"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davadan dolayı Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.09.2021 tarih (tashih talebinin reddine ilişkin ek karar tarihi: 14.10.2021) 2020/543 Esas, 2021/487 Karar sayılı kararın onanmasına ilişkin olan Dairenin 05.10.2023 tarih, 2021/10400 Esas, 2023/5205 Karar sayılı kararının düzeltilmesi, süresinde davacı tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereğince uygulanması gereken HUMK'un 440 ıncı maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymadığından davacının karar düzeltme isteminin REDDİNE,
Davacıdan HUMK'un 442/3 üncü maddesi ve 4421 sayılı Kanun uyarınca takdiren 2.320,00 TL para cezası ile 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca bakiye 328,85 TL karar düzeltme ret harcının alınmasına, 22.04.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
- KARŞI OY -
Dava, tescil davasıdır. İlk Derece Mahkemesince (İDM) davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince; kabul edilen A, B, C, D harfleriyle gösterilen bölümlere ilişkin olarak söz konusu yerlerde sürdürülen zilyetliğin ekonomik amaca uygun zilyetlik olmadığından bahisle davanın reddedilmesi gerektiği yönünde hüküm kurulmuş, bu karara yönelik karar düzeltme talebi de reddedilmiştir.
İDM'ce anılan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, bu karar Dairemizce 05.10.2023 tarihinde onanmış, karar düzeltme talebi de Dairemizin Sayın Çoğunluğunca reddedilmiştir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yer incelendiğinde buranın köy yerleşim alanı içinde bir yer olduğu, davacının hayvancılıkla geçimini sağladığı ve dava konusu yer üzerinde buna uygun ahır, samanlık, sulak gibi tesisler inşaa ettiği taşınmazın bir kısmını ise özel harman yeri ve bahçe olarak kullandığı anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca köy içi alanlarda taşınmazın tarla değil arsa vasfıyla zilyetliğinin sürdürülmesi de kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak taşınmaz iktisap edilebilmesini mümkün kılmaktadır. Bu çerçevede, dava konusu yerde toprağın ekilmesi biçiminde bir faaliyet yürütülmüş olması zorunlu olmayıp burada fiili hakimiyetin sağlanarak taşınmazın kullanılması yeterlidir.
Davacının taşınmazın tespit tarihinden 20 yıl öncesine kadar sadece toprağın işlenmesi biçiminde tarımsal amaçla değil hayvanlarına ahır ve sulak yapmak suretiyle ve özel harman yeri olarak kullanmak suretiyle kullandığı mahalli bilirkişi beyanlarından anlaşılmaktadır.
Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinimini düzenleyen Kanun maddesinin düzenleniş amacı ve söz konusu yerin köy yerleşim alanı içindeki köy boşluğu olduğu dikkate alındığında davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliği sürdürüş biçiminin Kanun'un aradığı anlamda bir zilyetlik olmadığını söylemek güçtür.
Açıklanan nedenlerle onama kararının yerinde olmaması nedeniyle karar düzeltme talebinin kabul edilmesi gerekirken Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki ret kararına iştirak edilememiştir.