaya devam edildiğinden bu bağımsız bölümler yönünden hesaplanacak bedelin ve yine davacı ... lehine hükmedilecek ecrimisil bedelinin 10395/406600 pay göz önüne alınarak hesaplanması gerekirken, davacı ...’ın kanuni miras payı olan 3/112 pay üzerinden iptal-tescil kararı verilmesi ve 3/112 pay üzerinden bedel ve ecrimisil hesaplanması doğru değildir.
Davalıların vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Asıl davada her bir davacı için ayrı, ayrı 1.000,00 TL ecrimisil talebinde bulunulmuş ve bu miktarlar üzerinden harç yatırılmış olup, yargılama aşamasında ise asıl dava yönünden tüm davacılar için ecrimisil taleplerinden feragat edilmiştir. Bu durumda her bir davacı yönünden ayrı ayrı ecrimisil isteklerinin reddine karar verildiğine göre haklarında dava reddedilen davalılar yararına her bir davacı için ayrı ayrı (reddedilen miktar da gözönüne alınarak) avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken tek avukatlık ücreti ile yetilnilmesi doğru olmadığı gibi, asıl davada ..., ... ve ... mirasçıları için reddedilen tapu iptali ve tescil istekleri yönünden vekille temsil edilen davalılar Raci ve Mustafa lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve Birleştirilen 2015/244 E.sayılı davada ( davalı ... hariç ) davalıların değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden asıl ve birleştirilen 2015/244 E.sayılı davada davalılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davacılardan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
12.09.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.