"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/899 E., 2024/1451 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/380 E., 2021/56 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle birlikte, duruşma talebinden feragat edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacılar ... ve ...; dava konusu 1825 parsel sayılı taşınmazdaki 1 adet villanın 1/2'şer paylarla maliki iken Bakırköy 18. Noterliğinin 13.05.2003 tarihli 07279 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile babaları olan davalı ...'ı taşınmazla ilgili işlemleri yapması için vekil tayin ettiklerini, davalının 2008 yılında beyin ameliyatı olduğunu ve akli melekelerini belli oranda kaybettiğini, kendilerine de vekaletnamenin kaybolduğunu söylediğini, davalı ... için vesayet davasının bulunduğunu, 2009 yılının başlarında davalı ...'ın bir kadınla birlikte olmaya başladığını, paralarını harcadığını, kendisine ait taşınmazları sattığını, parası kalmayınca kredi çekmek istediğini, ancak yaşı nedeniyle kredi verilmediğini, bunun üzerine diğer davalı ... ile plan yapıp verdikleri vekaletname ile haberleri ve rızaları olmadan dava konusu taşınmazı 27.12.2010 tarihinde davalı ...'a satış göstermek suretiyle devrettiğini, devir sırasında doktor raporu alınmadığını, dava konusu taşınmaz halen arsa vasfında olduğundan kredi verilmediğini, bunun üzerine davalı ...'ın iyi niyet göstergesi olarak davalı ...'ın taşınmazı geri alması için Bursa 18. Noterliğinin 24.02.2011 tarihli ve 4478 yevmiye nolu vekaletnamesini verdiğini, ancak 30.03.2011 tarihinde vekillikten azlettiğini, davalı ...'ın daha sonra dava dışı 4951 ada 16 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümünü davalı ...'a satış gösterip kredi çektiğini, sonuç olarak akli melekesi yerinde olmayan davalı ...'ın 8 yıl önce aldığı vekaletname ile rızaları dışında dava konusu taşınmazı diğer davalı ...'a muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
2. Birleştirilen davada davacı ...; mirasbırakan eşi ...'ın 07.12.2015 tarihinde vefat ettiğini, mirasbırakanın uzun yıllar Libya'da çalıştığını, kendisinin mirasbırakanın tek yasal mirasçısı olduğunu, diğer mirasçıların mirası reddettiklerini, mirasbırakanın elde ettiği kazançlarını ilk eşi davalı ...'ya verdiğini, tüm kazancı ile eşi ve çocuklarına malvarlığı kazandırdığını, taşınmazlar aldığını, eski eş ...'in murisin gönül ilişkileri sebebiyle malvarlığını kaybetme riskine karşı ekonomik geleceğini garanti altına alma, murisin alacaklılarından mal kaçırma amaçları bulunduğunu, eski eşine gönderdiği mektuplarında yaptığı kazanımları belirttiğini, dava konusu 1825 parsel sayılı taşınmazdaki dubleks evi eşi ...'in yönlendirmeleriyle ...'in arkadaşı olan Hayret Yirmibeşoğlu'na satış göstermek suretiyle devrettiğini, taşınmazın daha sonra davalı kızları ... ve ...'a devredildiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı olduğunu, ''aracı malik" kullanıldığını, çocuklara devredilen taşınmazın yine muvazaalı olarak davalı ...'a devredildiğini ileri sürerek mirasbırakanın kazanımları ile edinilen ve terekeye ait olması gereken malvarlığının tespiti ile terekeye iadesine, dava konusu 1825 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde rayiç bedelin ödenmesine, tenkise, mirasbırakanın malvarlığının yıllardır davalılar tarafından kullanılması nedeniyle elde edilen menfaatlerin de tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı (vekil) ...; savunma getirmemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiş olup mirasçı ..., asıl davanın reddini savunmuştur.
2. Asıl ve birleştirilen davada davalı ...; davacıların iddialarının gerçek dışı olduğunu, dava konusu taşınmazın satış bedeli olan 180.000,00 TL'yi peşin ve nakden ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Birleştirilen davada diğer davalılar; iddiaların asılsız olduğunu, mirasbırakanın 1825 parsel sayılı taşınmazı Hayret Yirmibeşoğlu'na sattığını, davalılardan ... ve ...'in bedelini ödeyerek geri aldığını, babaları ...'ın vekaletname alıp taşınmazı davalı ...'a sattığını, bunun için açılan ve devam eden dava bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli ve 2018/380 Esas, 2021/56 Karar sayılı kararı ile; asıl davada davalı muris Kenan'ın dava konusu temliki gerçek satış olarak yapmadığı, asıl davadaki davacı kızlarının bu satıştan haberlerinin olmadığı, Kenan'ın kızlarına ait vekaletnameyi kullanmak suretiyle diğer davalı ...'a yaptığı satışın kendi aralarında (davalılar arasında) muvazaalı olduğu, davacılar yönünden bağlayıcılığının olmayacağı, davacıların babalarına verdiği vekaletname üzerine yapılan satışın vekaletin kötüye kullanımı suretiyle cereyan ettiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne; birleştirilen davada murisin güvene dayalı olarak taşınmazları eski eşi ve çocukları üzerine alması durumunda güvenilen eş ve çocuklar üzerine tescili hususunun muvazaa kapsamında değerlendirilemeyeceği, kaldı ki murisin kendi muvazaasına da dayanamayacağı, mirasçılarından mal kaçırma iradesiyle hareket etmediği; yine mirasbırakanın muvazaa kastının olmadığı ve davacı ikinci eşin malların diğer davalılar adına alımı tarihinde saklı paylı mirasçı olmadığı, davacının dava açma hakkının olduğu ancak mirasbırakanın tasarruflarında mirasçılardan mal kaçırma iradesinin tespit edilemediği gerekçesiyle diğer taleplerin ve şartları oluşmadığından ecrimisil talebinin de reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 29.11.2022 tarihli ve 2022/2545 Esas, 2022/2043 Karar sayılı kararı ile; ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı asıl dava yönünden Mahkemenin kabul kararı verdiği, davalı ve dahili davalıların istinaf talebinde bulunmadıkları, bu haliyle birleştirilen dava yönünden istinaf incelemesi yapılması gerektiği; ...'ın 27.12.2010 tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu, mirasbırakanın mirasçılarından mal kaçırmasını gerektirecek bir nedeninin olmadığı, bu yönde davacının bir ispatının olmadığı, ara malik Hayret Yirmibeşoğlu'nun emanetçi konumunda olduğu düşünülse bile mirasbırakanın 1998 yılında yapılan devir nedeniyle bundan 14 yıl sonra evlendiği ikinci eşinden mal kaçırmasının mümkün olmayacağı, dava konusu 1825 parsel bakımından yapılan devrin muvazaalı, gizli bağış niteliğinde olmadığı ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İBK kapsamında kalmadığı, tenkis istemi yönünden; dava konusu taşınmazlardan birinin 2013 yılında davalı adına tescil edildiği, birçoğunun evlilik birliği içinde 1980'lı yıllarda, bir kısmının ise ikinci eşle yapılan evlilikten çok önce edinildiği, taşınmazların bedellerinin mirasbırakan tarafından verildiğinin kabul edilmesi halinde bile mirasbırakanın eşi ve çocuklarına mal varlığından kazanımlarda bulunduğu, bunun gayet doğal olduğu, ikinci eşiyle evliliğini çok sonra yaptığı, ikinci eşin saklı payını etkisiz kılmasının söz konusu olmadığı, 2013 yılında edinilen taşınmaz için de bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiği yönünde bir ispatın olmadığı, davacının ecrimisil talep etme hakkı bulunmadığı gerekçeleriyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesi kararının süresi içinde asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 06.12.2023 tarihli ve 2023/3265 Esas, 2023/7198 Karar sayılı kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava yönünden verilen karara karşı davalı ve dahili davalıların istinaf talebinde bulunmadıklarından bahisle birleştirilen dava yönünden istinaf incelemesi yapılarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, ancak, istinaf dilekçesinden anlaşıldığı üzere asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı ... tarafından hem asıl dava hem de birleştirilen dava yönünden istinaf talebinde bulunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince asıl davaya ilişkin istinaf başvurusu hakkında bir karar verilmediği, asıl davadaki istinaf nedenleri incelenmeksizin karar verildiğine değinilerek Bölge Adliye Mahkemesince, asıl dava yönünden de istinaf incelemesinin yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.12.2023 tarihli ve 2023/3265 Esas, 2023/7198 Karar sayılı kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl dava yönünden davalının istinaf itirazlarının reddine; birleştirilen dava yönünden istinaf itirazlarının 29.11.2022 tarihli ve 2022/2545 Esas, 2022/2043 Karar sayılı önceki karar ile değerlendirildiğinden yeniden değerlendirme yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın eksik ve hatalı olduğunu, asıl davaya ilişkin değerlendirme yapıldıktan sonra birleştirilen davaya ilişkin istinaf taleplerinin yeniden incelenmesi gerektiğini, Yerel Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, İstinaf Mahkemesi kararında da delillerin değerlendirilmediğini, Yerel Mahkeme kararında yalnızca davacı tanık beyanlarına yer verildiğini, delillerinin değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunun ecrimisil alacağı bakımından hüküm kurmaya elverişli olmadığını, taşınmazların değeri bakımından da hatalı, eksik ve denetime elverişsiz bilirkişi raporuna dayanıldığını, murisin hem alacaklılarından mal kaçırmak için hem de duygusal ilişkileri nedeniyle o dönemki eşi ...'nın kendini ekonomik anlamda garantiye almak için gösterdiği ısrar nedeniyle ikinci eşten (muhtemel mirasçılardan) mal kaçırmak için terekenin içini boşalttığını, ...'e gönderdiği paralar ile oluşturduğu ve kendince alacaklılarından kaçırarak garantiye aldığı malvarlığını, Libya'dan Türkiye'ye kesin dönüş yaptıktan sonra planladığı şekilde ...'ten geri almayı başaramadığını, davalı ...'nın muristen gelen paralar ile taşınmazlar satın aldığının, murisin Türkiye'ye o dönemki eşi olan ... Ercan'a para kaçırdığının ispatlandığını, davalı ...'in malvarlığını, kocası ...'ın evlilikleri devam ederken piyasaya olan borçları ve evlilik dışı gönül ilişkileri nedeniyle alacaklılarından ve müstakbel mirasçılardan mal kaçırmak için kendisine muvazaalı olarak devretmesi nedeniyle elde ettiğini, hem muris muvazaasının hem genel muvazaa hükümlerinin şartları oluştuğunu, murisin mirasçılarından mal kaçırma kastıyla hareket etmesinin sebebinin mevcut mirasçılar olabileceği gibi müstakbel mirasçılar da olabileceğini, gelecekte mirasçı olma ihtimali bulunan kişi veya kişilerden de mal kaçırılabileceğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Asıl dava; ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel; birleştirilen dava, muris muvazaası ve genel muvazaa hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel, tenkis, ayrıca ecrimisil istemlerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1944 doğumlu muris ...'ın 07.12.2015 tarihinde ölümü üzerine geride ilk eşi ...'ten olan çocukları ..., ..., ... ve ... ile ikinci eşi ...'ın kaldığı, Kenan'ın ilk eşi ... ile 1991 yılında boşandığı, ikinci eşi ... ile 30.05.2012 tarihinde evlendiği, asıl ve birleştirilen davada dava konusu 1825 parsel sayılı taşınmazın muris adına kayıtlı 2/30 payının tamamının 06.03.1991 tarihinde satış suretiyle dava dışı Hayret Yirmişbeşoğlu'na temlik edildiği, Hayret'in de temlik aldığı payın tamamını 10.12.1998 tarihinde satış suretiyle davalı/muris Kenan'ın kızları ... ve ...'a 1/30'ar paylarla devrettiği, asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar ... ve ...'ın Bakırköy 18. Noterliğinin 13.05.2003 tarihli ve 7279 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile babaları olan davalı ...'ı vekil tayin ettikleri, çekişme konusu anılan taşınmazdaki davacılar ... ve ... adına kayıtlı 1/30'ar payların davalı vekil Kenan tarafından 27.12.2010 tarihinde davalı ...'a satış suretiyle devredildiği; Adli Tıp Kurumundan alınan 10.12.2014 tarihli rapora göre vekil Kenan'ın 27.12.2010 olan temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun bildirildiği, asıl davada yapılan yargılama sırasında 07.12.2015 tarihinde davacılar ... ve ...'ın babası olan vekil davalı ...'ın öldüğü, Kenan'ın ikinci eşi olan ... tarafından birleştirilen davanın açıldığı, birleştirilen davada dava konusu taşınmazların bir kısmının dava dışı kişiler adına kayıtlı iken 1892, 1987, 1988 ve 2005 yıllarında; 1542 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise 01.12.2013 tarihinde satış suretiyle muris Kenan'ın ilk eşi olan birleştirilen davada davalı ...'e devredildiği, 772 ada 16 parsel sayılı taşınmazdaki 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümlerin ise yine dava dışı kişiler tarafından 31.03.2006 tarihinde satış suretiyle davalı (asıl davada davacı) ...'a temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesinin 29.11.2022 tarihli ve 2022/2545 Esas, 2022/2043 Karar sayılı kararı (birleştirilen dava yönünden) ile 23.05.2024 tarihli ve 2024/899 Esas, 2024/1451 Karar sayılı kararının (asıl dava yönünden) ONANMASINA,
Aşağıda yazılı asıl dava yönünden 30.311,90 TL, birleştirilen dava yönünden 187,80 TL bakiye onama harçlarının temyiz eden asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı ...'dan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.