"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2001/704 E., 2014/66 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl davada davacı Çalkaya Belediye Başkanlığı vekili tarafından duruşma istemli olarak, asıl ve birleştirilen davalarda ... ve ... vekili tarafından, davalılar...., ..., ..., ... ve davalı ... vekilleri tarafından süresinde, davalı ... vekili tarafından süresinden sonra temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.01.2022 Çarşamba günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz edilen birleştirilen davada davacı Hazine vekili Avukat .... ile temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldiler, diğer temyiz eden asıl davada davacı Çalkaya Belediye Başkanlığı ve diğer davalılar vekilleri gelmedi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı Çalkaya Belediye Başkanlığı vekili; 1534 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Belediyeye ait iken tamamının dava dışı S.S Kırçiçekleri Bahçe Evleri Arsa ve Yapı Kooperafine satıldığını, Kooperatif tarafından da davalılara tahsis edildiğini, taşınmazın halen davalılar adına hisseli olarak kayıtlı olduğunu, dava konusu taşınmazın Kooperatife satışına ilişkin encümen kararının sahte olduğunu, satışa ilişkin herhangi bir ihale dosyasının da Belediyede bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen davada davacı Hazine vekili; mülkiyeti Hazineye ait olan 2, 11, 1174, 1175, 3803, 4279 nolu kadastral parsellerin Çalkaya Belediye Başkanlığınca imar uygulamasına tabi tutulması sonucu 1534 ada 1 parselin DOP olarak ihdasen Belediye adına tescil edildiğini, İmar Kanunu gereğince bu tür yerlerin kullanılış şeklinin yeni bir imar planı ile değiştirilip özel mülkiyete konu olabilecek hale getirildiği takdirde bu yerlerin devir alınan Hazineye aynen iadesinin gerektiğini, ancak söz konusu taşınmazın usulsüz olarak Belediye tarafından dava dışı Kooperatife, onun tarafından da davalılara devredildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, savunma getirmemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla
; dava konusu taşınmazın Hazine tarafından Belediyeye gecekondu önleme bölgesinde kullanılmak üzere tahsis edildiği halde bu amaca aykırı biçimde işlemler yapıldığı, Hazinenin devir amacına aykırı biçimde taşınmazların rant aracı haline getirilip işlemler yapıldığı, Hazinenin tapu iptali davası açmakta haklı olduğu gerekçesi ile birleştirilen davanın kabulüne, asıl dava yönünden ise davacı ... vekili tarafından açılan davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı Çalkaya Belediye Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın sahte encümen kararıyla satıldığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, daha önce aynı bölgede bulunan başkaca taşınmazların da sahte encümen kararlarıyla satışa konu edildiğini, dava dışı parsellere ilişkin verilen kararların temyizi üzerine Dairemizce Belediyenin temyiz itirazlarının yerinde bulunarak verilmiş bozma kararlarının olduğunu, eldeki davada müvekkili Belediye yönünden davanın husumetten reddinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; gerekçeli kararın müvekkiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, mahallinde keşif yapılmadığını, 01.11.2012 tarihli celsede dosyanın fen bilirkişisine tevdi edilerek 1534 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Mandırlar köyü 1174, 1175 ve 3803 parsellerden oluşan imar kapsamı içinde kalıp kalmadığının tespiti yönünde karar verildiğini, Belediyeye ait taşınmazın Belediye kararı olmaksızın satışının imkansız olduğunu, müvekkilinin ve diğer paydaşların tapu kayıtlarına güvenerek tapuda malik gözüken şahıslardan taşınmazı satın almış oldukları hususu göz ardı edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, paydaşların niyetleri hususunda araştırma yapılması gerekirken Mahkemece bunun yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmitşir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; müvekkiline gerekçeli kararın tebliğ edilmediğini, mahallinde keşif yapılmadığını, müvekkilinin ve diğer paydaşların taşınmazı tapu kayıtlarına güvenerek edindiklerini, iyi niyet araştırması yapılması gerekirken bu hususun göz ardı edilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalılar, ..., ..., ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde; müvekkillerinin çekişmeli taşınmazı iyi niyetli olarak edindiklerini, TMK'nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanmaları gerektiğini, müvekkillerinin taşınmazı devralırken taşınmazın Belediyenin elinden sahte encümen kararıyla çıktığını bilebilecek durumda olmadıklarını, davacı Hazinenin dava konusu arazi ve benzer durumdaki diğer araziler ile oluşan zararının giderilmesi ile söz konusu araziler üzerinde mülkiyet hakkı bulunan vatandaşların bu durumdan zarar görmesini engellemek amacıyla Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Aksu Belediye Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında 05 Aralık 2017 Tarihinde "T.C. Maliye Bakanlığı, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Aksu Belediyesi arasında Aksu ilçesi Sınırları İçerisinde Muhtelif Zamanlarda Yapılan İmar ve Parselasyon Planları ile Kamulaştırma İşlemleri Sonucu Oluşan Hukuki Problemlerin Çözümüne ilişkin Sulhname" isimli sulhname akdedildiğini, söz konusu sulhnamenin Yükümlülükler Başlıklı 8. maddesinin 8.1.1 numaralı hükmünde "Protokolün 8.2.2. maddesi kapsamında kalan taşınmazların ABB tarafından Hazine zararı ve alacaklarına karşılık olarak Hazineye devrini müteakiben MB tarafından, EK-2 Listede esas numaraları belirtilen dava ve takiplerden vazgeçilecek ve söz konusu alanda geçmişte yapılan ve bu Sulhaneme'ye konu imar uygulamalarından kaynaklanan Hazine zararlı ile ilgili olarak herhangi bir dava açılmayacaktır." denmek suretiyle Hazinenin sulhname kapsamında zararının bulunduğu ortaya konan arazilere ilişkin açmış olduğu davalardan feragat edeceği ve ilgili şerhlerin kaldırılacağı hususunun ortaya konduğunu, bu doğrultuda iş ve işlemlerin yürütüleceğinin belirtildiğini, eldeki temyize konu karar verildikten sonra ortaya çıkan bu durumun araştırılması ve davanın seyrini değiştirebilecek olması nedeniyle buna göre sonuca gidilmesi gerektiğini, müvekkillerinin maliki olduğu taşınmazın da yine bu Sulhname kapsamında yer aldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin çekişmeli taşınmazı iyi niyetli olarak edindiğini, TMK'nın 1023. maddesi kapsamında iyi niyetinin korunması gerektiğini, kooperatif üyesi olan müvekkilinin taşınmazın Belediyenin elinden sahte encümen kararı ile çıktığını bilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca davacı Hazinenin dava konusu arazi ve benzer durumdaki diğer araziler ile oluşan zararının giderilmesi ile söz konusu araziler üzerinde mülkiyet hakkı bulunan vatandaşların bu durumdan zarar görmesini engellemek amacıyla Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Aksu Belediye Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında 05 Aralık 2017 Tarihinde "T.C. Maliye Bakanlığı, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Aksu Belediyesi arasında Aksu İlçesi Sınırları İçerisinde Muhtelif Zamanlarda Yapılan İmar ve Parselasyon Planları ile Kamulaştırma İşlemleri Sonucu Oluşan Hukuki Problemlerin Çözümüne ilişkin Sulhname " İsimli sulhname akdedildiğini, dava konusu taşınmazın da bu sulhname kapsamı içinde yer aldığını, bu hususun da araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu 1534 ada 1 parsel sayılı taşınmazı 20 yıldan fazla bir süre öncesinde üye olduğu kooperatif ve daha sonra da kooperatifin tahsisi yöntemi ile edindiğini, Medeni Kanun'un 3. ve 1023. maddelerin vücut bulan iyi niyet gereği hakkının korunması gerekirken Mahkemece verilen karar ile bu ilkenin göz ardı edildiğini, taşınmazın maliki olan Hazinenin mülkiyet iddiasından vazgeçtiğini, bu iradesini her belgede, son olarak sulhnamede ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının aldığı onay ve ilgili kurumlara yazdığı taleplerinde de belirttiğini, sulhnamenin tarafı olan Aksu Belediye Başkanlığı için de aynı iradenin var olduğunun kabulü gerektiğini, sulhname hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Asıl ve birleştirilen davalar, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesi şöyledir;
“Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”
1022. maddesinin birinci fıkrası şöyledir;
“Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”
1023. maddesi şöyledir;
“Tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur."
1024. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
“Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.”, 1024. maddesinin ikinci fıkrasında “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1024. maddesinin üçüncü fıkrasında “Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyi niyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.”
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1534 ada 1 parsel sayılı, 25.000 m2 miktarlı, arsa vasıflı taşınmazın; 11.08.1993 tarihli imar işlemi ile Çalkaya Belediye Başkanlığı adına kayıtlı iken 13.08.1997 tarihli satış işlemi ile ( Belediyenin 14.07.1997 tarih ve 255 sayılı encümen kararına istinaden) SS. Kırçiçekleri Bahçe Evleri Arsa ve Yapı Kooperatifine devredildiği, daha sonra da 20.08.1997 tarihli tahsis işlemi ile davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,, ..., ..., ... ve dava dışı.... ile ....adlarına paylı olarak kayıtlı hale geldiği, dava dışı... adına kayıtlı 1/25 payın 06.03.2000 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e, dava dışı .... adına kayıtlı 1/25 payın 16.06.2000 tarihli satış işlemi ile davalı ...'a devredildiği, davalılardan ...'ın dosya temyiz aşamasında iken ölümü üzerine 04.01.2022 tarihli intikal işlemi ile adına kayıtlı payın mirasçılarına intikal ettiği, yargılama aşamasında Belediyeden gönderilen cevabi yazıda 1534 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Kooperatife satışına ilişkin ihale yapılmadığının, 14.07.1997 tarihli ve 255 sayılı karara göre satış yapılmış olduğu görülmesine rağmen, Belediyede bulunan encümen karar defterinde farklı karar bulunduğunun bildirildiği, eldeki temyize konu asıl davanın 10.07.2001, birleştirilen davanın ise 26.11.2001 tarihinde, sahte encümen kararı ile yapılan işlemlerin yolsuz olduğu ileri sürülmek suretiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 432/1-4. fıkraları uyarınca mahkemelerce verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin yasal 15 günlük temyiz süresinden sonra verilmesi halinde anılan Kanun maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 01.06.1990 tarih ve 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Somut olayda, Mahkemece 30.01.2014 tarihinde verilen karar davalı ...'na 01.04.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, adı geçen davalı tarafından Antalya 20. Noterliğinin 22.04.2022 tarihli vekaletnamesi ile Avukat ... vekil olarak tayin edilmiş ve Avukat ... tarafından sunulan 22.04.2022 tarihli temyiz dilekçesi ile karar temyiz edilmiştir. Temyiz dilekçesinin yasal süre geçirildikten sonra verildiği anlaşılmakta davalı ...'nun temyiz dilekçesinin süreden reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan; Dairemizin 25.01.2024 tarihli geri çevirme kararı ile çekişme konusu 1534 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Çalkaya hudutları içerisinde bulunan 1174, 1175 ve 3803 parsel sayılı taşınmazların imar görmesi ile oluştuğunun ileri sürülmesi nedeni ile bahsi geçen 1174, 1175 ve 3803 sayılı kadastro parsellerine ait taşınmazların tedavüllü tapu kayıtlarının gönderilmesinin istendiği, ne var ki gönderilen kayıt ve belgeler ile çekişmeli taşınmaz arasında bağlantı kurulamadığı; yine dosyaya bir kısım davalılar tarafından sunulan temyiz ve beyan dilekçelerinde yıllardan beri Aksu Belediye Başkanlığı sınırlarında bulunan ve Belediyenin imar uygulamaları sonucu oluşan Hazine zararının karşılanması ve bölgedeki mülkiyet sorunlarının çözümlenmesi amacıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı, Aksu Belediye Başkanlığı ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında "Sulhname" düzenlendiğinin ve dava konusu taşınmazın da sulhname kapsamında olduğunun bildirildiği açıktır.
Hal böyle olunca; yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava konusu 1534 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1174, 1175 ve 3803 parsel sayılı taşınmazlarla arasında bağlantı bulunup bulunmadığının ve çekişmeli taşınmazın bir kısım davalıların dilekçelerinde ileri sürülen sulhname kapsamında yer alıp almadığının araştırılması, toplanan ve toplanacak delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz eden davalı ...'na iadesine,
Davacı Çalkaya Belediye Başkanlığı vekilinin ve davalılar ... ve ... vekili ile davalılar , ..., ..., ... ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönler itibariyle kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harçlarının temyiz edenlere iadesine,
20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacı Hazineden alınmasına,
Dosyanın Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.