"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/110 E., 2022/516 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacı ... vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili; Antalya ili, .... ilçesi, .... Mahallesi 2180 parsel (yeni 245 ada 6 parsel) sayılı tasınmazın içinden ve bitişiğinden geçen metruk eski yolun anılan taşınmaz içinde kalan kısmı da dahil olmak üzere yaklaşık 40 yıldır davacının satın aldıkları şahısların ve davacının tasarruf ve zilyetliğinde olduğunu, Korkuteli Akyar yolunun 2180 parsel sayılı taşınmaz içerisinden 1960 yıllarında yeni asfalt yolun yapımı ile metruk yol haline gelen metruk yolun kazandınıcı zaman aşımı ile edinilebilen yerlerden olduğunu, bu tarihlerden beri metruk yolda nizasız ve fasılasız şekilde tarımsal faaliyet gösterilmekte olduğunu, meyve ağaçlarının dikili bulunduğunu, davacı ve diğer tasınmaz sahiplerinin kullandığı eski yolun tapuda halen yol olarak kaldığını belirterek 2180 parsel (yeni 245 ada 6 parsel) sayılı taşınmaza bitişik yaklaşık 1.700 m²'lik metruk yolun davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, tespit dışı bırakılma işleminden yıllar sonra tespit dışı bırakılma tarihindeki niteliğinin aksini iddia etmenin o tarihteki kadastro işlemi ile belirlenen fiili duruma aykırı olduğunu belirterek reddini savunmuştur.
Dahili davalı ... vekili; davanın taraflarına yöneltilmesinin yasal dayanağının olmadığını, davada taraf ehliyetinin bulunmadığını, imar alanları içinde kalıp kalmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davaya konu alanların kamuya tahsis edilen yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacağını, imar-ihya koşullarının gerçekleşmiş olması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.06.2010 tarihli 2004/275 Esas ve 2010/275 Karar sayılı kararı ile; dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda tescil davalarının kabulüne, fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 1.380 metrekare yüz ölçümündeki bölümün davacı ..., (B) harfi ile gösterilen 1594 metrekare yüz ölçümündeki bölümün davacı ... adına tapuya tesciline, davacı ...'un müdahalenin men'i davasının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.04.2015 tarihli 2014/12071 Esas, 2015/5016 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece, zilyetlikle edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de çekişmeli taşınmaz bölümlerinin hangi tarihte niçin tescil harici bırakıldığı sorulmadan, hava fotoğrafları uygulanmadan, taşınmazların öncesinin kapanmış yol olduğu dosya kapsamıyla belirlenmişse de davacıların zilyetliklerinin süresi ve şekli hususunda yeterli araştırma yapılmadan ve yasal ilanlar da yapılmadan eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğu belirtilerek ve 6360 sayılı Kanun'un geçici 1/13 ve TMK'nın 713/3. maddeleri uyarınca ... ile ... davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmak suretiye davalı tarafın savunma ve delilleri de sorulup toplanması gerektiğine işaret edilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararına uyulmakla ilan yapıldığı, hava fotoğraflarının dosya arasına alındığı ve yeniden keşif icra edildiği, dava konusu parselde tesis kadastrosu tarihinin 18.07.1960 olduğu, 1981 tarihli hava fotoğrafında alınan bilirkişi raporunda (F) ve (H) harfleri ile adlandırılan alanın 245 ada 6 parsel malikleri tarafından kullanıldığının gözlemlendiği, alınan ziraat bilirkişi raporunda 1971 tarihli hava fotoğrafında çekişmeli yolda tarımsal faaliyetin bulunmadığının belirtildiği, 1981 ve 1992 tarihli hava fotoğrafında ise çekişmeli eski yol üzerinde tarım yapıldığının ve yeni bir yol açıldığının gözlemlendiği, 1960 tarihli kadastroda dava konusu yerin haritasında yol olarak gösterildiği, 1981 tarihinden dava tarihine kadar en az 23 yıl tarım arazisi olarak kullanıldığı, dava konusu bilirkişi raporunda (F), (G), (H) harfleriyle gösterilen alanın 245 ada 6 parsel içinde kaldığı ve dava tarihi itibariyle 23 yılı aşkın süredir tarım arazisi olarak kullanıldığının tespit edilmiş olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, fen bilirkişileri Mehmet Kutlu ve Aydın Hatipoğlu tarafından tanzim edilen 18.01.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda (F): 1.598,54 metrekare, (G): 50,10 metrekare, (H): 1.482,05 metrekare olmak üzere toplam (F)+(G)+(H): 3.130,69 metrekare yerin Antalya ili Korkuteli ilçesi Akyar Mahallesi 245 ada 6 parsel (eski 2180 parsel) sayılı taşınmaz üzerine kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın kabul edilen kısmının davacı adına tescil edilmesi gerekirken aksi şekilde taşınmaz lehine tapuya kayıt ve tescile yönelik hüküm kurulması ve kısmen reddedilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemece verilen hükmün talep sonucundan farklı bir karar olup davacı talebinin davacı adına tapu iptali ve tescil için hüküm kurulması olduğunu, davacı aleyhine yargılama gideri, vekalet ücreti takdirinin yerinde olmadığını öne sürerek ve re'sen nazara alınacak sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların zamanaşımına dayanılarak kazanılabilmesi için iktisap koşullarının elverişli olması gerektiğini, dava konusu yerin kadastro tespitlerinde Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu gerekçesi ile tespit dışı bırakılan yerlerden olduğunu, taşınmazın niteliği, zilyetlik mevcut ise zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi, imar-ihyanın hangi tarihte başladığı, süreci, sürdürülüş biçimi ve hangi tarihte tamamlandığı üzerinde ayrıntılı şekilde araştırma yapılması gerektiğini öne sürerek ve re'sen nazara alınacak sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın mahiyeti gereği aleyhine harç, yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin yasal ve hukuki bir karşılığı bulunmadığını, 245 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro parseli olup köy yerleşik alanı içinde kaldığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda planlama sürecinin halen devam etmekte olduğunu, tespit dışı bırakılan taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 17. maddesine göre imar-ihyası tamamlandıktan sonra zilyetlikle iktisabının mümkün olduğunu, aynı maddede yer alan koşullarından birinin de taşınmazın il ve ilçe imar planları kapsamında olmaması olduğunu öne sürerek ve re'sen nazara alınacak sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın mahiyeti gereği aleyhine harç, yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin yasal ve hukuki bir karşılığı bulunmadığını, dava konusu taşınmazın da bulunduğu Akyar Mahallesi kırsal nitelikli yerleşme alanında Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 1/5000 ölçekli nazım imar planı çalışması Antalya Büyükşehir Belediyesi meclis gündemine alınmış olup plan süreci devam etmekte olduğunu, dava konusu alanın davacı adına tescili durumunda köy bağlantı yolunun kapatılmış olacağını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
Dosya kapsamından; 25.020,41 m2 yüz ölçümlü eski 2180 yeni 245 ada 6 parsel 26.8.1958 tarihinde dava dışı... oğlu ...... adına tarla vasfı ile senetsizden tespit edildiği, 18.07.1960 tarihinde ...... adına hükmen tescil edildiği, mirasçı ...oğlu...'ın 3/16 payını davacı ...'a 26.03.1998 tarihinde sattığı, davacı ... tarafından kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu alanların adına tescilinin talep edildiği, davaya esas alınan bilirkişi raporunda (F), (G) ve (H) harfleri ile gösterilen alanların 1958 yılında yapılan kadastro çalışmalarında yol olarak tescil harici bırakıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, temyize konu taşınmaz alanları üzerinde davacı ... lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de senetsizden edinim araştırılması yapılmadan, yetersiz hava fotoğrafı uygulaması hükme esas alınarak bozmadan önceki hükümle davacı yana daha az yer verilmesine rağmen usuli kazanılmış hak gözetilmeden, davacının talebine aykırı olarak 245 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerine kayıt ve tesciline dair hüküm kurularak, öte yandan davada yasal hasım konumunda olan davalılar aleyhine yargılama giderlerine hükmedilerek yazılı şekilde karar tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Şöyle ki;
1. 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesine göre tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, davacı ... ile 245 ada 6 parselin eski maliki .... adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulmalı, varsa söz konusu taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde kadastro tutanak örnekleri ve oluşmuş ise tapu kayıtlarının onaylı örnekleri getirtilerek dosya arasına konulmalıdır.
2. Dosyada mevcut 28.01.2019 tarihli jeodezi raporunda 1971 ve 1981 yıllarına ait hava fotoğraflarının çözünürlüğün düşük olmasından dolayı değerlendirme yapılmadığının belirtildiği, monoskopik bir inceleme içerdiği, streoskopik denetim yapılmadığı, Mahkemece uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından usulünce yararlanılmadığı, eksik ve yetersiz bilirkişi raporları ile yetinilerek infazda tereddüte mahal verecek şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Doğru sonuca varılabilmesi için dava konusu yere ilişkin kadastral pafta örneği, memleket haritası (1/25000 ve 1/5000 ölçekli haritalar), 1/5000 ölçekli standart topoğrafik ve fotogrametrik haritalar Kadastro Müdürlüğünden, stereoskopik inceleme için model oluşturacak ardışık ve bindirmeli dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları ise Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı, varsa en eski tarihli uydu fotoğrafları temin edilmeli, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında bulunan stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi istenilmeli, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; bu suretle toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Değinilen hususlar göz ardı edilip yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de:
a. Tapusuz taşınmazın tescili davasında, davanın niteliği gereği yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılması gerekirken yasal hasım konumunda olan davalılar aleyhine hüküm tesisi,
b. Davacının temyiz dilekçesinde öne sürdüğü ve HMK'nın “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde düzenlenen "...hâkim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; kanunlarda gösterilen sınırlı sayıdaki istisnalar bir kenara bırakılacak olursa talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremez..." amir hükmüne göre davacı talebinin davaya konu tescil harici bırakılan yerin kendi adına kayıt ve tescil olmasına rağmen, Mahkemece talep ile örtüşmeyecek şekilde 245 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerine kayıt ve tesciline dair yazılı şekilde hüküm tesisi,
c. Bozmadan önceki kararda davacı lehine kabule karar verilen taşınmaz bölümünün 1.594 metrekare olduğu ve davacı tarafından temyize getirilmediği, bu kez bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda 18.01.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda (F), (G) ve (H) harfleri ile gösterilen toplam 3.130,69 metrekare alanın 245 ada 6 parsel (eski 2180 parsel) sayılı taşınmaz üzerine kayıt ve tesciline karar verilmek suretiyle davalı taraf yararına doğan usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldıracak şekilde hüküm tesisi,
d. Davacı vekili dava dilekçesinde yaklaşık 1.700 m²'lik metruk yolun davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi talep ettiği halde, HMK'nın 26. maddesine aykırı şekilde talep aşılmak suretiyle 3.130,69 metrekare yüz ölçümüne davacı adına tesciline karar verilmesi, isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ... vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalı Belediyelere iadesine,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Korkuteli 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
26.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.