"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/201 E., 2021/34 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; ...,... köyünde yer alan 109 ada 14 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan babası ...'den geldiğini ve harici taksim sonucu kendisine isabet ettiğini, babasının sağlığında da ölümünden sonra da zilyetliğin kendisinde olduğunu, kadastro tespitinin hatalı yapıldığını, çekişmeli taşınmazı satın alan davalı ...'ın da bu durumu bildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Yargılama sırasında davacının ölümü üzerine davayı mirasçıları takip etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ...; taşınmazı diğer davalılardan satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
2.Diğer davalılar; taşınmazın mirasbırakan dedeleri ...'den kaldığını, önce beş kardeşe daha sonra da babaları ...'e intikal ettiğini, 45 yıldır davacının kullanımında olduğunu bildirmişler, aşamada taşınmazın babaları ...'e kendi annesi ... ye'den intikal ettiğini, kadastro tespitinin doğru olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.07.2015 tarihli ve 2013/167 Esas, 2015/167 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın uzun yıllardır davacı tarafından kullanıldığı, ancak tanıkların davacı ve kardeşleri arasında bir harici taksim sözleşmesi yapılıp yapılmadığına dair bilgilerinin bulunmadığı, tanıklardan yalnızca ...'ın, harici taksim sözleşmesi gereğince...'ta bulunan taşınmazların bir kısım davalıların mirasbırakanı ... 'e bırakıldığını beyan ettiği, bu beyan doğrultusunda yapılan araştırmada ...köyü Köyiçi mevki 836 parsel sayılı taşınmazın 27.09.1968 tarihinde ... Antep adına tescil edildiğinin anlaşıldığı, davacının, babası ... 'in 1969 yılında ölümünden sonra harici taksim sözleşmesi yapıldığını iddia ettiği, bu halde devir tarihi ile davacının iddiasının birbirine uygun düşmediği gibi yalnızca tapu kaydından tescilin hangi sözleşme gereği yapıldığının belirlenemediği, öte yandan davacı tarafından dosyaya ibraz edilmiş bir harici taksim sözleşmesinin bulunmadığı ve sadece taşınmazın yıllardır davacı tarafından kullanılmasının davalının mülkiyet hakkını ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.12.2019 tarihli ve 2016/11120 Esas, 2019/7903 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece verilen karar onanmış; onama kararına karşı davacı vekili tarafından süresinde karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
3. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.06.2020 tarihli ve 2020/1011 Esas, 2020/1818 Karar sayılı kararı ile; "Çekişmeli taşınmazda davacı ...’in 45 yılı aşkın müstakil zilyetliğinin bulunması, davalı ...’ın aynı köyde yaşayan kimselerden olması ve davacının zilyetliğini bildiğine yönelik beyanı ile iki tarafın da dava ve cevap dilekçeleri ile çekişmeli taşınmazın mirasbırakandan taksimen kendilerine kaldığına yönelik iddia ve savunmaları dikkate alındığında, Mahkemenin, taşınmazın yıllardır davacı tarafından kullanılmasının davalının mülkiyet hakkını ortadan kaldırmayacağına yönelik kabulünün aksine, davacının zilyetliğinin asli zilyetlik olmadığının ispat külfeti davalı yana ait olup davalıların bu hususu ispatlayamadıkları gibi, davacının çekişmeli taşınmazın taksimen kendisine düştüğünü ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir." gerekçesiyle davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairenin 02.12.2019 tarihli onama kararının ortadan kaldırılmasına ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararındaki gerekçe benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili; davacı ... dava konusu taşınmazı uzun yıllar boyunca kullansa da bu süreç içerisinde yapılan kadastro tespitine bir itirazda bulunmadığını, taşınmaz diğer davalılar tarafından davalı ...'a satıldıktan sonra davacı tarafından kötüniyetli şekilde eldeki davanın açıldığını, davalı ...'ın taşınmazı kayıt malikinden tapu siciline güvenerek satın alan iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, zilyetliğin de davalı ...'ta bulunduğunu, taşınmazın etrafındaki diğer tüm taşınmazların da davalı ...'a ait olduğunu, bozma kararındaki gerekçelerin dosya kapsamı ile uyuşmadığını, salt taşınmazın uzun süredir davacı tarafından kullanıldığını bilmesinin davalı ...'ın iyiniyetini ortadan kaldırmayacağını, zira köyde yaşamayan diğer davalıların taşınmazını akrabaları olan davacının kullanmasının hayatın olağan akışına uygun bir durum olduğunu, davalının miras taksimini bilme yükümlülüğünün bulunmadığını, kararın fiili duruma, usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 15 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda; ... köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 14 parsel sayılı 4601 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz tarla niteliğiyle irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine istinaden ... Antep adına tespit ve tescil edildikten sonra, ...'in ölümü üzerine mirasçıları olan davalılar... ve ...'in satışı ile davalı ... adına tescil edilmiştir.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye 648,59 TL temyiz harcının temyiz eden davalı ...'a yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...