"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2615 E., 2024/1370 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/146 E., 2022/290 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli davada Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekili tarafından süresine temyiz edilmekle; dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne; kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalıların istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar tarafından temyiz edildikten sonra tarafların 10.03.2025 tarihli “ihtiyari arabuluculuk anlaşma son tutanağı” başlıklı belgeyi dosyaya göndererek eldeki davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmişlerdir.
7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un kabulüyle birlikte taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıkların arabuluculuğa elverişli olduğu düzenlenmiştir. Bu değişiklik düzenlemesi, 7445 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na (HUAK) 17/B maddesinin eklenmesi suretiyle gerçekleştirilmiş, anılan madde 01.09.2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anılan maddenin 3. fıkrasında “Arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşması halinde anlaşma belgesi, taşınmazın devri veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasıyla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslar gözetilmek suretiyle düzenlenir.”, 4. fıkrasında “Anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin alınması zorunlu olup bu şerh taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinden alınır. Mahkeme yapacağı incelemede anlaşma içeriğini, arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı ve taşınmazın devri veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasıyla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslara uyulup uyulmadığı yönünden denetler; bu kapsamda kurum veya kuruluşlardan bilgi veya belge talep edebilir ve gerektiğinde duruşma açabilir.”, 5. fıkrasında “Anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin verilmesiyle ilgili diğer hususlar hakkında 18. madde hükmü uygulanır.” ve HUAK’ın “Tarafların anlaşması” kenar başlıklı 18/1. maddesinde ise “Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi halinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.” ve aynı maddenin 2. fıkrasında “Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Öte yandan; Sulh, 6100 sayılı HMK'nın 313. maddesi hükmü uyarınca, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme olup 314. maddenin 1. fıkrasına göre, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile HMK’nın 314. maddesine eklenen 3. fıkraya göre sulh, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı sulh hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, tarafların 10.03.2025 tarihli “ihtiyari arabuluculuk anlaşma son tutanağı” başlıklı belgeyi dosyaya göndererek eldeki davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettikleri açıktır.
Hâl böyle olunca, tarafların sundukları 10.03.2025 tarihli belge yukarıdaki düzenlemeler doğrultusunda değerlendirilerek sonucuna göre ek karar verilebilmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Dava dosyasının kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
14.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.