Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3229 E. 2024/5499 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras taksim sözleşmesine aykırı olarak davalı adına tescil edilen taşınmazın, davacının iradesine aykırı bu tescil işlemi nedeniyle tapu kaydının iptali ve kendi adına tescili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, tapu memuru huzurunda yapılan ve kendisine ait olması gereken taşınmazın davalıya tescil edildiği işlemin, miras taksim sözleşmelerine aykırı olduğunu ve kendi iradesi dışında gerçekleştiğini iddia etse de, tanık beyanları ve dosya kapsamına göre irade bozukluğuna uğradığını ispatlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/571 E., 2023/223 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Dairece bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ortak murisi ...'ın ölümü üzerine muristen intikal eden 18 parça taşınmaz malın paylaşımı konusunda taraflar ve diğer mirasçıların 07.07.2011 tarihli miras rızai taksim sözleşmesi ile anlaştıklarını ve sözleşmenin mirasçılar tarafından imzalandığını, 07.07.2011 tarihli taksim sözleşmesi gereğince Bursa ili, İznik ilçesi, ... köyünde bulunan 3138 parsel sayılı taşınmazın tamamının müvekkiline bırakıldığını, tüm mirasçıların aralarında yaptıkları miras taksim sözleşmesine göre paylaşım amacıyla İznik Tapu Müdürlüğüne müracaat ettiklerini ve 27.03.2012 tarihli ve 1885 yevmiye numaralı resmi senet ile paylaşımın gerçekleştiğini, ancak 3138 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalı adına tescil edildiğini, tescilin tarafların iradelerine uygun olmadığını, taksimi yapılan taşınmazların fazla oluşu nedeniyle müvekkilinin hatayı fark edemediğini, dava konusu taşınmazın 2015 yılında satışa çıkarılması üzerine yaptığı araştırmada taşınmazın davalı adına tescil edildiğini öğrendiğini ileri sürerek dava konusu 3138 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, davacı tarafın sunduğu miras taksim sözleşmesinin tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığını, tüm maliklerin imzalarının mevcut olmadığını, Tapu Müdürlüğünde tüm paydaşlar tarafından düzeltildiği bilinen miras taksim sözleşmesinin imzalandığını ve tescile konu edilen miras taksim sözleşmesi incelendiğinde dava konusu taşınmazın müvekkili adına tescilinin hata ile değil tarafların gerçek iradesine uygun olarak tescil edildiğini, tüm mirasçıların katılımının bulunmasının geçerlilik şartı olduğu gözetilerek davacı tarafın tescile esas alınmasını talep ettiği taksim sözleşmesinin geçersiz olduğunun kabulü gerektiğini, sözleşmeler üzerinde yapılan düzenlemelere istinaden taraflardan tekrar imza ve okudum beyanı alındığını, somut olayda tapu memuru huzurunda imzalanan resmi senedin tapu dışında imzalanan miras taksim sözleşmesinden dönme anlamına geldiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İznik Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli ve 2015/227 Esas, 2016/209 Karar sayılı kararıyla; tarafların murisi ...'tan kalan ve aralarında dava konusu taşınmazın da bulunduğu taşınmazlarla ilgili olarak mirasçılar arasında 07.11.2011 tarihinde Kanun'a uygun olarak yazılı miras taksim sözleşmesi yapıldığı, miras taksim sözleşmesinde imzası bulunmayan mirasçılardan ... ....'ın yapılan bu taksimi kabul ettiği, dolayısıyla mirasçılar arasında usulüne uygun düzenlenmiş bir taksim sözleşmesinin bulunduğu ve dava konusu taşınmazın davacıya verildiğinin kararlaştırıldığı, bu taksim sözleşmesine rağmen tapuda yapılan tescil sırasında dava konusu taşınmazın davalı adına tescil edildiği, yapılan işlem sırasında dava konusu taşınmaz dışında anlaşma gereğince devri yapılan toplam 11 adet taşınmaz bulunması nedeniyle davacının bu durumu fark edemeyerek devir senedini imzaladığı, davacının dava konusu taşınmazın devrini hataya düşmese hiç yapmayacağından ortada yapılmış bir esaslı hatanın bulunduğu ve davacının bu durumu daha sonra 2015 yılında öğrendiği, hataya dayalı açmış olduğu davanın süresinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile Bursa ili, İznik ilçesi, ... Mahallesi, Kocapınar mevkiinde bulunan 3138 ada parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 01.06.2020 tarihli ve 2016/18469 Esas, 2020/1944 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece hükme esas alınan 07.07.2011 tarihli miras taksim sözleşmesinde mirasçılardan ...’nin imzası bulunmadığı için anılan sözleşmenin geçerli bir taksim sözleşmesi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, ne var ki hata hukuksal nedenine dayalı davaların her türlü delil ile ispatı mümkün olduğundan eldeki davanın ispatında delil olarak kullanılmasına engel olmadığı, ancak 11.12.2007 tarihli bir miras taksim sözleşmesi daha olduğunun dosya kapsamında sabit olduğu, tapu memuru önünde yapılan 27.03.2012 tarihli ve 1885 yevmiye numaralı taksim sözleşmesi ile diğer sözleşmelerden farklı bir işlem yapıldığının görüldüğü, öte yandan, taraflar tanık deliline dayanmış olup Mahkemece tanık deliline dayanılmış olmasına rağmen taraflara tanık listesi ibraz etmeleri için usulüne uygun süre verilmediği ve taraf tanıklarının dinlenilmediği, hal böyle olunca, Mahkemece tanık bildirmesi için taraflara usulünce süre verilmesi, tanık bildirilmesi halinde dinlenilmesi ve sözleşmeler de dikkate alınmak suretiyle davacının hataya düşüp düşmediği tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İznik Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.03.2021 tarihli ve 2020/289 Esas, 2021/156 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamında yer alan 07.07.2011 tarihli sözleşme ile bu sözleşmeden önce imzalanan 11.12.2007 tarihli sözleşme içeriğinin ve İznik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/62 Esas sayılı dosyasında yer alan 18.03.2008 tarihli dava dilekçesinde belirtilen taksimin uyumlu olduğunun görüldüğü, davacı tanıklarından ...'nin 2015 yılında davacıdan arsa satın almak istediğini, baktıkları bu yerin ... Mahallesinde 5 dönümün altında olduğunu, davacının bu yerin kendisine miras kaldığını söylediğini, anlaşamayınca başka bir yer aldığını beyan ettiği, ... Mahallesinde bulunan yer ile davaya konu edilen yerin uyumlu olduğu, dolayısıyla tanık ...'nin bu yeri 2015 yılında davacıdan satın almak istediğine yönelik beyanına itibar edilebileceği, yine davacı tanığı İsmail'in Kocapınar mevkiinde bir yerin davalının ablası tarafından satışa çıkartılmak istendiği yönündeki konuşması üzerine davacının söz konusu yerin kendisine ait olduğunu beyan ettiği ve satılmak istenen yer ile davaya konu yerin aynı yer olup olmadığı konusunda davacının sözleşme getirerek durumu tanık İsmail'e sorduğu, bu nedenle tanık İsmail'in de beyanlarına itibar edilebileceğinin anlaşıldığı, davacının esaslı hataya düştüğünün kabul edildiği, davalı tanıkları ... ve ... ile davacı arasında husumetin bulunması nedeniyle beyanlarına itibar edilmediği, bununla birlikte bu tanıkların davalı yanca cevap dilekçesinde hiç ileri sürülmeyen yeni bir üleşmeden bahsetmekle beyanlarının itibar edilmesine olanak olmadığı, davacının davaya konu Bursa ili, .... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 3138 parselin (yeni 597 ada 3 parsel) devrinde dikkatsizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 25.11.2021 tarihli ve 2021/2464 Esas, 2021/7221 Karar sayılı kararıyla; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 676. maddesi uyarınca miras taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımlarıyla düzenlenmesi ve yazılı olması kaydıyla geçerli olduğu, somut olayda, davacı tarafından 11.12.2007 ve 07.07.2011 tarihli miras taksim sözleşmeleri dosyaya sunulmuş olup önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere 07.07.2011 tarihli ikinci sözleşmenin mirasçılardan ...’nin imzası bulunmadığından geçerli değil ise de anılan ikinci sözleşmede 11.12.2007 tarihli ilk sözleşmeyle mirasçı ...’ye verilen aynı taşınmazların yine mirasçı ...’ye verilmesi kararlaştırılıp ayrıca her bir mirasçıya verilecek taşınmazlar hakkında düzenleme yapıldığı, 27.03.2012 tarihli resmi senette ise düzenlenen sözleşmelerden farklı olarak yalnızca davacıya verilen çekişmeli 3138 parsel sayılı taşınmazla ilgili değişiklik yapılmayıp diğer mirasçılara verilen dava dışı taşınmazlar yönünden de değişiklik yapıldığı, böylece tarafların tapu memuru huzurunda yeni bir rizai taksim sözleşmesi yaptıklarının anlaşıldığı, 6100 sayılı HMK’nın 190. ve 4721 sayılı TMK’nın 6. maddeleri uyarınca herkes iddiasını ispatla mükellef olup dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile TBK’nın 30. maddesi uyarınca yanılma suretiyle irade bozukluğuna uğradığı iddiasının davacı tarafından ispatlandığını söyleyebilme olanağının olmadığı, hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile (6100 sayılı Kanun'un geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İznik Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.06.2023 tarihli ve 2022/571 Esas, 2023/223 Karar sayılı kararıyla; 6100 sayılı HMK’nın 190. ve 4721 sayılı TMK’nın 6. maddeleri uyarınca herkes iddiasını ispatla mükellef olup dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile TBK’nın 30. maddesi uyarınca yanılma suretiyle irade bozukluğuna uğradığı iddiasının davacı tarafından Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 25.11.2021 tarih 2021/2464 Esas, 2021/7221 Karar sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 07.07.2011 tarihli taksim sözleşmesi ve 27.03.2012 tarihli tapu resmi senedi içeriğinin Dairece yanlış değerlendirildiğini, 27.03.2012 tarihli resmi senet ile taraflar arasında imzalanan 07.07.2011 tarihli rızai taksim sözleşmesi karşılaştırıldığında, toplam 18 parça taşınmazdan dava konusu edilen çekişmeli 3138 parsel dışında 4 taşınmazda daha değişiklik yapıldığının görüldüğünü, dava konusu olan ve rızai taksim sözleşmesinde davacı ...'a bırakılan 3138 parselin ise resmi senet aşamasında davalı ... adına yazıldığını ancak değişiklik yapılan 4 adet taşınmazda davacı dışındaki mirasçılar birbirlerine pay devri yaparlarken, yapılan değişiklikte davacı ...'a hiçbir ilave pay veya karşılık verilmediğini, davacının paylaşım konusu taşınmazların çokluğu nedeniyle tescil işlemine detaylı bakamadan, taksim sözleşmesine uygun paylaşım yapıldığı düşüncesi ile tutanakları imzaladığını, dava konusu taşınmazın davalı adına tescil edildiğini bilmesi halinde tescil işlemine onay vermesi ve tutanakları imzalamasının mümkün olmadığını, davacı dışındaki mirasçıların paylaşım konusunda tapu dairesinde son anda bir değişiklik yaparak davacıyı mağdur ettiklerini, eldeki davada davacının tapuda yapılan resmi senet işlemlerinde hata ve hile sonucu yanılgıya düştüğünün dosyaya sunulan yazılı belgeler ile ispatlandığını, davanın reddine dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30, 31 ve 32. maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ve 676. maddeleri,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 3138 parsel ve dava dışı 2092, 866, 1354, 1475, 1965, 2581, 2619, 460, 511, 1455, 3201, 3430, 641, 1454, 3059, 835 ve 2956 parsel sayılı taşınmazların muris ...’a ait olduğu, ...’in 08.05.2006 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı oğlu ..., davalı kızı ... ve dava dışı eşi ... ile çocukları ... ve ...’nin kaldığı, mirasçıların 27.03.2012 tarih ve 1885 yevmiye numaralı resmi senet ile çekişmeli taşınmazın da yer aldığı 18 parça taşınmazı taksim ettikleri, resmi senede göre dava konusu 3138 ve dava dışı 460 parsel sayılı taşınmazların davalı ...; dava dışı 641, 1454 ve 3059 parsel sayılı taşınmazların davacı ...; dava dışı 2092 parsel sayılı taşınmazın 1/3’er pay ile ..., ... ve davacı ...; dava dışı 866 parsel sayılı taşınmazın 1/4’er pay ile ..., ..., ... ve davacı ...; dava dışı 1354, 1965, 2581 ve 2619 parsel sayılı taşınmazların 1/2’şer pay ile ... ve davacı ...; dava dışı 1475 parsel sayılı taşınmazın 1/2’şer pay ile ... ve ...; dava dışı 511, 1455, 3201 ve 3430 parsel sayılı taşınmazların ...; dava dışı 835 ve 2956 parsel sayılı taşınmazların ... adına tescil edildiği, ayrıca 07.07.2011 ve 11.12.2007 tarihli miras taksim sözleşmelerinin düzenlendiği, önceki bozma ilamında belirtildiği üzere 07.07.2011 tarihli ikinci sözleşme mirasçılardan ...’nin imzası bulunmadığından geçerli değil ise de anılan ikinci sözleşmede 11.12.2007 tarihli ilk sözleşmeyle mirasçı ....’ye verilen aynı taşınmazların yine mirasçı ...’ye verilmesi kararlaştırılıp ayrıca her bir mirasçıya verilecek taşınmazlar hakkında düzenleme yapıldığı, 27.03.2012 tarihli resmi senette ise düzenlenen sözleşmelerden farklı olarak yalnızca davacıya verilen çekişmeli 3138 parsel sayılı taşınmazla ilgili değişiklik yapılmayıp diğer mirasçılara verilen dava dışı taşınmazlar yönünden de değişiklik yapıldığı, böylece tarafların tapu memuru huzurunda yeni bir rizai taksim sözleşmesi yaptıkları anlaşılmaktadır.

2. Temyizen incelenen nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesindeki sebeplerin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul, yasa ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İznik 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

08.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.