"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2243 E., 2024/292 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/160 E., 2022/494 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; kendisini sivil polis ve savcı olarak tanıtan bilmediği kişiler tarafından telefonla arandığını, kendisi ve kızı ... hakkında terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla soruşturma açıldığını, gizli bir operasyon yürütüldüğünü, bu operasyona yardımcı olması ve operasyon gereği evini satması gerektiğini, bu satışın tamamen hayali bir satış olacağını, yönlendirdikleri emlakçı aracılığı ile satış yapıldıktan sonra operasyon bitiminde evini geri alacağının söylendiğini, bu kişilere inandığını ve bu kişilerin yönlendirmesi ile emlakçı ...’ya başvurduğunu, ...’nın, taşınmazı 725.000,00 TL bedelle davalı ...’in satın almak istediğini kendisine ilettiğini, kendisini arayan kişilerin de evini ...’e satması talimatını verdiklerini, satış işlemleri için ... ile birlikte Tapu Müdürlüğüne gittiklerini, maliki olduğu 116 ada 6 parsel sayılı taşınmazını davalı ...’e satış suretiyle devrettiğini, tam olarak ne kadar olduğunu bilmediği satış bedelinin davalı tarafından emlakçı ...‘ya ödendiğini, ...’nın içinde 500.000,00 TL olduğunu söylediği para poşetini kendisine teslim ettiğini ve kendisini de evine bıraktığını, daha sonra polis olduğunu söyleyen kişilerin evine gelerek satış bedelini kendisinden teslim aldıklarını, temlikin iradesi sakatlanarak yapıldığını, davalının taşınmazı devraldıktan sonra taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirdiğini ileri sürerek hile, korkutma ve gabin hukuki nedenlerine dayalı olarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, ayrıca taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkinine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; oğlunun ev ihtiyacı nedeniyle taşınmaz arayışına girdiğini, emlakçı ... vasıtası ile dava konusu taşınmazı bulduğunu, yapılan pazarlık sonucu 725.000,00 TL satış bedelinde anlaştıklarını, bu bedelin de 570.000,00 TL‘lik kısmının devir sırasında, kalan kısmın ise kredi kullanıldığından davacının hesabına havale yapıldığını, bu nedenle de taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, iyi niyetli olduğunu, davacının içinde bulunduğu durumu bilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... Bankası A.Ş. vekili; davalı Banka ile diğer davalı arasında 09.07.2020 tarihinde konut finansman kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme hükümleri doğrultusunda da kullandırılan kredinin teminatı olarak dava konusu taşınmaz üzerine davalı Banka lehine ipotek tesis edildiğini, davalı Bankanın iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacının kendini emniyet mensubu olarak tanıtan şahıslarca telefonda kandırılarak dolandırıcıların yönlendirmesi ile dava konusu evini emlakçı aracılığı ile sattıktan sonra tahsil ettiği satış bedelini dolandırıcılara teslim ettiğini ileri sürüp eldeki davayı açtığı, davalı ...'nin dolandırıcılar ile bir irtibatının bulunmadığı, iyi niyetli olduğu, hükme esas almaya elverişli bulunan 24.03.2022 tarihli bilirkişi raporu ve 19.06.2022 tarihli ek bilirkişi raporuna göre davalının ödediği satış bedeli (725.000,00 TL ) ile bilirkişinin tespit ettiği satış bedeli (850.000,00 TL) arasında aşırı nizpetsizlik bulunmadığı, dolayısıyla gabin ve aşırı yararlanmadan söz edilemeyeceği, davalı Bankanın kötüniyetli olmadığı, davacı tarafça iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın davacı adına kayıtlı iken 03.07.2020 tarihinde satış suretiyle davalıya devredildiği, satış bedelinin davacıya ödendiği, bu hususun davacının kabulünde olduğu, her ne kadar davacı kendisinin emniyet mensubu olarak tanıtan şahıslar tarafından kandırıldığını ve dolandırıldığını iddia etmiş ise de bu hususları kanıtlayamadığı, daha sonra satış bedelinin kendisinden alındığını iddia ettiği, davalının iyi niyetli üçüncü kişi olduğu, tapuya güvenerek taşınmazı satın aldığı, bedelini ödediği, davacıyı dolandırdığı iddia edilen kişilerin kimliklerinin belli olmadığı, davalının daha önce tanımadığı, satışın bankadan kredi çekilerek gerçekleştiği, evin gezilmesi, tapuda gün alınması, emlakçı ile görüşülmesi gibi bir süreç içerisinde işlemlerin gerçekleştiği, işlemlere tanık olan kişilerin davacının satışa çok istekli olduğu, herhangi bir tedirgin durumun olmadığını belirttiği, davalının iyi niyetli olarak taşınmazı satın aldığı, bilirkişi raporunda her ne kadar değerler farklı ise de son alınan raporda taşınmazın değerinin 850.000,00 TL olarak tespit edildiği, taşınmazın ise 725.000,00 TL'ye satıldığı, bu bedelin davacının emniyetteki ifadesi ile sabit olduğu, gabinin sübjektif ve objektif koşullarının gerçekleşmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile hüküm verildiğini, dava konusu taşınmazın değerine ilişkin bilirkişi raporları arasında büyük çelişkiler bulunduğunu, yapılan temlikin irade sakatlığı nedeniyle geçersiz olduğunu, bu nedenle taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin de yolsuz nitelikte olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, ikrah, hile ve gabin hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil ile ipoteğin terkini istemlerine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...’ün maliki olduğu 116 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölümü 03.07.2020 tarihinde satış suretiyle davalı ...’e devrettiği, 14.07.2020 tarih 23275 yevmiye nolu işlemle taşınmaz üzerine davalı ... Bankası A.Ş. lehine 300.000,00 TL‘lik ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.