Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3803 E. 2024/5019 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 1963 yılında kesinleştiği, davanın ise 10.10.1987 tarihli 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonraki bir yıllık süre içerisinde açılmadığı gözetilerek, 3402 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesindeki hak düşürücü süre nedeniyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/59 E., 2021/819 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde özetle; Muş ili, Bulanık ilçesi ... köyünde bulunan 222 ve 441 parsel sayılı taşınmazların zilyetliğinde olmasına rağmen Hazine adına tespit edildiğini belirterek kadastro tespitinin iptali ile taşınmazların adına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16.07.1992 tarihli ve 1989/239 Esas, 1992/73 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile zilyetlikle edinilebilecek miktar kısıtlaması da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.06.2015 tarihli ve 2015/4317 Esas, 205/9423 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece davanın ihya edilmesi, çekişmeli 222 ile 441 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanak ve dayanaklarının getirtilmesi ve yeniden işin esasına girilmesi gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 222 parsel ile 441 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 1032 parselin tamamının ve 1033 parselin 36.374,50 metrekarelik kısmının davacı adına, 1033 parselin kalan 5.550,00 metrekaresinin Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını, Mahkemece uzman olmayan bilirkişi raporunun hükme esas alındığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 4. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan 222 ve 441 parsel sayılı 50.050 ve 55.500 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. 3402 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesi "Tapulama ve kadastro mahkemelerince bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kesin hükme bağlanmış uyuşmazlıklara bu Kanun uygulanmaz. Tapulama mahkemeleri ile kadastro mahkemesi sıfatıyla görev yapan asliye mahkemelerinde halen görülmekte olan davalar ile 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılacak davalara bu Kanun hükümleri uygulanır.

Bu Kanunun yürürlüğünden önce düzenlenmiş tapulama tutanakları ve kadastro beyannameleri ile verilmiş bulunan komisyon kararları geçerliliklerini korurlar. Bunlara süresi içinde itiraz durumunda bu Kanun hükümleri uygulanır.

2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile diğer kanunlar gereğince özel kadastrosu yapılan ve tutanakları kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hak sahipleri dava açabilirler." hükmünü içermektedir.

Somut olayda; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin bozma ilamı sonrasında dosya arasına alınan tutanaklardan ve Dairenin 12.03.2024 tarihli geri çevirme kararı sonrasında dosyasına konulan evraktan; dava konusu 222 ve 441 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin 1963 yılında yapılarak tespitlerinin 06.04.1966 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise, kadastrodan önceki nedene dayanılarak 07.09.1989 tarihinde açıldığı, dava tarihi ile Kanun'un yürürlüğe girdiği 10.10.1987 tarihi arasında Kanun'da belirtilen 1 yıllık sürenin geçtiği anlaşıldığından, Mahkemece davanın hak düşürücü süreden reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.