Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3852 E. 2024/5388 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, imar ve ihya yoluyla kültür arazisi haline getirildiği iddia edilen ve 20 yıldan fazla süredir zilyetliğinde bulunduğu belirtilen taşınmazların tapuya tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazlara komşu parsellerde paylı mülkiyeti bulunduğu hususu ve zilyetliğin tek başına tescile yeterli olup olmadığının TMK 692. maddesi kapsamında değerlendirilmemesi, ayrıca hava fotoğrafları, kadastro kayıtları ve bilirkişi incelemeleri gibi delillerin eksik ve yetersiz değerlendirilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/171 E., 2022/48 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, .... ilçesi, .... köyünde ikamet eden davacının 237, 241, 703, 197 sayılı taşınmazların miras yoluyla hissedarı olduğunu, bu taşınmazlara bitişik olup yaklaşık 45.000 m2 taşlık hali arazi vasfındaki yerleri imar-ihya etmek suretiyle kültür arazisi haline getirdiğini, davacının yoğun emek ve masraf sarf etmek suretiyle taşınmazların taşlarını temizlediğini ve tarıma elverişli olmayan bu yerleri tarıma elverişli hale getirerek 1982 yılından itibaren taşınmazlara tek başına zilyetliğinin devam ettiğini, 20 yıldan fazla bir süreden beri taşınmazları tarım arazisi olarak kullandığını belirterek çekişmeli taşınmazların davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Yasa gereğince imar-ihyaya konu olan taşınmazlardan olmadığını, zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı ... vekili; davada kendilerine husumet düşmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.04.2013 tarihli ve 2005/361 Esas, 2013/172 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporunda (E1) ile gösterilen 7.560,79 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümü ile (E3) ile gösterilen 6.627,04 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacı adına tesciline, (A), (B1), (B2), (B3), (B4), (C1), (C2), (D1), (D2), (E2) ve (E4) ile gösterilen yerler hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; kararın davacı vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay ( Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.09.2014 tarih ve 2013/13446 Esas , 2014/10736 Karar sayılı kararıyla, davada çekişmeli taşınmazların bulunduğu İlçe Belediye Başkanlığının da taraf olması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin 24.03.2015 tarihli ve 2015/50 Esas, 2015/114 Karar sayılı kararıyla; davaya bakmakla Ankara Batı (Sincan) Adliyesi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek yetki yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen alanın 273 nolu parsel içerisinde, (B3) ile gösterilen alanın 242 nolu parsel içerisinde, (B4) ile gösterilen alanın 241 parsel içerisinde, (C1) ile gösterilen alanın 238 parsel içerisinde, (D1) ile gösterilen alanın 238 parsel içerisinde, (E4) ile gösterilen alanın 702 parsel içerisinde kaldığı, tescil harici bırakılan yerlerden olmadığı, tapulu olan bu alanların imar-ihya ile kazanımının mümkün olmadığı gerekçesi ile bu alanlar yönünden açılan davanın reddine, fen bilirkişi raporunda (B1) harfi ile belirtilen 3.918,04 m2 ile (B2) harfi ile belirtilen 1.731,06 m2'lik alanın tescil harici bırakıldığı, jeodezi bilirkişisinin raporuna göre bu alanlarda 1978 yılından itibaren tarımsal faaliyet bulunduğunun tespit edildiği, ziraat bilirkişisinin raporları ile mahalli bilirkişi ve tanık beyanları da dikkate alındığında bu kısımlar yönünden zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu, (E1) harfi ile belirtilen 7.560,79 m2 alanın ve (E3) ile gösterilen 6.627,04 m2'lik alanın tescil harici bırakıldığı, jeodezi bilirkişisinin raporuna göre bu alanlarda 1975 yılından itibaren tarımsal faaliyette bulunulduğunun tespit edildiği, ziraat bilirkişisinin raporları ile mahalli bilirkişi ve tanık beyanları da dikkate alındığında bu kısımlar yönünden zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu, (E2) ile gösterilen 7.296,47 m2 alanın tescil harici bırakıldığı, 1975 ve 1978 tarihli hava fotoğraflarına göre 2.879,35 m2'lik alanda tarımsal faaliyet yapıldığı, diğer alanların boş olduğunun tespit edildiği, 1980 tarihli hava fotoğrafında ise 5.039,80 m2'lik alanda tarımsal faaliyet yapıldığının tespit edildiği, ziraat bilirkişisinin raporları, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları da dikkate alındığında bu kısımlar yönünden zilyetlik ve kazanım koşullarının oluştuğu, belirtilen alanlarda imar uygulaması yapılmış olması nedeniyle tescil kararı verilemeyeceğinden bu alanların davacının mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiği, (D2) harfi ile belirtilen 1.446,66 m2'lik ve (C2) harfi ile belirtilen 3.057,26 m2'lik kısımların kadastro tespit çalışmalarında ekilemez arazi olarak tescil harici bırakıldığı, yapılan mera çalışmaları neticesinde 03.02.2003 tarihinde mera vasfı ile mera özel siciline tescil edildiği ancak bu alanlarda mera tahdit kapsamına alınma tarihine kadar zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne; fen bilirkişisinin 29.03.2021 havale tarihli rapor ve krokisinde (B1), (B2), (E1), (E2), (E3) ile gösterilen kısımlarında TMK'nın 713/1. maddesi uyarınca imar-ihya, zilyetlik nedeniyle tescil şartlarının oluştuğunun ve davacının mülkiyetinde olduğunun TESPİTİNE, 101 ada 51 mera parseli içerisinde kalan (D2) harfi ile belirtilen 1.446,66 m2'lik ve (C2) harfi ile belirtilen 3.057,26 m2'lik kısımlar yönünden mera vasfıyla yapılan sınırlandırmanın ve tahsis kaydının iptali ile adı geçen mahalledeki parsel sıralamasına göre son parselden sonra gelecek şekilde parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, bilirkişinin rapor ve eki krokisinde (A), (B3), (B4), (C1), (D1), (E4) harfi ile gösterilen bölümlere yönelik davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili ile katılma yoluyla ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın tümünde zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı Hazine vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın mera niteliğinde olduğunu, zilyetlikle edinim koşullarının davacı lehine oluşmadığını ve eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili; zilyetlikle edinim koşullarının davacı lehine oluşmadığını, dava konusu taşınmazın dava tarihinden önce imar planı kapsamına alındığını ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili; davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Davacı vekili; Ankara ili, .... ilçesi, ... ve ... Mahallelerinde bulunan taşınmaz bölümlerinin kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını, çekişmeli taşınmaz bölümlerine komşu olan taşınmazlarda davacının paylı malik olduğunu, davacının taşlık hali arazi vasfındaki yerleri imar-ihya etmek suretiyle kültür arazisi haline getirdiğini belirterek çekişmeli taşınmazların davacı adına tescilini istemiştir.

2. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava konusu olup bilirkişi raporunda (B1), (B2), (C2), (D2), (E1), (E2), (E3) ile gösterilen bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş, bilirkişi raporunda (A), (B3), (B4), (C1), (D1), (E4) ile gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin dava ise reddedilmiştir.

3. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; temyizen incelenen nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesindeki sebeplerin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. Davalılar Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de davacının dava konusu taşınmazlara komşu olduğunu belirttiği taşınmazlarda paylı malik olduğuna ilişkin beyanı dikkate alınmamış, TMK 'nın 692. maddesi uyarınca davacının tek başına dava konusu taşınmazların adına tescilini isteyip isteyemeyeceği değerlendirilmemiştir.

5. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermek için yeterli değildir. Uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından usulünce yararlanılmamış, çekişmeli taşınmazlara ve çekişmeli taşınmazlara komşu parsellere ilişkin kadastro tespit tutanakları ile varsa dayanakları ile tüm kayıtları eksiksiz olarak getirilmemiş, yetersiz bilirkişi raporları ile yetinilmiş, 3' er kişilik ziraat bilirkişi kurulu ile 3'er kişilik jeodezi ve fotogrometri uzmanından oluşan bilirkişi kurulunun katılımıyla taşınmazlar başında keşif yapılarak dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmemiş, taşınmazlarla ilgili usulünce mera araştırması yapılmamıştır.

Bu şekilde eksik değerlendirme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.

Hal böyle olunca; Mahkemece davacının aktif dava ehliyetinin belirlenmesi halinde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle, taşınmazlara ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılarak Harita Genel Müdürlüğünden, 707 parsel sayılı taşınmazın tescili ile çekişmeli taşınmaz bölümlerine komşu taşınmazların tespit ve tesciline esas tüm evrak ve dayanakları Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden sorulmak suretiyle getirtilip dosya arasına konulmalıdır.

Dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, önceki keşfe refakat eden bilirkişiler dışında belirlenecek 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi sorulmalı, keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; ziraat bilirkişisi kurulundan çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle komşu mera parseli ile müşterek sınırının bulunduğu bölümden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümlerini kapsayan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazların hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazilerin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten, komşu parseller ile çekişmeli taşınmaz bölümünün ve sınırlarının özellikle belirtildiği ayrıntılı rapor hazırlatılmalı; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda taşınmaz bölümlerinin mera vasfında olup-olmadığı, meradan sökülerek kazanılıp-kazanılmadığı belirlenmeli, öncesi mera olan taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi nereye ulaşırsa ulaşsın hukuken değer taşımadığı göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.

6. Kabule göre de; bilirkişi raporunda B1, B2, E1, E2 ve E3 ile gösterilen taşınmaz bölümlerinde imar uygulaması yapılmış olması nedeniyle tescil kararı verilemeyeceğinden bu alanların davacının mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmiş ise de çekişmeli taşınmaz bölümlerinin hangi parsele gittiği kesin olarak belirlenmeden ve bu parselle ilgili iptal tescil hükmü kurulması düşünülmeden tespit hükmü ile yetinilmesi isabetsiz olmuştur.

7. Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ile karar verilmesi doğru değildir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Dava konusu, Fen Bilirkişisi ...'ın 29.03.2021 havale tarihli raporunda A, B3, B4, C1, D1 ve E4 olarak gösterilen taşınmaz bölümleri hakkında verilen ret kararına yönelik davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan ret kararının ONANMASINA,

2. Davalılar Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile bilirkişi raporunda (B1), (B2), (C2), (D2), (E1), (E2), (E3) ile gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.