"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/46 E., 2024/82 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Safranbolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/361 E., 2023/115 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde; Karabük ili, Eflani ilçesi, ... köyünde yer alan dava konusu 101 ada 22, 102 ada 22, 31, 38 ve 85 parsel, 118 ada 49 parsel, 139 ada 1 parsel, 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kök mirasbırakan ... oğlu ... ile aynı ismi taşıyan oğlu ... adına kadastro tespiti yapılırken yolsuz olarak tescil edildiğini, hukuksuz kadastro tespiti neticesinde taşınmazların haksız yolla elde edilmiş olmasının iptal sebebi olduğunu, yolsuz kadastro tespitinden sonradan haberdar olduklarını, kadastro tespiti sonrasında hatalı işlemin düzeltilmesi amacıyla eldeki davayı açtıklarını, taşınmazlarda miras hakları olduğunu, yolsuz tescil nedeni ile dava konusu taşınmazlarda davalı adına tespiti yapılan parsellerin tapu kayıtlarının iptali gerektiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı; davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, zamanaşımının geçtiğini, mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu, davacıların tek başlarına dava açamayacaklarını, kadastro tutanaklarının usulüne uygun olduğunu, davalının 81 yaşında olduğunu, uzun yıllar dava konusu taşınmazlara kendi emekleriyle baktığını ve taşınmazların bulunduğu yerde yaşadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 11.08.2009 tarihinde kesinleştiği, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçelerinde özetle; davanın yolsuz tescile dayalı olarak açıldığını ve yolsuz tescile dayalı davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını, davalının kötüniyetli olduğunu, diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olarak hareket ettiğini, hukuksuz kadastro tespiti neticesinde taşınmazların haksız bir şekilde elde edilmiş olmasının iptal sebebi olduğunu, yapılan kadastro tespitinin hiçbir hukuksal dayanağının olmadığını, davalı ...'un babası ile aynı ismi taşıması nedeniyle usulsüz bir şekilde taşınmazları adına tescil ettirdiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazların kadastro tespitinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11 inci maddesine göre yapılan 30 günlük askı ilan süresi sonunda 11.08.2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 16.11.2022 tarihinde açıldığı, davanın açılış tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği tarihler arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar temyiz dilekçelerinde özetle; kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, eldeki davada hak düşürücü sürenin olmadığını, davanın yolsuz tescile dayalı açıldığını, davalının kötüniyetli olarak taşınmazı kendi üzerine geçirdiğini ve diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olarak hareket ettiğini, hukuksuz kadastro tespiti neticesinde taşınmazların haksız bir şekilde elde edilmiş olmasının iptal sebebi olduğunu, davalı ...'un babası ile aynı ismi taşıması nedeniyle usulsüz bir şekilde taşınmazları adına tescil ettirdiğini, kadastro tutanaklarının hatalı tutulduğunu, yapılan hukuki nitelendirmelerin yanlış olduğunu, davanın kadastro tutanaklarına itiraz davası olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3402 sayılı Kadastro Kanun'un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda Karabük ili, Eflani ilçesi, ... köyünde yer alan dava konusu 101 ada 22, 102 ada 22, 31, 38 ve 85 parsel, 118 ada 49 parsel, 139 ada 1 parsel, 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitine ilişkin askı ilanlarının 11.07.2009-10.08.2009 tarihleri arasında yapıldığı, eldeki davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 16.11.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nin 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden davacılardan harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.