Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2662 E. 2025/2378 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın "Kimsesizler Yurdu" yapılması şartıyla belediyeye bağışladığı taşınmaz üzerinde şartın yerine getirilmemesi nedeniyle mirasçıları tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında, bağıştan rücu hakkı için öngörülen hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın bağış şartının yerine getirilmeyeceğini bildiği halde hayatta iken bağıştan dönme hakkını kullanmadığı ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığı, mirasçılarının da bu süreye bağlı oldukları gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2183 E., 2024/149 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Dazkırı Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/11 E., 2023/227 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakanları ...’ın dava konusu 15845 parsel sayılı taşınmazdaki payını “Kimsesizler Yurdu” yapılması şartıyla davalı Belediyeye bağış yoluyla devrettiğini, ancak davalı ... tarafından bağış amacına uygun hiçbir işlem yapılmadığını, bağıştan rücu şartlarının oluştuğunu, mirasbırakanın geri alma sebebini sağlığında öğrenmediğinden mirasçıların 1 yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabileceğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ...; iddiaların doğru olmadığını, davalı ... tarafından bağış şartının infaz edilmesi amacıyla 2004 yılında encümene yetki verilmesine dair karar alındığını, taşınmazın diğer paydaşlarından yurt yapılması konusunda muvafakatlerinin alındığını ve 2006 yılında ilgili işlemler için valiliğe başvuruda bulunduklarını ancak Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün 10.02.2006 tarihli yazı cevabı ile il merkezi ya da büyük ilçelere yurt yapılmasının uygun olacağı belirtilerek davalı ... İlçe Belediyesine yurt yapılması imkanının tanınmadığını, mirasbırakanın anılan tarihlerden itibaren taşınmaz üzerine teknik ve maddi imkansızlıklar nedeniyle kimsesizler yurdu yapılamayacağını öğrendiği halde ölünceye kadar bağış iradesinden dönmediğini, mirasbırakan tarafından sağlığında 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığından davacı mirasçılarının da dava açma haklarının bulunmadığını, ayrıca imkansızlıklar sebebiyle bağış amacı yerine getirilememişse de ölünceye kadar yalnız yaşayan ve kimsesiz olan mirasbırakanın barınma, temizlik, yemek gibi tüm ihtiyaçlarının Belediye tarafından karşılandığını, davacıların ise kötüniyetli olarak dava açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın ölünceye kadar dava konusu bağışladığı arsanın uç kısmındaki tek katlı evde ikamet ettiği, dinlenen tanık beyanlarıyla mirasbırakanın tüm ihtiyaçlarının davalı Belediyece karşılandığı, cenazesinin dahi Belediye tarafından kaldırıldığı, esasen mirasbırakanın taşınmazını kimsesizler yurdu yapılması şartıyla bağışlamasındaki asıl amacın da yurt yapıldıktan sonra kendisine ölünceye kadar burada bakılması olduğu, 2006 yılında davalı ... tarafından yapılan başvuruya İdarece şehir merkezlerinde ve büyük ilçelerde bakımevlerinin açılması gerektiğine dair yazı gönderildiği, davalı Belediyece yurt projesi çizim işlemlerinin yaptırıldığı ve diğer paydaşların muvafakatlerinin de alındığı ancak maddi sebeplerden dolayı ilgili taşınmaz üzerinde yurdun yapılamadığı, mirasbırakanın bağış yaptığı 2004 yılından ölüm tarihi olan 2021 yılına kadar geçen 17 yıllık sürede taşınmazda Belediye tarafından hiçbir işlem yapılmadığı, dava konusu arsa içindeki evde ikamet eden mirasbırakan tarafından da bu durumun açıkça gözlemlenebileceği, ancak mirasbırakanın ölünceye kadar bağıştan dönme iradesi göstermediği, aslında bağışın yerine getirilmeyeceğini bildiği halde 17 yıl boyunca suskun kaldığı, dolayısıyla mirasbırakanın sağlığında 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme hakkını kullanmadığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından 05.05.2004 tarihli bağış akdi ile Kimsesizler Yurdu yapılması şartı ile davalı Belediyeye bağışlandığı, ancak davalı Belediyenin maddi imkansızlıkları sebebi ile bağış şartı olan Kimsesizler Yurdunun yapılmadığı, davalının hak düşürücü sürenin geçtiği savunmasını kanıtlaması gerektiği, davalı Belediyenin yükümlülüğün yerine getirilmeyeceğine ilişkin kararı veya bağışlayana yazılı bildiriminin bulunmadığı, davalının yükümlülüğün yerine getirilmeyeceğini mirasbırakanın daha önceki tarihte öğrendiğini, dolayısıyla hak düşürücü sürenin geçtiğini kanıtlayamadığı, dava tarihi itibariyle geçen 18 yıllık süre zarfında şartın yerine getirilmediği gözetilerek davanın kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamıyla dava konusu taşınmazdaki evde oturan mirasbırakanın temlikten itibaren ölünceye kadar aradan geçen 17 yıl içinde taşınmaz üzerine Kimsesizler Yurdu yapılmayacağını bildiği halde bağış iradesinden dönmediğini, davalı Belediyenin taşınmaz üzerine yurt yapmak için başvuruda bulunduğu ancak Valilik tarafından il merkezi ya da büyük ilçelerde yapılması gerektiğinin bildirildiğini, dolayısıyla davalı ... büyük ilçe olmadığından izin verilmediğini, teknik ve maddi imkansızlık nedeniyle bağış şartının yerine getirilmediğini ancak mirasbırakanın tüm ihtiyaçlarının davalı Belediyece karşılandığını, mirasbırakanın da ölünceye kadar bağış iradesinden dönmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; mirasbırakana teb’an açılan bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1928 doğumlu mirasbıkakan ...'ın 13.01.2021 tarihinde dul ve çocuksuz ölümü ile geride mirasçı olarak yeğenleri olan davacıların kaldıkları, 05.05.2004 tarihli resmi akitle mirasbırakanın dava konusu 15845 (yeni 117 ada 51) parsel sayılı taşınmazdaki 360/480 payını "Kimsesizler Yurdu" yapılması şartıyla davalı Belediyeye bağış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece TBK'nın 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de TBK'nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.

Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının, yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla, salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren TBK'nın 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.

Öte yandan; TBK'nın 297. maddesine göre bağışlayan, geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alabilir.

Bağışlayan bir yıllık süre dolmadan ölürse, geri alma hakkı mirasçılarına geçer ve mirasçıları bu sürenin sona ermesine kadar bu hakkı kullanabilirler. Bağışlayan sağlığında geri alma sebebini öğrenememişse, mirasçıları ölümünden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabilirler.

Somut olayda; dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından, mirasbırakan Hafize'nin dava konusu taşınmazdaki payını 05.05.2004 tarihinde davalı ...'ye "Kimsesizler Yurdu" yapılması şartıyla bağışladığı, davalı Belediyenin 2004-2006 yılları arasında taşınmaz üzerine Kimsesizler Yurdu yapılması amacıyla mimari proje çizimi yaptırdığı, dava dışı diğer paydaşların inşaat yapılması konusunda muvafakatlerinin alındığı ancak Valilik tarafından il ya da büyük ilçelerde bakımevi yapılmasının daha uygun olacağı bildirilerek olumsuz cevap verildiği, mirasbırakanın 13.01.2021 tarihinde öldüğü, ölünceye kadar bağışladığı dava konusu arsada bulunan tek katlı evinde yaşayan mirasbırakanın bağış tarihinden ölümüne kadar geçen 17 yıllık süre içinde taşınmazda davalı ... tarafından herhangi bir inşaat yapılmadığını bilip gördüğü, yine dinlenen tanık beyanlarıyla da taşınmazda kimsesizler yurdu yapılamayacağının mirasbırakana bildirildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla mirasbırakanın sağlığında rücu sebebini öğrendiği halde bağıştan dönmediği, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde rücu hakkını kullanıp dava açmadığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ... Başkanlığına iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.