"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/419 E., 2023/129 K.
HÜKÜM : Asıl ve Birleştirilen Dava Kısmen Kabul
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.07.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... ve temyiz etmeyen birleştirilen davada davalılar vekilleri Avukat ... ile temyiz edilen asıl davada davacı ... mirasçısı ... ile birleştirilen davada davacı ... vekilleri Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı ... ile birleştirilen davada davacı ...; miras yolu ile malik oldukları 282 ada 1, 2, 5, 192 ada 1, 5 ve 6, 268 ada 7, 8200 ada 2, 260 ada 9 ve 367 parsel sayılı taşınmazların ifraz, tevhit, taksim ve intikali için bilgisizlik ve yaşlılıklarından faydalanılarak hile ile vekaletname alındığını, vekil davalı ...’ın vekaletnameyi kullanarak dava konusu 367 parsel sayılı taşınmazı satış yoluyla kardeşi davalı ...’a devrettiğini, diğer taşınmazların da vekil davalı ... tarafından davalı ...’a trampa yoluyla devredildiğini, taşınmazlar üzerinde ifraz ve tevhit işlemleri uygulanarak kat irtifakı kurulduğunu, satış bedelinin düşük olduğunu ve taraflar arasındaki akrabalık ilişkisi nedeniyle işlemlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişler; davacı ...'nin yargılama sırasında ölümü üzerine davayı mirasçıları takip etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; emlak işleriyle ilgilendiklerini, dava konusu taşınmazlarda paydaş olduklarını, davacıların birden fazla dağınık ve küçük paylar ile paydaş oldukları taşınmazları birleştirmek için davacılar ile iş sözleşmesi yaptıklarını, satış işleminin ise davacıların bilgisi ve isteği dahilinde yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulü ile dava konusu 367 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı paydan 134,80 m2’lik kısmın tapusunun iptali ile davacılar adına eşit olarak tesciline, 282 ada 7 parsel sayılı 1.686 m2’lik taşınmazın trampa ve ifrazen taksim yolu ile davacılar adına tescil edildiği, bu işlemler sonucu davacıların 4,70 m2’lik hak kaybı olduğu gerekçesiyle bu kısmın değeri olan 3.525,00 TL’nin davalı ...’dan alınarak davacılara eşit şekilde verilmesine, diğer davalılar ve diğer taşınmazlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar ile davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.09.2018 tarihli ve 2015/14817 Esas, 2018/12831 Karar sayılı kararıyla; “...192 ada 1, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar bakımından vekillere vekalet verilmemesine rağmen taşınmazların vekaleten trampa ile temlik edildiği göz önünde bulundurularak, bu taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi; 367 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı yönünde araştırma ve inceleme yapılması, diğer taşınmazlar yönünden taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesi uyarınca işlemlerin gerçekleştiği, davacıların da bedel istekleri olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi..." gerektiğine değinilerek karar bozulmuş; davalılar vekilinin karar düzeltme isteği Dairemizin 27.06.2019 tarihli 2019/619 Esas, 2019/4192 Karar sayılı kararı ile reddedilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 13.11.2020 tarihli 2019/293 Esas, 2020/330 Karar sayılı kararıyla; iş sözleşmesi ve vekaletname içeriğinde belirtilmeyen ve vekaleten trampa yolu ile davalı ...’a devredilen dava konusu 192 ada 1, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, trampa harici tutulup vekaleten satış yoluyla davalı ...’a devredilen dava konusu 367 parsel sayılı taşınmaz yönünden de iddianın ispatlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, dava konusu diğer taşınmazlar yönünden taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesi uyarınca işlemlerin gerçekleştiği ve davacıların da bedel istekleri olmadığı gözetilerek asıl ve birleştirilen davanın reddine, davalı ... dışındaki diğer davalılar yönünden de asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
2. Mahkeme kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Dairemizin 07.02.2022 tarihli ve 2021/995 Esas, 2022/806 Karar sayılı kararıyla; "...Dava konusu 192 ada 1, 5, 6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur...Ne var ki, dava konusu 192 ada 1, 5, 6 parsel sayılı taşınmazlarda davacılardan davalı ...’ya geçen çekişme konusu pay oranları nazara alınmak suretiyle iptal tescile karar verilmesi gerekirken, bu hususun göz ardı edilerek davalı ... adına kayıtlı bütün payları kapsayacak şekilde iptal tescile karar verilmesi doğru değildir...Öte yandan, dava konusu 367 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği şekilde vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı yönünde araştırma ve inceleme yapılması gerekirken bozma gereğinin yerine getirilmediği, bu hususta Mahkemece herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, dava konusu 367 parsel sayılı taşınmaz yönünden taraf tanıklarının dinlenilmesi, dava ve devir tarihi itibarıyla değerinin keşfen saptanması, toplanan ve toplanacak taraf delillerinin yukarıda değinilen ilkeler ışığında birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi..." hususlarına değinilerek karar bozulmuş; asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin karar düzeltme isteği Dairemizin 14.09.2022 tarihli ve 2022/4797 Esas, 2022/5736 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmadan önce asıl ve birleştirilen davada davalılar ... ve Can hakkında verilen ret kararı ile dava konusu diğer taşınmazlar yönünden verilen ret kararı kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına; davalı ... ve diğer taşınmazlar yönünden ise davacıların davalılara verdiği düzenleme şeklinde vekaletnamede dava konusu diğer tüm taşınmazlar yer aldığı halde 192 ada 1, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların yer almadığı, öte yandan 367 parsel sayılı taşınmazın trampa harici tutularak yine vekil tarafından satış suretiyle davalı ...’a temlik edildiği, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle 192 ada 1, 5 ve 6 parseller ile 367 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili; tüm delillerin değerlendirilerek ve tartışılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davalının tapu şerhine dayalı iddiaları ve delilleri değerlendirilmeden karar verildiğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, 367 kök parsel sayılı taşınmazın gittisi olan 192 ada 5 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu tapu kaydında yüz ölçümü hatalı olarak kaydedildiğini, bu hususun tapu kaydına şerh edildiğini, bu hatadan dolayı taşınmazda davacılara fazla pay verildiğini, bunun karşılığında davalının davacıların isteği doğrultusunda tarla vasfında olan imarsız 367 parsel sayılı taşınmazda 134 m2 pay aldığını, bu şekilde mahsuplaştıklarını, bu payın karşılıksız ve kötüniyetli alınmadığını, davacılar ve davalı arasında gerçekleşen sürecin kronolojik olarak takip edilmesi halinde davalının usul ve yasaya uygun şekilde işlemlerini gerçekleştirdiğinin, davacıların ise kötü niyetle mükerrer menfaat etme gayesi ile dürüstlük kuralına aykırı şekilde dava ikame ettiklerinin anlaşılacağını, bozma kararında belirtildiği gibi 192 ada 1, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar açısından vekilin yetkisiz olduğunun tespitinin maddi bir yanılgıdan ibaret olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve sözleşmeye binaen verilen vekaletname öncesinde toplamda 2117 m2 payı olan davacıların, yargılama neticesinde verilen karar ile toplam 2681 metrekare paylarının olacağını, kabul anlamına gelmemekle, davacıların mülkiyetlerinde ne var idi ise sadece onu isteyebileceklerini, verilen kararla davacıların hiç sahip olmadıklarından çok mülkiyet hakkına sahip olacaklarını, bu husustaki beyanlarının ve bilirkişi raporu alınması taleplerinin dikkate alınmadan karar verildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 504/1 ve 506. maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 2, 3 ve 28. maddeleri,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297/2. maddesi.
3. Değerlendirme
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacılar ile davalı ...’un bir araya gelerek iş sözleşmesi başlıklı belgeyi imzaladıkları, buna göre, davacılar adına paylı olarak kayıtlı 282 ada 1, 2 ve 5, 268 ada 7, 8200 ada 2, 260 ada 9 ve 367 parsel sayılı taşınmazları kapsayacak şekilde yapılacak tevhit, taksim ve ifraz işlemleri neticesinde davacıların bir veya iki parça taşınmazda müstakil malik olacağı, davalı ...’a bu yöndeki işlemleri takip etmek üzere vekaletname verileceği, davalı ... da hizmeti karşılığında davacıların paydaş olduğu taşınmazlardan geriye kalan arsa paylarını alacağı yönünde anlaşmaya vardıkları, bu yönde davacılar tarafından Mersin 8. Noterliğinde düzenlenen 24.03.2008 tarih 9598 yevmiye numaralı vekaletname ile 282 ada 1, 2, 5, 268 ada 7, 8200 ada 2, 260 ada 9 ve 367 parsel sayılı taşınmazlar yönünden satış, trampa, ifraz ve tevhit işlemlerini yapmak üzere davalıların vekil tayin edildiği, iş sözleşmesi doğrultusunda 268 ada 7 parsel sayılı taşınmazda davacılara ait 128/2560’ar payın; 8200 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 240/480’er payın; 260 ada 9 parsel sayılı taşınmazda 92/4128’er payın; 192 ada 1, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarda 48/512’şer payın vekaleten davalı ...’a 16.05.2008 tarihli trampa ile devredildiği, 367 parsel sayılı taşınmazdaki 48/512’şer payın ise 18.05.2011 tarihli satış işlemi ile davalı ...’a temlik edildiği, taşınmazların daha sonra çeşitli işlemlere tabi tutulduğu, neticeten 282 ada 7 parsel sayılı taşınmazda davacıların 1/2’şer oranda paydaş oldukları, davacı ...’nin burdaki payını 21.04.2011 tarihinde üçüncü kişiye devrettiği, Mersin 4. Noterliğinin 02.11.2011 tarih 27226 yevmiye numaralı azilnamesi ile davacı ...’nin davalıları azlettiği, Mersin 8. Noterliğinin 15.11.2011 tarih 25260 yevmiye numaralı azilnamesi ile de davacı ...’nin davalıları azlettiği anlaşılmaktadır.
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve bozma kararının gereklerine göre davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Dosya içerisinde yer alan veraset ilamlarından, davacı ...'ın yargılama sırasında 25.06.2020 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi ... ile evlatlığı ...'nin kaldığı, davayı mirasçılarının takip ettiği, ne var ki mirasçılarından eşi ...'in de yargılama sırasında 16.01.2022 tarihinde öldüğü ve onun da geride tek mirasçısı olarak evlatlığı ...'nin kaldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. HMK'nın 297/2. maddesine göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Öte yandan TMK'nın 28. maddesi uyarınca ölümle şahsiyet son bulmakla; Mahkemece, tapu kaydının iptali ile yargılama sırasında ölen davacı ... ve mirasçılarından ...'in dosyada yer alan veraset ilamlarına göre mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekirken, ölü kişi adına tescil kararı verilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile;
Hükmün, birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "Dava konusu Mersin ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 192 ada 1, 5, 6 ve 367 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın kabulü ile, davacılar murisi ...'dan davalı ...'ya geçen 48/512 hisseye ait tapu kaydının iptali ile davacı ... mirasçıları ... ve ... adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, kalan kısmın davalı ... uhdesinde bırakılmasına," ibaresinin çıkartılarak yerine “Mersin ili, .... ilçesi, .... mahallesinde bulunan 192 ada 1, 5, 6 ve 367 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın kabulü ile, davalı ... adına kayıtlı 192 ada 1, 5, 6 ve 367 parsel sayılı taşınmazların 48/512'şer paylarının iptaliyle aynı oranda, Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.10.2020 tarihli, 2020/1322 Esas, 2020/1173 Karar sayılı ve Mersin 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.02.2024 tarihli, 2023/292 Esas, 2024/93 Karar sayılı veraset ilamları uyarınca davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davalıya iadesine,
21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davalı ... vekili için 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
14.10.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.