Logo

1. Hukuk Dairesi2024/223 E. 2025/458 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından hile yoluyla temlik alınan taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın "hile" hukuki sebebine dayalı olarak tespit edilmesine ve taraf vekillerince imzalanmasına rağmen, mahkemece "inançlı işlem" hukuki sebebine göre değerlendirme yapılması usul ve yasaya aykırı görülerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1503 E., 2023/1218 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Giresun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/63 E., 2023/280 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Giresun ili, Keşap ilçesi, ... köyünde kain davacıya ait 286 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı oğlunun 330 m2 alan üzerinde ev yapmasına izin verdiğini, bakiye alanın davacının diğer çocukları arasında paylaştıracağını çocuklarına söylediğini, kaymakamlıktan ev yardım parası almak için taşınmazın tamamının kendisine devredilmesi gerektiğini, ev inşaatı bittikten sonra taşınmazı davacıya geri vereceğini söylemek suretiyle davacıyı aldatan davalıya taşınmazın kalan kısmının da devredildiğini, davacının 2020 yılı Ağustos ayı ve 01.03.2021 tarihlerinde taşınmazı geri almak istediğini ancak davalının taşınmazı geri vermeyeceğini söylediğini, davalının dava konusu taşınmazı hile ile temlik aldığını ileri sürerek davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiş, Mahkemece talep sonucunun açıklanmasının istenmesi üzerine davacı vekili 04.10.2022 tarihli dilekçesi ile; tapu iptali ve tescil talebinin hile sonucunda yapılan 19.10.2017 tarihli satış işlemiyle davalıya temlik edilen 1357/1687 paya yönelik olduğunu bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın davacının rızası ile temlik edildiğini, hilenin söz konusu olmadığını, 1 yıllık zamanaşımının dolduğunu, davacının başka nedenlerden dolayı kızdığı davalı aleyhine haksız olarak dava açtığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.10.2022 tarihli kararı ile; davanın hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, Keşap Kaymakamlığının cevabi yazısı ile vatandaşların tek tapusu olması halinde kendi arazisine yapacağı evler için yardım yapılabileceğinin bildirildiği, davacı tanığı ...'in taşınmazın, ev yapmak istemesi üzerine davalıya devredildiğine, davacı tanığı ...'nın, ağabeyi davalının taşınmazı davacı babasına tekrardan devredeceğine, ancak davalının ev yaptıktan sonra taşınmazı davacıya iade etmediğine dair beyanlarının davacının iddiasını doğruladığı, davalı tanıklarının taşınmazın 50.000,00 TL bedelle davalı tarafından satın alındığını beyan ettikleri hâlde davalının ödemeye dair belge sunmadığı, akit tablosunda satış bedelinin 10.500,00 TL olması gözetildiğinde davalının iddianın aksini ispat edemediği, davacının hileli hareket ile iradesinin fesada uğradığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 286 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı 1357/1687 payının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

A.Kaldırma Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 20.10.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2023 tarihli kararı ile; dava dilekçesinde hile hukuki sebebine dayanılmış ise de açıklanan olaylara göre davanın inançlı işlem hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca da inanç sözleşmesinin ancak yazılı delille kanıtlanabileceği, İlk Derece Mahkemesince bu hukuki nitelemeye göre tarafların tüm delillerinin toplanıp davacının yazılı delil ve delil başlangıcı niteliğindeki delillerinin değerlendirilmesi, bu nitelikte delil yoksa, dava dilekçesinde yemin deliline dayanan davacıya bu delil hatırlatılarak neticesine göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesinin 20.10.2022 tarihli kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B.İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrası Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında inanç sözleşmesine ilişkin yazılı delil olmadığı, davalının davacıya verdiği delil başlangıcı niteliğinde belge bulunmadığı, davalının ikrarda bulunmadığı, davacının 04.07.2023 tarihli celsede yemin deliline başvurmadığını belirttiği, davacının inanç sözleşmesini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın inançlı işlem hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, davacının inanç sözleşmesine ilişkin yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı sunmadığı, yemin deliline de dayanmadığı, inançlı temlik iddiasının usulünce ispatlanamadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A.Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın hile ile davacının iradesi fesada uğratılarak davalıya temlikinin sağlandığını, davalının kaymakamlıktan ev yardımı alması gerektiği için taşınmazın tamamının devri gerektiği hususunda davacıyı aldattığını, halbuki davalının kaymakamlığa hiçbir zaman başvurmadığını, davalının ödemeye dair belge ibraz etmediğini, hile hukuki sebebine dayanan davanın her türlü delille ispatlanabileceğini, inançlı işlem sebebine dayandığı kabul edilse dahi somut olayda altsoy-üstsoy ilişkisi bulunan taraflar arasında HMK'nın 203. maddesi uyarınca senetle ispat zorunluluğu bulunmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, hile hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

1. İlk Derece Mahkemesince hile (aldatma) hukuki nedenine dayalı olarak taraf tanıklarının dinlendiği ve yapılan inceleme sonunda 20.10.2022 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemesince 15.02.2023 tarihli karar ile inançlı işlem hukuki nedenine dayanıldığından bahisle bu hukuki neden bakımından değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderildiği, İlk Derece Mahkemesinin de yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla kaldırma kararı doğrultusunda inançlı işlem hukuki nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinde başvurunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 140/3. maddesinde “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.” hükmü düzenlenmiş olup İlk Derece Mahkemesince 19.10.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın "Davalının hileli bir davranışı sonucunda davacı tarafından Giresun ... köyü 286 parseldeki taşınmazın davalıya devredilip devredilmediği, davanın süresinde açılıp açılmadığı, davacı adına tapu iptal tescil kararı verilip verilmeyeceği" şeklinde hukuki nitelendirme yapıldığı, taraf vekillerinin duruşmada hazır bulundukları ve tutanağı imzaladıkları gözetildiğinde HMK’nın 140/3. maddesi gereğince uyuşmazlığın hile hukuki sebebi esas alınmak suretiyle çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.

3.Hâl böyle olunca; Mahkemece, taraflarca imzalanan ön inceleme tutanağında tespit edilen hile hukuki sebebi çerçevesinde değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

3.Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,

4.Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.