Logo

1. Hukuk Dairesi2024/366 E. 2025/959 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle yapılan bir taşınmaz devrinin iptali ve tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının vekaletname ve temlik tarihinde fiil ehliyetine sahip olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edilmesi ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığına dair iddianın ispatlanamaması gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/53 E., 2023/905 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar; davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı ... vekili dava dilekçesinde; oğlu ...'ın at yarışı oynadığını, borçlarını ödeyebilmek için davalı ...'dan 15 bin dolar borç aldığını ve borca karşılık İstanbul ili Kadıköy ilçesi Sahrayıcedit Mahallesi 129 parsel sayılı taşınmazdaki 2 numaralı bağımsız bölüm üzerine ipotek tesis edildiğini, davalının ...'ı gece hayatına alıştırdığını, ...'ın davalıdan yine borç istediğini, davalının dairenin tapusunun verilmesi halinde borç vereceğini bildirmesi üzerine ...'ın kendisini kandırarak aldığı vekaletname ile taşınmazı davalıya devrettiğini, davalının 140.000 dolar borcun ödenmesi karşılığında daireyi tekrar temlik edeceğini bildirdiğini, ...'ın, durumu abisi ve davacının oğlu olan ...'e anlatması üzerine abisinin 24.1.2008 tarihinde bankadan çektiği 105.000 TL (65 bin dolar) tutarındaki meblağı ...'ın hesabına yatırdığını, ...'ın yeniden borcu olduğunu söylemesi üzerine bu defa ...'a 35.000 TL verdiğini, ...'ın borçları nedeniyle bu defa Gürpınar'daki ailesine ait başka bir daireyi ...'e devrettiğini, bu olaylardan davalının açtığı müdahalenin men'i ve ecrimisil davası üzerine haberdar olduklarını, davalının başından beri kötü niyetli olduğunu, vekaletle satışı yapılan taşınmazın borç ödenince geri verileceği kabul edildiği halde alacağın fazlasıyla tahsil edilmesine karşın taşınmazın iade edilmediğini ileri sürerek dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

2.Yargılama sürecinde davacı vesayet altına alınmış, vasi olarak atanan oğlu ... davayı takip etmiş; aşamalardaki beyanlarında davacının oğlu ... ile davalının el ve işbirliği içinde olduklarını, ...'ın hile ile aldığı vekaletname vasıtasıyla çekişme konusu 2 numaralı bağımsız bölümü davalıya temlik ettiğini ayrıca vekaletnamenin tanzim tarihinde davacının fiil ehliyeti bulunmadığını ileri sürerek dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalı vekili, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş; aşamalarda davalının iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2015 tarih ve 2009/202 Esas, 2015/315 Karar sayılı kararıyla; Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Genel Kurulu raporlarına göre davacının ehliyetli olduğunun tespit edildiği, davalının kötü niyetli olduğunun da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine, Dairenin 22.10.2018 tarih ve 2015/18564 Esas, 2018/13751 Karar sayılı kararıyla; yargılama sırasında davacının kısıtlanarak oğlu ... ...'in vasi tayin edildiği ve davanın vasi tarafından sürdürüldüğü, buna karşılık vasi tarafından alınan husumete izin kararının bulunmadığı, Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Genel Kurulundan alınan raporların davacı tarafından satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği 11.01.2007 tarihinde ehliyetli olduğuna ilişkin olduğu, davacının vekaletname ve akit tarihinde ehliyetli olup olmadığının saptanmadığı; bu kapsamda öncelikle vasi için husumete izin kararının dosya arasına alınması, bu eksiklik giderildikten sonra davacının vekeletname tarihi olan 09.10.2007 tarihi ile akit tarihi olan 10.10.2007 tarihlerinde fiil ehliyetine sahip olup olmadığı konusunda Adli Tıp 4. İhtisas Kurulundan rapor alınması, ehliyetsiz olduğu saptanırsa davanın kabul edilmesi, ehliyetli olduğu saptanırsa vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedeni üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen 18.02.2020 tarih ve 2018/535 Esas, 2020/125 Karar sayılı karar ile; ilgili mahkemeye yazılan yazıda husumete izin kararının bulunmadığının bildirildiği, verilen kesin süre içerisinde de bu yönde bir kararın dosyaya sunulmadığı, davanın kısıtlı olan davacı adına husumete izin kararı olmaksızın açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı ... mirasçısı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine; Dairenin 27.09.2021 tarih ve 2020/3060 Esas, 2021/4652 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece, husumet izni alınamadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de izin kararı aşamasında davacının öldüğü, bu kapsamda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 55. maddesi gereğince mirasçıların davaya dahli ile yargılamaya devam edilmesi gerekirken bu hususun gözden kaçırılmasının isabetsiz olduğu gibi, hükmüne uyulan 22.10.2018 tarihli bozma ilamında belirtilen eksikliğin tamamlanmamasının da doğru olmadığı belirtilerek öncelikle usulünce taraf teşkili sağlandıktan sonra 22.10.2018 tarihli bozma ilamı gereğince işlem yapılması gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı murisin ehliyetli şekilde tarafı olduğu 11.01.2007 tarihli satış vaadi sözleşmesinde davaya konu taşınmaza ilişkin satış bedelinin peşin olarak alındığının bizzat muris tarafından kabul edildiği, yine sonrasında Büyükçekmece ilçesinde bulunan başka bir taşınmazın da davalıya satışının yapıldığı, davaya konu bağımsız bölüme 2009 yılında vesayet makamınca tedbir uygulandığı, aradaki 2 yıllık zaman zarfında da davaya konu taşınmazın devri yoluna gidilmediği hususları bir bütün olarak dikkate alındığında; davaya konu taşınmazın davacı murisin iradesine aykırı olacak şekilde devri yapıldığı ve karşılığında satış bedeli alınmadığı yönündeki iddianın ispatlanamadığı, 11.01.2007 tarihli satış vaadi sözleşmesinin içeriği de nazara alındığında dava konusu taşınmazın vekil olan ...'ın kumar borcu sebebiyle devredilmiş olduğuna işaret ettiği, bu kapsamda taşınmazın karşılığı alınmak suretiyle devredildiğine dair deliller olmasına karşın, vekalet sözleşmesine ve davacı murisin iradesine aykırı devredildiği noktasında hiç bir delil olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Dava konusu taşınmazın hukuka aykırı şekilde davalı adına tescil edildiğini, davacı murisin vekaletnamenin verilmesinden uzunca bir süre öncesinden beri demans hastası olduğu, davalı ve davacı murisin oğlu ...'ın arkadaş olarak sık sık birlikte vakit geçirdikleri nazara alındığında davalının bu hastalıktan haberdar olmamasının mümkün olmadığını, kaldı ki ayırt etme gücü bulunmayan kişinin yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağını,

b. Davacı murisin oğlu ...'in annesinden aldığı vekaletnameyi onun menfaatleri hilafına kullandığını ve bu suretle davalıdan aldığı borçlara karşılık annesinin taşınmazlarını davalıya temlik ettiğini, davalının vekil olan ... ile çıkar ve işbirliği içerisinde olduğunun açık olduğunu,

c. İlk Derece Mahkemesince yargılama sürecinde toplanan tüm delillerin değerlendirmeye alınmadığını, davacı murisin geçmişi ve hastalığına ilişkin yapılan araştırmanın dava konusu uyuşmazlığın aydınlatılması için yetersiz olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...'in 11.01.2007 tarihinde dava konusu bağımsız bölüm için 43.554,00 TL bedel karşılığnda davalı ile noterde bizzat satış vaadi sözleşmesi düzenlediği, bilahare 09.10.2007 tarihli vekaletname ile dava konusu bağımsız bölümü istediği bedelle istediği kişiye satması için oğlu ... İlgen'i vekil tayin ettiği, oğlu ...'ın da bu vekaletnameyi kullanarak dava konusu bağımsız bölümü 10.10.2007 tarihinde davalı ...'a 40.000,00 TL bedel karşılığında satış suretiyle temlik ettiği, yargılama sırasında davacı ...'in Bakırköy 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.09.2009 tarih ve 2008/249 Esas, 2009/310 Karar sayılı kararı ile kısıtlandığı ve oğlu Seyit ... ...'in vasi tayin edildiği, yargılama sırasında davacı ...'in ölümü üzerine mirasçılarının davayı takip ettiği, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 16.06.2023 tarihli raporuyla ...'in vekaletname ve temlik tarihleri itibariyle fiil ehliyetini haiz olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.

3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

27.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.