Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1584 E. 2025/1949 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca icareteynli taşınmazın mülkiyetinin vakfa tescili için gerekli şartların oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın kayıt malikinin gaipliğine ve mirasçılarının bulunup bulunmadığına dair yeterli araştırma yapılmadan, Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi şartlarının oluştuğu kabul edilerek vakıf adına tescile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1937 E., 2023/2181 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/383 E., 2022/238 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kayyım vekili ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hasren davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... İdaresi vekili; ... Vakfından icareli 2802 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ... oğlu ... adına kayıtlı olduğunu ancak taşınmaz malikine ve mirasçılarına ulaşılamadığını, malikin gaip olması nedeniyle İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.10.2012 tarihli ve 2012/35 Esas, 2012/1419 Karar sayılı ilamı ile İstanbul Defterdarının kayyım tayin edildiğini, aslı vakıf olan taşınmazın Vakfına dönmesi gerektiğini ileri sürerek gaiplik kararı verilmek suretiyle tapu kaydının iptali ile Vakıf adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Kayyım vekili; gerekli araştırmaların yapılması gerektiğini, 10 yıllık kayyımla idare süresinin dolmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; taşınmazın aslının vakıf olduğu, Vakıflar Kanunu 17. madde şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı Kayyım vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın TMK'nın 588. maddesine dayalı olmayıp 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesine dayalı gaiplik ve iptal-tescil isteğine ilişkin olduğu, on yıllık kayyımla idare edilme şartının aranmayacağı, Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesinde belirtilen şartların oluşması sebebiyle İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı ancak davalı Kayyım harçtan sorumlu olduğu halde yasal hasım olduğundan bahisle aleyhine harç hükmedilmemesinin doğru olmadığından bahisle hüküm ortadan kaldırılarak davanın kabulü ile taşınmaz maliki ... oğlu ...'in gaipliğine, tapu kaydının iptali ile Vakıf adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı ... İdaresi vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince karar kaldırılıp yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulüne karar verildiği halde davacı Vakıf lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalı Kayyım vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik araştırma ve inceleme sonucunda karar verildiğini, uzman bilirkişiden rapor da alınmadığını, Vakfın türünün, sahih vakıf mı yoksa gayri sahih vakıf mı olduğunun tespit edilmediğini, kayıt malikinin mirasçılarının olup olmadığı hususunda da yeterince inceleme yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; gaiplik ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... Sani Vakfından icareli dava konusu 2802 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ölünceye kadar bakma akdiyle devredildiğinden bahisle kadastro sırasında ... oğlu ... adına 03.08.1937 tarihinde tescil edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 5737 sayılı Kanun'un 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın Vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için kayıt maliklerinin gaip olup olmadıkları, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir.

Ne var ki, Mahkemece hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilmek mümkün değildir.

Şöyle ki; dava konusu taşınmazın Kadastro Beyannamesi ile Posta Tahdidi ve tetkikinde; 26.02.324 tarih ve 17 sıra numaralı kayıt ile nizamlı bir adet yorgancı gediği Bahriye Yüzbaşılarından ... bin ...'in mülkü olduğu belirtildiği ve ...'e vefatına değin bakma şartı şerhinin düşüldüğü, 16.10.1934 tarihli istinsah varakasında da taşınmazın ... Hanım'ı vefatına kadar beslemek şartıyla ferağından Bahriye Yüzbaşılarından ... oğlu ... adına olduğunun belirtildiği, yine kadastroya dayanak Şubat 324 tarihli iktisap ilmuhaberinde ise ... Sanı Gedikatından olan dava konusu taşınmazın mutasarrıfı yorgancı merhum el-hac ... kerimesi ...'ı vefatına değin bakmak şartıyla biraderzadesi Bahriye Yüzbaşılarından ... Bey'e rızasıyla ferağ ettiğinin belirtildiği, yine anılan kayıtta malik ...'in baba adının Hacı Necip olarak yazılı olduğu anlaşılmakta olup Mahkemece bu bilgi ve belgelerden yararlanılarak bir araştırma yapılmış değildir.

Hal böyle olunca; dava konusu taşınmaza ait kadastro beyannamesi ve dayanak belgelerde adı geçen önceki malik Hacı ... (... ...) kızı ... kimliğinin tespitine ilişkin de araştırma yapılarak buradan elde edilecek bilgilerden yararlanılmak suretiyle kayıtlarda ...'in biraderzadesi (yeğeni) olduğu belirtilen kayıt maliki ... oğlu ...'in mirasçı bırakmadan ölüp ölmediğinin tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması ve 5737 sayılı Kanun'un 17. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Kayyım vekilinin değinilen yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.