Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4537 E. 2025/1159 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera olarak tescil edilen ve tescil harici bırakılan taşınmaz bölümü üzerinde davacıların tapu iptali ve tescil talepli davalarının hak düşürücü süre yönünden incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitine itiraz için öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin, kadastronun kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başladığı ve davacıların dava açma tarihinden itibaren bu sürenin geçmiş olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/384 E., 2024/533 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karasu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/336 E., 2021/494 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve katılma yoluyla davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar ..., ..., ... ve ... müşterek dava dilekçelerinde özetle; muris babaları ...'in 03.10.1955 tarihli senede istinaden dava konusu taşınmazı 358 ve 360 parsel sayılı taşınmazlarla bütün olarak Köy Tüzel Kişiliğinden satın aldığını, muris babaları ve ölümünden sonra da kendilerinin taşınmazı bütün olarak kullanmaya devam ettiklerini, dava konusu bölümün tescil harici bırakıldığını miras taksimi sırasında öğrendiklerini ileri sürerek dava konusu tapusuz taşınmaz bölümünün adlarına tescilini talep etmişler, davacılar ..., ... ve ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere tefrik kararı verilmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini, TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; husumet yönünden davanın reddini istemiştir.

3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 1959 tarihindeki kadastro çalışmalarında mera olarak sınırlandırıldığını, zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın Köy Tüzel Kişiliği adına mera olarak tescil edilen 421 parsel sayılı taşınmaz olduğu, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazın evvelinin mera olup olmadığı ve zilyetlik konusunda somut bilgileri olmadığı, taşınmazda ekonomik faaliyet bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalılar lehine 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı ile katılma yoluyla davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 421 parsel sayılı taşınmaz hakkında Mahkemesince esasa girilerek hüküm kurulmuş ise de 421 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında 11.06.1959 tarihinde Köy Tüzel Kişiliği adına mera vasfıyla tespit edildiği, dava tarihi olan 02.10.2017 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, dava konusu tespit harici (A) harfli kısım bakımından ise İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olmadığı gerekçesiyle (A) harfli kısım yönünden başvuruların esastan reddine, HMK'nın 355/1. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurmak suretiyle 421 (yeni 151 ada 183) parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine, (A) harfli tescil harici taşınmaz bakımından davanın reddine, yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına, davalılar lehine AAÜT gereğince takdiren 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Sebepleri

1. Davacı temyiz dilekçesinde; davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olduğu hâlde diğer mirasçı davacıların davasının açılmamış sayılmak üzere tefrik edilmesinin hatalı olduğunu, kadastro sırasında mera vasfıyla tespit edilen dava konusu 421 sayılı parselde evlerinin bulunduğunu, taşınmazın mera olmadığını, 1955 tarihli satış senedinin değerlendirilmediğini, o tarihten beri muris ve kendilerinin zilyet olduklarını, tapu kaydı bulunmayan dava konusu taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

2. Davalı ... vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; dava konusu tescil harici (A) harfli taşınmaz bölümünün TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili ve kadastro öncesi nedene dayalı mera sınırlandırmasının iptali ve tescil istemine ilişkindir.

1. Taraflar arasındaki tescil davasının konusu olan, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 167,86 m2 yüz ölçümlü bölüme yönelik davacı ve katılma yoluyla davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

2. Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve tescil davasına konu edilen (A) harfli bölümün keşfen belirlenen dava tarihindeki değeri 8.393,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kalmaktadır. Bu sebeple davacı ve katılma yoluyla davalı ... vekilinin temyiz dilekçelerinin değerden reddine karar vermek gerekmiştir.

3. Taraflar arasında mera sınırlandırmasının iptali ve tescil davasının konusu olan 421 (yenileme sonrası 151 ada 183) parsel taşınmaz hakkında davanın hak düşürücü süreden reddine yönelik karara karşı davacı ve katılma yoluyla davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

4. Dava konusu Sakarya ili, Karasu ilçesi, ... köyünde kain 421 parsel sayılı taşınmazın 11.06.1959 tarihinde yapılan kadastro tespiti sırasında senetsizden, ... Köy Tüzel Kişiliğinin merası iken, 4 yıl önce ... tarafından üzerine kargir bir ev yapıldığı, ...'in komşu 360 parsel sayılı taşınmazının dayanağı 12.03.1958 tarihli 35 sayılı tapuya istinaden tasarruf ettiği, bu yerin de tapusu içinde kaldığını iddia ettiği, ancak tapu sınırının mera olduğu, bu parselin de yollarla bölünen meradan bir parçayı teşkil ettiği ve halen ...'in fuzuli şagil olduğu gerekçesiyle 2.100 m2 yüz ölçümlü mera olarak sınırlandırıldığı, kadastro tutanağının 05.08.1959 ilâ 05.09.1959 tarihleri arasında askı ilâna çıkarılarak itiraz olmaksızın 05.09.1959 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, sınırlandırmanın kesinleştiği 05.09.1959 tarihi ile davanın açıldığı 02.10.2017 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ve katılma yoluyla davalı ... vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Tescil davasının konusu olan (A) harfli tespit harici taşınmaz yönünden davacı ve katılma yoluyla davalı ... vekilinin temyiz dilekçelerinin değerden REDDİNE,

2. Temyiz eden davalı ... harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

3. Mera sınırlandırmasının iptali ve tescil davasının konusu olan 421 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,

4. Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.